Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘9 ayda 3 maaş buharlaştı…’

7 Ekim 2025

Ekonomi yönetimi gül bahçesinde rakam tartışması yaparken, sokakta insanların geçim perişanlığı, şiddetini arttırarak sürdürüyor. Son olarak DİSK-AR’ın araştırması nasıl büyük bir erime yaşandığını net biçimde gözler önüne serdi.

Asgari ücretli bir işçinin 9 aydaki kaybının 64 bin 652 TL’yi bulduğu tespitini paylaşan araştırma sonuçları itibariyle, insanların nasıl bir ekonomik kıskaç içinde olduğunu da açıkça gösteriyor.

Açlık sınırının 28 bin TL’ye, yoksulluk sınırının da 91 bin TL’yi aştığı bir ülkede, 22 bin 105 TL, sadece geçinmeye olanak tanımayan bir gelirden değil, borçlanma zorunluluğundan da haber veriyor.

İstanbul’da 4 kişilik bir ailenin 104 bin TL’ye ihtiyacı olduğunu ortaya koyan İstanbul Planlama Ajansı Raporlaması ile bu fotoğrafı birlikte okuduğunuzda, tek adres aşırı ve kontrolsüz borçlanmanın çaresizce insanların kaçınılmaz sonu olduğunu gösteriyor.

Bu şartlar altında insanlara dönüp, finansal okuryazarlıktan ya da tasarruftan bahsedebilmek çok büyük bir lüks ve fantezi haline dönüşüyor. Üstelik Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, kimsenin inanmadığı enflasyon rakamlarındaki yükselişi gıda ve eğitim masraflarından kaynaklı yorumluyorsa, bu insanların zorunlu ihtiyaçları için borçlandığını kanıtlıyor.

Bu saatten sonra insanlara yüzde 100 zam verseniz ne olur? Emeklilerin 36 bin TL, asgari ücretlinin de 44 bin TL ile yüzde 100 zam alsa bile borçlanmadan yaşayabilme imkânın kalmadığı çok ortada.

Böyle bir fotoğrafın aynı zamanda iç piyasayı felç ettiği de açık. Kısıtlı bir kesimin yaptığı harcama üzerinden tüketimi yorumlamak, topu taca atmaktan başka bir bakış açısının eseri olamaz.

Mesele burada da bitmiyor. İnsanlar yetiştiremedikleri gelirleriyle, üzerine borçlanarak, her geçen gün düştüğü söylenen enflasyon artışının aksine, daha az ürünü, daha çok bedel ödeyerek ediniyor ve aynı zamanda da yoksunlaşıyorlar.

Bu fotoğrafa bakıp talep enflasyonundan ya da büyümeden bahsetmek ya ekonomiyle ilgili hiçbir şey bilinmediğini ya da iyi niyetli olunmadığını bize gösterir. Peki bu saatten sonra enflasyon artış hızı azalsa fiyatlar düşer mi?

Ne yazık ki bu da büyük bir kandırmaca… Satın alma kabiliyeti ile fiyatlar arasında bu kadar derin uçurumlar oluştuğunda, fiyatlarda görece gerilemeler olsa bile, hiçbir zaman ulaşılabilir rakamlar tüketicinin önüne gelmez.

Türkiye’nin gelirleri arttırmaktan ve makası kapatacak formüller bulmaktan başka çaresinin kalmadığı noktadayız. Bunun enflasyon yaratma ihtimali elbette var. Ama ekonomi yönetimleri de zaten bunun için orada duruyorlar. Mevcut yapıyla ekonominin sürdürülebilirliği kalmadı. Acilen gerçek verilerle, gerçekçi çözümlerin konuşulması gerekiyor.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Zarar yazan gelir...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Zarar yazan gelir…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Sıkıştıkça reform yapılıyor...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Sıkıştıkça reform yapılıyor…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: Çetin Ünsalan Yazdı: “Nereden baksan tutarsızca…”

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Karahan’ın komisyon sınavı...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Karahan’ın komisyon sınavı…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları