Ekonomi
Ekonomide İvme Kaybı Sinyalleri: İkinci Çeyrekte Büyüme Yavaşlıyor mu?
Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğine ilişkin öncü göstergelerle birlikte bir yavaşlama dönemine girdiğine dair güçlü sinyaller veriyor. Haziran ayına ait İktisadi Yönelim Anketi (İYA), Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ve kapasite kullanım oranı (KKO) verileri, özellikle imalat sanayinde belirginleşen üretim ve talep kaybına işaret ediyor. Son dönemde artan küresel ve yurt içi belirsizliklerin beklentiler üzerindeki olumsuz etkisi devam ederken, Merkez Bankası'nın (TCMB) çıktı açığı tahminleri de bu yavaşlamayı destekler nitelikte.

Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğine ilişkin öncü göstergelerle birlikte bir yavaşlama dönemine girdiğine dair güçlü sinyaller veriyor. Haziran ayına ait İktisadi Yönelim Anketi (İYA), Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ve kapasite kullanım oranı (KKO) verileri, özellikle imalat sanayinde belirginleşen üretim ve talep kaybına işaret ediyor. Son dönemde artan küresel ve yurt içi belirsizliklerin beklentiler üzerindeki olumsuz etkisi devam ederken, Merkez Bankası’nın (TCMB) çıktı açığı tahminleri de bu yavaşlamayı destekler nitelikte.
Güven Endekslerinde Düşüş Devam Ediyor
Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE): İmalat sanayisinin genel gidişatını yansıtan RKGE, nisan ve mayıs aylarındaki düşüşün ardından haziranda da gerileyerek tarihsel ortalamasının altında seyretti. Bu, ikinci çeyrekte imalat sanayinde gözle görülür bir zayıflığın yaşandığının altını çiziyor. Aylık düşüşte, genel gidişatın yanı sıra son üç aya ilişkin toplam sipariş endekslerindeki gerilemeler belirleyici oldu. Özellikle yurt içi ve yurt dışı piyasalardaki belirsizliklerin artmasıyla üretim hacmi ve ihracat sipariş beklentilerindeki düşüşler endişe yaratmaya devam ediyor.
Sektörel Güven Endeksleri (SGE): Yılın ilk çeyreğinde artış gösteren sektörel güven endeksleri, mayıstaki sınırlı iyileşmenin ardından haziranda karmaşık bir tablo çizerek ilk çeyrek ortalamasının altında kaldı.
- Hizmet sektörü güven endeksi aylık bazda hafif bir iyileşme gösterse de, geleceğe yönelik talep beklentileri gerilemeye devam etti. Bu durum, sektördeki toparlanmanın henüz kalıcı olmadığını gösteriyor.
- Perakende sektörü güven endeksi haziranda belirgin bir düşüşle Eylül 2024’ten bu yana en düşük seviyesine indi. İç talepteki zayıflama sinyallerini doğrulayan bu gelişme, özellikle gelecek üç aylık satış beklentilerindeki keskin düşüşle perakende sektörünün önündeki zorlukları ortaya koyuyor.
- İnşaat sektörü güven endeksi de haziran ayında geriledi ve mayıstaki güçlü artışın kalıcı bir toparlanmaya dönüşmediğini gösterdi.
Özetle, hizmet, perakende ve inşaat sektörlerindeki güven endekslerinin tamamı ikinci çeyrekte hem tarihsel hem de ilk çeyrek ortalamalarının altında kalarak, ekonomik faaliyette sektörler geneline yayılan bir yavaşlamanın sinyalini verdi. Bu görünüm, TCMB’nin son Enflasyon Raporu’nda yer alan potansiyel altı çeyreklik büyüme tahminleriyle de uyumlu bir tablo çiziyor.
Kapasite Kullanım Oranında Düşüş Eğilimi
Kapasite Kullanım Oranı (KKO): İmalat sanayinde üretimdeki zayıflığın bir diğer göstergesi olan mevsimsellikten arındırılmış KKO, haziranda aylık 0,7 puan düşüşle %74,4 seviyesine geriledi. Bu değer, tarihsel ortalamasının 1,9 puan altında kalarak imalat sanayinin ana eğilimindeki zayıflığın sürdüğünü teyit etti.
