Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Sıkıştıkça reform yapılıyor…’
2 Ekim 2025Türkiye ekonomisinde işler iyi gitmiyor. Bunu herkes biliyor. Bakmayın siz embedded medyanın yazıp çizdiklerine… Nara atıp ekonominin şahlandığını dile getirenler bile, hayatın gerçeği konusunda geçim savaşının ortasında kalıyorlar.
Ne gariptir ve neyin karşılığıdır bilinmez ki, kalemlerine olduğu kadar insanlarına da sırt çevirmiş bir biçimde gerçekleri çarpıtarak haber yapıyorlar. Gerçi o haberlerin nasıl yapıldığını, meslekten olanlar biliyor da, olmayanlar da uçaktaki soru – cevap skandalı ile öğrenmiş oldu.
Aslında buraya yazılacak çok şey var da, ana konudan kopmak olur. Asıl mesele, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’nin yasama yılı açılışındaki konuşmasında, 2026 yılını belirterek ‘reform yılı’ olacağından söz etmesiydi.
Ekonomide işler her içinden çıkılmaz noktaya geldiğinde bir reform sözcüğü ortaya atılıyor, ama neyin reformu bilinmiyor. Birkaç süslü lafın gölgesinde ‘merak etmeyin’ mesajı vererek bu ifade kullanılıyor.
Peki bugüne kadar gerçekten neyin reformu yapıldı. Sosyal güvenlik sistemine yapıldı, ortada durum. Sistem değiştirildi, ülkenin ne yaşadığını hep birlikte görüyoruz, bizzat yönetenler bile işin içinden çıkamıyor.
Ekonomide reform yılı olacak. Bakın size bir anekdot anlatayım. Zafer Çağlayan’ın Bakan olduğu dönemdi. Çağlayan şu açıdan önemli, eski Ankara Sanayi Odası Başkanı idi. Toplantı sonrasında sohbet ederken kendisine sordum.
Türkiye’nin teşvik sistemi nedir? O dönem mucize diye anlatılan, sonuçta da hiçbir işe yaramayan 6 bölgeli teşvik sisteminden bahsetti bana. Dedim ki öyle değil. Bu ülkede sektörel anlamda lobisi güçlü olan teşvik alır.
Teşvikten bahsederken şu sorunun yanıtını vermek gerekiyor. Dedik ki: Ülkenin sanayi envanteri yok, tarım envanteri yok, işgücü envanteri yok. Hatta doğru dürüst nüfusunu bile bilmiyor. Seçim meydanlarında her lider başka bir sayı veriyor.
Sonra ekledim. Hiçbir veriniz yoksa, neye göre sistem kurulacak? Hangi gerekçelerle teşvik sistemini çalıştırılacak? Elde malzeme bilmeden nasıl yemek yapılacak? Potansiyel bilinmeden nasıl yarına ait bir kurgu oluşturulacak.
Ben bu soruyu sorduğumda 2 binli yılların ortasıydı. Onun üzerine kaç kez reform yapılacağı söylendi bu ülkede. Hiçbirinde de doğru düzgün elle tutulur bir yol haritası oluşturulmadı. Biz bunu konuştuğumuzda veri ekonomisi bu kadar gündemde de değildi.
Şimdi veri çağındayız ve veri 21. yüzyılda petrole eşdeğer bir noktaya konumlandırılırken, bizim veri kurumumuzun açıkladıklarına kimse inanmıyor. Sizce bu fotoğrafın içinde ne çıkar?
Çıksa çıksa KURGAN çıkar; çırak çıkan dar gelirli ve emekli çıkar ya da daha çok borçlanan bir ekonomi çıkar. O da borçlanabilirse… Ne olur ekonomiyi yönetin, reform yapmayın.