Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Hayal kuruyorsunuz…’
26 Kasım 2025Bu ekonomi yönetiminin haller ve hal yasalarıyla ilgili uzun zamandır aklında bir hesap v ar ama tam anlamıyla çözülemiyor. Tanzim adı altında çadır tiyatrosu kurulduğundan beri bu konuda artan ölçüde gündemdeki yerini zaman zaman alıyor.
Muhtemelen fırsatçılardan denetimlere kadar birçok göstermelik hareketin de temelinde bu vardır ama netleşmiyor. Fırsatçılar deyip, patates satanın deposunu basıp, stokçu diye lanse edip, ondan sonra da, stokçuluk söz konusu olmadığından idari para cezası ile konunun üzerini örttükleri günlerde hallerde yapılan bir röportajda şu ifade kullanıyordu: Halleri devre dışı bırakmak istiyorlar.
Öyle mi değil mi, elbette açık açık oynanmadığı için bilemiyoruz. Ama mevcut sistemde tüm şehirlerde ürünler hale girmeden çıkamadığına ve vergisinden girdi-çıktı parasına kadar takibi de duygusal olarak iyi takip edildiğine göre burada aksayan nedir?
Yani ne oluyor da, girişini çıkışını bile kontrol ettiğiniz, dört duvar arasında rahatlıkla denetleyebileceğiniz bir yapıda sizi tatmin etmeyen bir şey var mı? Şayet mesele fahiş kâr marjları olsaydı şimdiye kadar çoktan çıkardı.
Vergiden mecburi yollara kadar ekonomi yönetiminin kendi yarattığı maliyetleri dışarıda bırakırsak, haldeki ödemeler atla deve değil. Ayrıca burada yüksek bedeller isteniyorsa da, faaliyet sahası kontrol altında olduğuna göre rahatlıkla düzenlenebilir.
Neden bir hal yasasına ihtiyacımız var? Ya da varsa bir önceki hal yasasını mucize diye sunmanızın nedeni neydi? Şimdi ne eksik kaldı da, hal yasasında yeniden düzenleme yapmak için açıktan da değil, alttan alta ortam yaratıyorsunuz?
Yılbaşında yürürlüğe girmesi planlanan düzenlemeyle fiyat artışlarının bu yolla önleneceği satılmaya başlandı. Nasıl olacak? Marketler doğrudan üreticiden alım yapacak? Bu sistemin şu anda da işlerliği var. Fiyatlar düşüyor mu?
Aracı sayısını azaltarak kayıt dışılığın da önleneceği söyleniyor. Bundan daha büyük bir hayalperestlik olmaz. Çünkü hale giren çıkan her şey kayıt altındayken ortada bir kayıtdışı problemi varsa, bunu kayıtlı firmalarda ve sistemlerde değil, insanların göçerttiğiniz satın alma gücünde ve merdiven altı üretimlerdeki denetim yetersizliğinde aramanız gerekir.
Zaten kayıtlı olan bir firmada ne kadar kaçak olabilir? Varsa elbette engelleyin ama bu zaten asli vazife değil mi? Fakat bunu yaparken, bu operasyonun dışında ciddi bir merdiven altı üretim gerçeğini yok sayıyorsanız, siz ne kayıt dışını ne de gıda güvenliğini sağlayabilirsiniz. Sadece kayıtlı firmaları haksız rekabet yaşarken, daha çok sıkboğaz edersiniz. Yaptığınız iş de göstermelik olur.
Zincir marketleri doğrudan üretici ile muhatap ettiğiniz de, ki bu sistem zaten hayatta fiyatların düşeceğini mi düşünüyorsunuz? Rami toptancılarını da ortadan bu bakış açısıyla kaldırmadınız mı? Çare oldu mu? Oysa Rami esnafı da, çiftçiyi de finanse eden bir borsa niteliğindeydi. Aksaklıkları düzeltmek yerine, Rami’yi ortadan kaldırdınız ve yıl 2025 şimdi de hallere aynısı yapıyorsunuz. Yine çare olmayacak.
Türkiye’de fiyatları aşağıya çekmek istiyorsanız üretici ile ilgilenmeniz gerekiyor. İthalatla terbiye etmeyi düstur edindiğiniz bir üretici yaklaşımıyla bu işin içinden çıkamaz, üretimsizlikte de enflasyonla mücadele yapamazsınız.
Kayıt dışılıkla mücadeleyi de, kayıtlı firmalar üzerinden sağlayamazsınız. Hele ki gerçek olmayan bir enflasyon rakamı üzerinden konulmuş hedeflerle verdiğiniz ücret artışlarına karşı, açıklananın iki katı enflasyon yaşanırken. Yani yine hayal görüyorsunuz ve hayalden çok hayalperestlik. Bizse muhtemelen yine karabasan görerek uyanacağız.


