Çetin Ünsalan Yazdı: 1,2 milyon TL’niz var mı?
5 Eylül 2025Eylül 2025 itibariyle 1 milyon 200 bin TL nakit para bulmanız gerekiyor desem, ne yanıt verirsiniz? Hatta eklesem; desem ki bu nakit ihtiyacı bu rakamda kalmayacak ve takribi 1,5 milyon TL’yi bulabilir. Altını çiziyorum nakit olarak bulmak durumundasınız. Bulabilir misiniz?
Hadi biraz daha rahatlayım sizi. Bu parayı 1 yıl içinde bulmanız gerekiyor, ama nakit olarak, bulabilir misiniz? Yanıtınız ne olur bilmiyorum ama İstanbul’da yaşayan bir ailenin her ay 100 bin TL bulması gerekiyor. Yılda yapar 1,2 milyon TL. Neden? Geçinebilmek için…
İstanbul Planlama Ajansı’nın son raporlaması, İstanbul’da 4 kişilik bir ailenin geçinebilmesi için bu parayı bulması gerekliliğini ortaya koyuyor. Bir ailede şanslıysanız en fazla iki kişi çalışabilir.
En az alınacak rakamlar üzerinden yola çıkmayalım. Ortalama emekli maaşının 18 bin TL, ücretlerin de 35 bin TL olduğu düşünürsek, iki kişinin geliriyle en fazla çıkabileceğiniz rakam aylık 36 bin ya da 70 bin TL’dir.
Elbette bu rakamın geçinebilmek için olduğunun bir kez daha altını çizeyim. Yani herhangi bir kredi ya da kredi kartı borcunuz varsa, onlara ayrı finansman bulmak durumundasınız. Bu lüks bir yaşam için değil, sadece ihtiyaçlarınızı karşılayabilmeniz için gereken rakam, o da bugün itibariyle…
Ülkede seçime gitseniz ve seçim ekonomisi uygulayıp herkese yüzde 100 zam yapsanız, emeklinin geliri 32 bine, asgari ücretlininki de 44 bin TL’ye çıkıyor. Yine iki kişinin geliri olduğunu düşünseniz bile bu işin içinden çıkamazsınız.
İşin geçim tarafıyla ilgili açmazlar zaten ortada. Fakat kredi kartlarının alarm verdiğine ilişkin bir haberde görüşlerine yer verilen uzmanların önerisi bütçe yönetiminin büyük önem taşıdığı yönünde. İlkesel olarak ben de buna katılıyorum.
Mutlaka her bireyin, ailenin, şirketin bütçe yapması gerekiyor. Fakat şu ortaya koyduğum fotoğraf içerisinde insanların bütçe yapabilme kabiliyetinin tamamen ortadan kalktığını görüyoruz.
İşte meselenin temelini ve toplumdaki can yakan noktayı da burası oluşturuyor. Ödeme zincirinin kırılması için son derece büyük bir alarmı görmek zorundayız. İnsanların geçinemediğini kabullenmek durumundayız.
Üstelik bu rakamlar sadece dar gelirli insanlar için geçerli değil. Nüfusun çok az bir dilimini istisna tutarsak, esnafı, çiftçisi, aklınıza kim gelirse gelsin, onların da bu rakamları nakit olarak hanesine sokmasının mümkün olmadığı bir dönemdeyiz.
Şayet bu mesele öncelik olarak ele alınmaz, ülkenin ekonomik sorunlarında tercihler vatandaştan yana kullanılmazsa, problem daha da içinden çıkılmaz bir noktaya doğru gider. O nedenle rakamlarla ekonomicilik oynamayı bırakın, geçinemeyen hanelere bakın.