Ölçek bazında incelendiğinde, KKO’daki düşüşün küçük, orta ve büyük ölçekli firmaların tamamında yaşandığı görüldü. Özellikle küçük ölçekli firmalarda Aralık 2020’den bu yana en düşük seviyeye gerilemesi dikkat çekici. Mal grupları bazında ise dayanıksız tüketim mallarında sınırlı bir artış gözlenirken, diğer tüm gruplarda düşüş kaydedildi. Özellikle ara malı KKO’sunun Mart 2023’ten bu yana en düşük seviyeye gerilemesi, üretimdeki yavaşlamanın girdi tarafında da hissedildiğini gösteriyor.
Sektörel detayda, imalat sanayi KKO’sundaki düşüşte taşıt sektörü, makine ve ekipman, elektrikli teçhizat gibi önemli sektörlerdeki gerilemeler etkili oldu. Sanayi üretimi ve ihracatta yüksek paya sahip gıda ve giyim sektörlerinde de KKO’lar azaldı.
Ancak bazı istisnalar da mevcut: ana metal sanayinde KKO aylık bazda artarak son dört ayın en yüksek seviyesine çıktı. Savunma sanayi araçlarının yer aldığı diğer ulaşım araçları sektöründe ise KKO, mayıs ayındaki artışın ardından haziranda da yükselişini sürdürerek son 11 ayın zirvesine ulaştı ve tarihsel ortalamasının üzerine çıktı. Bu durum, bu sektörün sanayi üretimine tekrar yüksek katkı yapabileceğine işaret ediyor. Öte yandan, tekstil sektöründe KKO, yaklaşık iki yıl sonra ilk kez %70 seviyesinin altına geriledikten sonra haziranda sınırlı bir toparlanma gösterse de zayıf seyrini korudu.
İktisadi Yönelim Anketinden Gelen Diğer Bulgular
Üretim Hacmi ve Siparişler: Son üç aylık üretim hacmi sorusu, mayıstaki yatay seyrin ardından haziran ayında yeniden düşüşe geçerek uzun dönem ortalamasının oldukça altına indi. Özellikle yatırım mallarındaki belirgin azalış dikkat çekerken, çeyreksel bazda da ikinci çeyrekte genel bir üretim hacmi azalışı söz konusu.
Kayıtlı iç piyasa siparişleri haziranda azalarak iç talepteki ivme kaybının sürdüğüne işaret etti. İhracat siparişleri ise üç aylık düşüşün ardından haziranda yatay seyrederek tarihsel ortalamaların altında zayıf bir görünüm sergiledi. Yatırım mallarında hem iç hem de dış piyasa siparişlerinde belirgin azalışlar gözlendi.
İstihdam ve Yatırım Eğilimi: İstihdam eğilimi, mayıstaki artışın ardından haziranda yeniden geriledi. Yatırım eğilimi ise dört aylık düşüşün ardından sınırlı bir artış gösterse de önceki aylardaki kayıpları telafi edemedi. Bu göstergeler, firmaların geleceğe yönelik istihdam ve yatırım kararlarında ihtiyatlı davrandığını ortaya koyuyor.
Beklentiler: İmalat sanayi firmalarının dış sipariş beklentilerinde son beş aydır düşüş devam ediyor. İç piyasa sipariş beklentileri haziranda artış gösterse de, hem iç hem de dış sipariş beklentileri son dört aydır uzun vadeli ortalamalarının altında seyrediyor. Maliyet ve fiyatlamalara ilişkin beklentiler de haziranda gerilemeye devam etti. İmalat sanayinin gelecek 12 ay ÜFE yıllık enflasyon beklentisi ise aylık bazda azalarak %37,2 seviyesinde gerçekleşti; ancak bu beklenti mevcut ÜFE enflasyonunun oldukça üzerinde kalmaya devam ediyor. Emtia fiyatlarındaki olası yükselişler, bu beklentiler üzerinde yukarı yönlü risk oluşturabilir.
Tüm bu öncü göstergeler, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte büyüme hızında bir yavaşlama eğilimine girdiğini ve bu durumun sektörler geneline yayıldığını açıkça ortaya koyuyor. Enflasyonla mücadele ve makroekonomik istikrarın sağlanması adına atılacak adımların, bu yavaşlama sinyalleri ışığında dikkatle değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Kaynak: Akbank Ekonomik Araştırmalar
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]