Enflasyon Raporunda Vatandaşa Anlatılmayanlar | Dr. Cüneyt Akman & Zeynep Ece Ulukaya
9 Kasım 2025PARA ANALİZ- Dr. Cüneyt Akman ve Zeynep Ece Ulukaya, Türkiye, dünya ve ekonomik gündemin en kritik başlıklarını masaya yatırıyor.
Dr. Cüneyt Akman, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yılın son Enflasyon Raporu’nu sizler için yorumladı.
Programda ele alınan konu başlıkları şu şekilde:
Enflasyon Raporunun Yorumu: Dr. Cüneyt Akman, Merkez Bankası’nın raporlarının piyasalara gelecekle ilgili öngörüler sunması ve bankanın pozisyonunu göstermesi açısından önemli olduğunu belirtiyor. Enflasyon raporlarının, enflasyon hedeflemesi sistemi gereği yasal bir zorunluluk olarak yayınlandığını ifade ediyor.
Enflasyon Tahminindeki Artışa Eleştiri: Akman, TCMB’nin 2025 yıl sonu enflasyon tahmin aralığını önceki rapora (Ağustos ortası) göre 25-29 aralığından 31-33 aralığına yükseltmesini ve tahmini %32 olarak belirlemesini sert bir dille eleştiriyor. Bu durumun, Merkez Bankası’nın güvenilirliğini zedelediğini ve geçmişte yapılan düşük enflasyon tahminleri üzerinden maaş zamlarının düşük tutulmasına neden olduğunu vurguluyor.
Parasal Aktarım Mekanizması Tartışması: Merkez Bankası yetkililerinin, “Türkiye’de parasal aktarım mekanizmalarının yokluğunu” öne sürerek enflasyonu hemen düşürememe mazeretini eleştiriyor. Türkiye gibi bir ekonomide bu mekanizmaların çalışmamasının mümkün olmadığını, asıl sorunun bu mekanizmaları bozanın yine kendileri (önceki Nebati politikaları ve mevcut uygulamalar) olduğunu söylüyor.
Mazeret Sunma Alışkanlığı: Merkez Bankası’nın her sene gıda fiyatları, kira, eğitim gibi nedenleri enflasyon artışı için mazeret olarak sunmasını eleştiriyor ve bu tür mazeretlerin vatandaşın güvenini sarstığını belirtiyor.
Beklentiler ve Güven Sorunu: Para Politikası Kurulu toplantılarında enflasyonun düşmemesinin sebebinin “vatandaşın beklentilerini düzeltmemesi” olarak gösterilmesini “utanç belgesi” olarak nitelendiriyor. Temel sorunun Merkez Bankası’nın insanlara güven telkin edememesi olduğunu yineliyor.
Gelecek Öngörüleri: Şiddetli talep baskılama politikasının (faiz artışı) önümüzdeki dönemde dış ticaret açığının bozulmasına neden olacağını öngörüyor. Seçim yaklaştıkça, hükümetin dövizi baskılamak ve piyasaları açmak zorunda kalacağını, bunun da eski Nebati politikalarına benzer sonuçlar doğuracağını tahmin ediyor.
Faiz ve Borsa: Yaklaşan seçimler ve borçlanma ihtiyacı nedeniyle faiz indirimlerinin devam edeceğini, bunun borsaya belli bir yükseliş sağlayacağını ve bankacılık sektöründeki durumu düzelteceğini, ancak vatandaşın genel durumunda 2026’nın son çeyreğine kadar ciddi bir düzelme beklenmediğini söylüyor.
Dış Ticaret Açığı Riski: Yüksek faizle uygulanan şiddetli talep baskılama politikasının, yakın gelecekte dış ticaret açığının daha fazla bozulmasına yol açacağı öngörülüyor.
Ülkenin Zenginliği: Programın sonunda, bir ülkenin gerçek zenginliğinin parası veya dövizi değil, yetişmiş insanları, toprağı ve bilgisi olduğunu vurguluyor ve Türkiye’nin bu bakımdan fakir bir ülke olmadığını, yetişmiş insanlarını kaçırmaması gerektiğini belirtiyor.
Zeynep Ece Ulukaya soruyor, usta gazeteci/ekonomist Dr.Cüneyt Akman yanıtlıyor. Her konunun çekinmeden konuşulduğu, sorulmayanın sorulduğu programın tamamı Paraanaliz Youtube kanalında. Bu muhteşem programı buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.
