Çetin Ünsalan Yazdı…’Enflasyona Maaş Ayarı’
4 Aralık 2025Enflasyonla ilgili tiyatroyu ben yazmaktan sıkıldım; ekonomi yönetimi sürekli aynı oyunu oynamaktan bıkmadı. Kasım ayında da, gerçekliği bir kenara bırakalım; beklenenin çok altında enflasyon artış hızını TÜİK kanalıyla açıkladı.
Muhtemelen Aralık ayında da benzer bir rakamla yılı tamamlayacaklar ve böylece emekli ücretlerine ya da maaşlara gelecek zamda ‘bakın başardık oyununu’ oynayarak, insanları hedef enflasyon üzerinden zam almaya ikna etme çabasını sürdürecekler.
Aralık ayında da aynı düşürme oyununu oynadıktan sonra da, yıllık enflasyon açıklayacaklar. İnanın bana yüzde 29,9’a getirirlerse rakamı şaşırmam. Sadece yüzde 30’un altında göstermek için her şeyi yapar, klasik olarak da yılın ilk ayıyla birlikte zam yağmuruna başlayıp, oradaki artışı da ücret artışları bahanesinin arkasına saklarlar.
Sürekli de aynı şey yapılmaz ki… Çok büyük bir sürpriz olmazsa emekli maaşlarını yüzde 11 – 12 dilimine park edip, belki ‘size bakın iyilik yapıyoruz’ söylemleri de geliştirerek, yüzde 15’lerde tamamlama ihtimalleri çok güçlü. Ayrıca bu performansla 15 oranını görmek bile emekliler için sürpriz olacaktır.
Asgari ücret görüşmelerinde de zaten gelişmeler bugünden belli. Çok açık bir şekilde ülkenin yüzde 80 nüfusunu açlık sınırının altında bir gelirle yıla başlatmaya, daha da ilginç olanı tamamlatmaya hazırlanıyorlar.
Düşünün ki Kasım ayı enflasyonu yüzde 0,84 açıklandı. Oysa son hamleyle birbirine yaklaştırılmak istenen İstanbul enflasyonu bile aylık bazda yüzde 1,19 artmıştı. ENAG hesaplamalarına göre, ki TÜİK sepeti esas alıyorlar, artış oranı aylık bazda yüzde 2,13…
Tüketici Birliği Federasyonu’nun market harcamalarında aylık gelen artış oranı ise yüzde 2,62… En çok tükettiğimiz gıda ve hijyen malzemeleri bu oranda artarken, bunun üçte birine yakın bir artış hızı açıklamanın tek izahı ise, maaş ve ücret artışlarında algı yaratmaktan başka bir şey değil.
Gerçek yaşanan enflasyona değinmiyorum bile… Enflasyonla mücadelede başarıdan değil, zorunlu ihtiyaçlardaki kısıtlamalardan kaynaklanan bir tüketim azlığıyla rakamın aşağı geldiği doğru. Ama bunun yarattığı hasar bile rakamlara yansımazken, sosyal faturalarının çok daha yüksek olduğunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok.
Bu fotoğraf içinde kimse umuda kapılmasın. 2026 yılı için emeklilere yüzde 11-12, asgari ücretliye yüzde 20, banka gibi özel sektörlere de en fazla yüzde 30 zam verip, sonra da bunun kat be kat fazlası zamlarla bütçeyi toparlamaya çalışacaklar.
Şu an dünyada enflasyonda Arjantin ile bire bir aynıyız. Ama bizde yaşanan gerçek enflasyonu dikkate alırsak, dünyanın lideri konumumuzu açık ara sağlamlaştırdık. Üstelik satın alma gücünün azalmasıyla makasın açıldığını da düşünürseniz, hasarın daha büyük olduğu vaka.
Fakat resmi rakamları baz alanların CDS ya da not görünümü gibi açıklamalarının daha sonra önümüze uluslararası şirketlerin dava etmesiyle gelişecek sonuçlara getirme ihtimali de güçlenmiyor değil.
TÜİK’e bakarsanız barda, pavyondayız. Akşam alacağı ekmeği, aybaşında ödeyeceği kirayı düşünen insanlar, 25 milyon adet icra dosyasına ulaşmışken, enflasyon en çok eğlence ve kültür kaleminde artmış. Kültür paçalarımızdan akıyor da biz mi farkında değiliz?
Tüm tabloyu size anlatmayayım. Sadece Kasım ayında tüm kalemlerde artış varken, gıda ve alkolsüz içecekler başlığında yüzde eksi 0,69 enflasyon artış hızı tersine dönmüş. Çarşıda pazarda yaşadıklarınızla sağlamasını yapın ve TÜİK’e aldığınız fişleri yollayın, sanırım yeterli cevap olacaktır.
Resmen her yıl aynı tiyatro oyunuyla karşımıza çıkıp, bizimle dalga geçiyorlar.
