Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Talimatla sanayi taşınmaz…’

27 Haziran 2025

Türkiye’de sanayinin ve ekonominin belli başlı merkezlerde yoğunlaşması en önemli problemlerin başında geliyor. Bunun maliyetlerden çalışanların ücret skalasında kölelik ücretine düşmesine kadar, nitelik ve rekabetçi olmak adına büyük handikapları var. Öte yandan ülkenin tamamının gelişmesi bakımından da sorun olarak öne çıkan sıkıntılı bir başlık.

Fakat mesele burada da bitmiyor. Deprem gerçeği olan bir ülkede, ekonomik güvenlik bakımından aşırı yoğunlaşmanın, riski yönetmek adına da bir problem oluşturduğu çok açık bir gerçek.

Peki ne yapmalıyız? Dünyanın bütün çözümlerini inşaat yapmakta arayan bir ekonomi yönetimiyle bu işin içinden çıkabilir miyiz? İnsanların kira fiyatlarına yetişemeyen gelirsizlik problemi konuşuluyor, inşaattan söz ediliyor. Reel sektörün rekabetçiliği ya da ekonominin bekasından laf açılıyor inşaat yapmaya soyunuyoruz.

İnşaat elbette son derece önemli bir sektör. Fakat ekonomiyi bilenler için… Çünkü sağlıklı bir ekonomide sektörler odaklı bir büyüme ortaya çıkar ve bu gelişmenin neticesinde oluşan ihtiyaçlar ya da refah ile inşaat sektörü hareketlenir.

Siz 20 yıl boyunca sektörlerin tamamını sözde değil, ama özde umursamaz bir tavır takınacaksınız, hatta 2025 yılına geldiğimizde ekonominin patronu olan Hazine ve Maliye Bakanı sanayinin ekonominin kendisinde çok da önemli bir ağırlığı olmadığını ve sorunların geneli yansıtmayacağını söyleyecek ve sonrasında üretim ekonomisinden bahsetmeniz yeterli olacak öyle mi? Buna çocuklar bile güler.

Şimdi olası bir İstanbul depremi için ne yapmalıyız? Öncelikle sanayi yapılarımızı güçlendirecek metotları tartışmalıyız. Teknoloji o kadar gelişti ki, neredeyse üretimler durmadan bu güçlendirme çalışmaları yapılabiliyor. Siz eğer iyi niyetliyseniz, önce bunun teşvik edilmesini sağlamak durumundasınız.

Bunun çözümü olarak sanayiyi Anadolu’ya göndermek düşüncesiyle inşaat yaparak sorunu çözeceğinizi zannediyorsanız, ya hiçbir şeyden haberiniz yok ya da inşaat yapmak için bahane arıyorsunuz demektir.

Ben de ülkede sektörlerin, ekonominin, hatta sanayinin Anadolu’ya yayılması gerektiğini düşünüyorum. Ama bunu bir göç politikasıyla ya da zaten toplayamadığınız bölgesel vergileri, primleri teşvik diye sunarak başaramazsınız.

Öncelikle ülkenin, sizin pek de önemsemediğiniz sanayi, tarım ve işgücü envanterlerinin yapılması gerekiyor. Ortaya çıkan fotoğrafa ve illerin özelliğine göre de sektörel dağılımların esas alınması ve teşviklerin de buna göre şekillendirilmesi gerekir. Yetmez gelecek projeksiyonunun da temennilere değil, gerçek verilere göre oluşturulması lazım gelir.

Fakat Murat Kurum’a bakarsanız, deprem riskinin olduğu İstanbul’da her şeyin çözümü inşaat. Bakanlık ve İSO, inşaatların TOKİ’nin yapacağı inşaatlardan yapıp, isteyenlerin gitmesini sağlayacak.

Einsten ‘aynı şeyi yaparak, farklı sonuç bekleyenleri’ hiç de hoş tanımlamıyor. Bence artık uyanın, inşaattan başka sektörler olduğunu hatırlayın. Ülkenin ekonomi planlamasının bina dikerek sağlanamayacağını, diktiğiniz binanın da depreme karşı tek güvenlik önlemi olmadığını lütfen artık anlayın.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Zarfa bakan enflasyoncular...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Zarfa bakan enflasyoncular…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Meselenin okulla ilgisi kalmadı...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Meselenin okulla ilgisi kalmadı…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: Zeytin ekmek hayal olmuşken…Çetin Ünsalan Yazdı: Zeytin ekmek hayal olmuşken…

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Faiz insin istiyoruz ama…'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Faiz insin istiyoruz ama…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları