Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yerli malı stratejik başlık…’
14 Aralık 2025Her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan, eskiden Yerli Malı olarak bildiğimiz, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’ndayız… Öncelikle farkındalığın artması gereken bir başlık olduğunu ve böyle anmanın, hatırlatma ile birlikte gündemde tutulmasını çok önemsediğimi belirtmek isterim.
Bununla birlikte meseleyi sadece gündemde tutmak, içini doldurmadığınızda, boş bir slogan ve hamasetten öteye bir anlam taşımıyor. Çünkü bugünün dünyasında üretebiliyor olmak önemli. Ama ondan daha önemlisi, ürettiğinizin içinde koyduğunuz akıl gücünün yüzdesi.
Günümüzde artık yüzde 100 yerli malı diye bir kavramdan bahsetmek zor. Bu nedenle, bir ürünün ya da hizmetin yüzde 60’lar dolayında imal edilmesi yeterli. Fakat bu oranın da mutlaka, o ürüne ya da hizmete değer katan değer yaratan faktörlerinin kontrolünüzde bulunması gerekir.
Aksi takdirde sadece bir üretici olursunuz ki, orada da gücünüz kırıldıkça ve rakipleriniz arttıkça, fiyat bazlı satışlar gündeminize gelir. Tekstilde olduğu gibi Uzakdoğu’dan rakipler çıkar ve sizi kazanmadan üretmeye zorlayan koşullara mahkûm olursunuz.
Bu nedenle yerli malını konuşurken bunun hamallık ya da fasonculuk değil, stratejik bir başlık haline gelmesinin yolu, öncelikle envanter çalışmasından geçer. Bu yemek yapmaya niyetlenen kişinin tezgâhındaki malzemelerden yola çıkarak, yol haritası oluşturmasına benzer.
Yani mutfağınızda et yokken, et yemeği yapmaya kalkarsanız, sonuçta da ürün etli bir çıktıyla oluşsun istiyorsanız, onu satın almak durumundasınız. Bu nedenle planlı bir biçimde elinizdekilerle yola çıkıp, onları değer üreterek hayata geçirmeli, iç tedarik konusunda terbiye edici olmaktan çok, destekleyici yaklaşımlar sergilemelisiniz.
İş burada da bitmiyor. Ben demiyorum ki et yemeği yapmayın. Ama envanter çalışmanızda et çıkmamışsa ve değerin burada olduğunu düşünüyorsanız, sürekli et alarak üzerine kâr koymanın peşine düşmeyeceksiniz.
Bu konuda et üretimini sağlayacak hayvancılık politikaları oluşturacaksınız. Üreticileri yaratacak ve üretimlerini de verimlilik içinde yapmalarını sağlayacak, bu yolculukta da denetimli bir destekleme mekanizması kuracaksınız.
Ardından süreç içinde ette arz güvenliğini sağlayıp, hemen ardından da o et yemeğini daha kaliteli yapmanın, markalaştırmanın ve katma değer elde etmenin yollarını bulup, gereğini yerine getireceksiniz.
Aksi takdirde yerli malı yurdun malı, herkes bunu kullanmalı diye sloganlar atarken, dış tedarike bağlı yapılarla, sonuçta montaj sanayini oluşturur; bu uğurda kendinizi geliştirmediğinizde de, dünyanın bambaşka bir lokasyonundaki KOBİ’leri ya da çiftçileri dolaylı yoldan destekler hale gelirsiniz.
Özetle yerli malı stratejik bir başlık. Ama önce üretimi anlamalı, üretime saygı duymalı, üreticinin de kıymetli olduğunu anlamalısınız. Yoksa gerisi sadece slogan kalır.


