Sosyal Medya

Ekonomi

Enes Özkan: Kriz sadece ekonomiyle açıklanamaz

Ekonomist Enes Özkan, Para Analiz’ den Berna Can’a verdiği özel röportajda, Türkiye ekonomisinin bugün geldiği noktayı siyasi karar alma mekanizmalarıyla birlikte değerlendirdi.

Enes Özkan: Kriz sadece ekonomiyle açıklanamaz

Para Analiz youtube’da Bi Konuşalım’a konuk olan Özkan Türkiye de yaşanan ekonomik durumunu değerlendirdi.

Özkan’a göre Türkiye’de yaşanan kriz, yalnızca döviz kuru ya da enflasyonla ölçülebilecek bir tablo değil; bu, kurumların etkisizleştirildiği, tek bir aktörün belirleyici olduğu yapısal bir sistem krizine dönüşmüş durumda.

Mehmet Şimşek’in politika alanı daraltılmış, Merkez Bankası anayasal görevini bile sınırlı şartlarda yerine getirebilir hâle gelmişken, muhalefetin sessizliği ise halkın çözüm beklentisini daha da zayıflatıyor.

 

 “Ekonomide Tek Aktör Erdoğan: Piyasa da Bunu Biliyor”

Enes Özkan’a göre piyasaların ve kamuoyunun asıl dikkate aldığı isim Cumhurbaşkanı Erdoğan. Mehmet Şimşek’in yapması gereken en önemli şey, siyasi iradeyi ikna edip, piyasalara bu güveni yansıtmak olmalıydı. Ancak bu gerçekleşmedi:

“Piyasa Erdoğan’ı tek aktör olarak görüyor. Onun söylediği, piyasa açısından da hane halkı açısından da çok daha etkili oluyor. Mehmet Şimşek bunu yapamadı; yapabilecek bir alanı var mıydı, bilmiyorum. Saray bürokrasisini, AK Parti içindeki dengeleri dışarıdan okumak çok zor.”

 

 “İçeride Alan Açılmazsa, Şimşek Dışarıda Ne Anlatır?”

Özkan, TÜSİAD yöneticilerine yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini örnek göstererek, Türkiye’nin yatırımcı nezdindeki güven sorununun içerideki siyasi tutumla da doğrudan ilişkili olduğunu vurguluyor:

“Mehmet Şimşek’in elinin zayıf olduğu çok açık. TÜSİAD temsilcileri gibi sermaye grupları dışlanıyor. Böyle bir ortamda yatırımcının güveni nasıl sağlanacak?”

 

 “Türkiye’nin Tasarruf Açığı Derin, Dış Yatırım Olmazsa Olmaz”

Türkiye’nin uzun yıllardır cari açık, dış ticaret açığı ve tasarruf açığı verdiğini belirten Özkan, dış yatırıma duyulan ihtiyacın yapısal olduğunu söylüyor:

“Yatırıma ihtiyacımız var çünkü içeride yeterli tasarruf yok. Bu yatırımı dışarıdan sağlamak zorundayız. Ama gelen yatırım genellikle kısa vadeli portföy yatırımı. Bu da çok kırılgan, siyasi bir sarsıntıda hemen çıkıyor.”

 

 “Doğrudan Yabancı Yatırım Yok: Sadece Gün Kurtarılıyor”

Enes Özkan’a göre Türkiye’ye gelen paranın niteliği değişti. Ülkeye kalıcı katkı sunacak doğrudan yabancı yatırımcılar gelmiyor:

“Gelen sadece portföy yatırımı. Bu yatırımcılar bir çalkantı gördü mü kaçıyor. Şimşek’in bütün çabası günü kurtarmak. Uzun vadeli, yapısal dönüşüm hedefleyen bir program yok.”

 

 “Merkez Bankası’nın Alanı da Dar, Anayasal Görevle Yetiniyor”

Merkez Bankası’nın elinde sadece enflasyonla mücadele araçları olduğunu hatırlatan Özkan, bu kurumdan ekonomik büyüme ya da sosyal refah beklemenin yanlış olduğunu söylüyor:

“Merkez Bankası’nın anayasal görevi fiyat istikrarı. Bu kurum Maliye Bakanlığı değil, siyaset kurumu değil. Elindeki araçlarla enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Ancak o araçlar da geç devreye alındı. Gaye Erkan dönemindeki düşük faiz ısrarı büyük hataydı.”

 

 “Kurumlara Aşırı Anlam Yüklenmesi Yanıltıcı”

Kurumlara, özellikle ekonomi kurumlarına yönelik abartılı beklentilerin yanıltıcı olduğunu savunan Özkan, bu kurumların siyasal kararlar karşısında sınırlı bir etkisi olduğunu belirtiyor:

“Bizi hayal kırıklığına uğratan şey, aslında kurumlardan beklenmeyecek şeyleri bekliyor olmamız. Merkez Bankası Başkanı’nın tek başına enflasyonu düşürmesini istemek gibi. Bu kurumlar, karar alanlarının çok dışında sorunlarla boğuşuyor.”

 

 “Muhalefet Ekonomi Anlatımında Yetersiz ve Etkisiz”

Muhalefetin ekonomi politikalarını halka anlatmakta yetersiz kaldığını belirten Özkan, bunun nedeninin iktidarın önerilere tamamen kapalı oluşu olduğunu söyledi:

“Bu iktidar kimseyi dinlemiyor, öneri yapılmasını bile zayıflık olarak görüyor. Muhalefet en iyi kadroları kursa bile hiçbir etki yaratamaz. Çünkü iktidar, kulaklarını tamamen kapatmış durumda

 

 “Halk Ekonomide Siyasi Duruş Görmek İstiyor”

Ekonominin salt teknik bir alan gibi sunulmasının, siyasetin içinden geçen gerçekliği göz ardı ettiğini ifade eden Özkan, şöyle devam etti:

“Ekonomiyi sadece sayılarla anlatmak halkı ikna etmiyor. İnsanlar yaşadıklarını anlatacak, anlamlandıracak bir siyasi çerçeve görmek istiyor. Muhalefet bu konuda da yetersiz. Çeyrek büyümeyle değil, insanların cebine nasıl yansıdığıyla ilgileniyor halk.”

 

 “Bu Kriz Rakamlarla Değil, Yaşanmışlıkla Anlatılıyor Artık”

Son olarak Özkan, Türkiye ekonomisinin geldiği noktada “veriyle anlatmanın” da etkisizleştiğini belirtiyor. Çünkü insanlar krizi doğrudan yaşıyor:

“Anlattık, anlattık, anlattık. Dinleyen kalmadı çünkü herkes zaten yaşıyor. Artık akademik bir konu gibi sunmanın bir anlamı kalmadı. Bu bir sistem krizi ve sadece teknik çözümlerle geçiştirilemez.” İfadelerini kullandı.

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler