Çetin Ünsalan Yazdı: Hakemsizliğe var mısınız?
2 Aralık 2025Yıllar sonra ilk kez asgari ücrette komisyon tartışmaları yaşanıyor. Yapı düzenlemesi talebi zaten tam bir komediydi. Hükümetin tek kişiyle temsili ve çalışanlar ile işverenlerin 5’er kişiyle masada olması hiçbir anlam ifade etmez.
Nitekim daha teklifin yapıldığı gün bunu dile getirmiştim. Neyse ki Türk-İş Başkanı Ergün Atalay da bunu karnından konuşmadan doğrudan söyledi. Ayrıca açıklamasında ortada konuşulan ücretlerin bırakın bir ay, bir hafta bile geçinmek için uygun olmadığını dile getirerek…
Şimdi aynı çıkışı, işveren kanadından da bekliyorum. Çalışanlar adına değil; işverenler adına konuşsunlar. Ortadaki yüklerin, kamu sübvansiyonu olmadan kaldırılmasının mümkün olmayacağını, ekosisteminin üretim için cazip olmaktan çıktığını eğip, bükmeden söylesinler.
Şayet onlar da bu cesareti gösterebilirse, mesele gerçek gündemine gelecektir. Ondan sonra tarafsız olması gereken, ama asla tarafsız davranmayan, davranmadığı gibi ücret dayatan, bunu da hakem aracını kullanarak gerçekleştiren bakanlık tarafı da tavrını ortaya koymak durumunda.
Çünkü yüksek ücretler işvereni, işverenin sübvanse edilmesi de bütçeyi tehdit edeceği için, çözüm üretmek durumundalar. Şayet Mehmet Şimşek ve ekibinin iddia ettiği gibi ortada bir ekonomi programı varsa, bu geçiş sürecinde maliyet yedirilerek, görev zararı değil, süreç sonucunda olumlu çıktıların içine yedirilmiş yatırım maliyeti haline gelecek bir dersi çalışmış olmaları gerekir.
Yok, sadece rakamdan söz ediyorlarsa durum, ortada gerçekçi ve hesaba dayanan bir ekonomi programı olmadığının, temenniler manzumesi ile ülkeyi sürüklediklerinin de itirafı niteliğine bürünür.
Şu anki fotoğraf içerisinde alanın geçinemeyeceği, verenin veremeyeceği bir gerçeklik var. Bu nedenle tarafların masadan uzlaşarak çıkması da, çıkan rakamla geçinmesi ya da maliyet yapması da mümkün değil. Ortadaki sorun, tarafların boyunu aşmıştır.
Dönelim embedded medya üzerinden meselenin sunuluş şekline… Yarım asırlık asgari ücret görüşmelerinin değiştirildiğinden bahsediliyor. Bunu bir devrim gibi anlatan, sanki sorunların kendisi de, çözüm de buradaymış gibi algı yaratan bu medyanın niyetinin iyi olmadığı çok açık.
Çünkü gerçek bir çözüm istiyorsanız, şartları eşitlemeniz lazım. Bugünkü sistemde masada kimden kaç kişi olursa olsun, hatta masada ne tartışılırsa tartışılsın, sonuç uzlaşmazlık halinde hakeme gidecek ve orada da iktidarın istediği rakam açıklanacak ve belki akabinde hiçbir ekonomik karşılığı olmayan ‘gönlümden koptu’ kriteri devreye girecek ve sonrasında da başarı masalı anlatılmaya devam edilecek.
Fakat tüm bunlar ne açlık sınırının altında yaşayan insanların, ne de onlara iş sahası açarak istihdam eden işverenlerin maliyet sorununu ortadan kaldırmayacak. Yıllardır aynı oyunu izleyip duruyoruz.
Şimdi siz gerçekten mesele tartışılsın ve uzlaşma zemini yaratılsın mı istiyorsunuz? Alın size radikal bir öneri: Kaldırın hakem faktörünü, işveren ile çalışan masada uzlaşsın, uzlaşamazsa da anayasanın verdiği haklar doğrultusunda süreçler yaşansın.
Var mı gerçeklerle yüzleşmeye cesaretiniz? Elbette yok. Hakem Heyeti bu haliyle devrede olduğu sürece, iktidarın istediği rakam uygulanır ve kimsenin de yapacak bir şeyi kalmaz. O zaman da bu temaşaya dönen toplantılara ne gerek var?


