Sosyal Medya

Çetin Ünsalan: Merkez Bankası ne yapsın?

16 Haziran 2025

Ekonomide, jeopolitik riskleri ve türevi petrol, altın gibi gelişmeleri bir kenara bırakırsak, tüm bu gelişmeler ışığında kararı merak edilen merkez bankalarının ön plana çıktığı bir haftanın başlangıcındayız.

İki faiz düşür baskısı yiyen merkez bankası aslında bizim için daha önemli. Bunlardan birincisi FED… ABD Başkanı Trump, politikalarıyla enflasyonist baskı yaratacağına inanmayarak, uzun ve başarılı bir yoldan gelmiş, enflasyonu hedef seviyelere gerçekten yaklaştırmış FED’i faiz düşüşü konusunda köşeye sıkıştırıyor.

Hatta bunu da biraz üslupsuzca yaptığını söylemek gerekir. Her ne kadar bize yabancı bir durum olmasa da bu topraklarda her şey çabuk unutulduğu için, yadırgayanlar olabilir. Son gelen verilere bakarsanız, aslında FED’in buna marjı var. Eğer Trump’ın tarife çılgınlığıyla enflasyon yaratma riski ve son İran-İsrail hattında yaşananların emtia piyasaların üzerinden fiyatlarda baskı yaratma olasılığı olmasaydı.

Tüm bu gelişmelerin üzerine FED’in hamle yapacağını hiç sanmıyorum. Çünkü en azından Trump dışında bir gerekçesi daha oluştu. Bu nedende ABD’de faiz indiriminin rahatlıkla ötelenebileceğini görmek mümkün. Aksi çok sürpriz ve tartışmalı olur.

Dönelim faiz indir baskısı olan diğer merkez bankasına… Yani bizimkine. Başta reel sektör olmak üzere herkes kredi maliyetlerinden yakınarak, her yandan sıkışmış bir reel sektörün önünün açılması için faiz indiriminin şart olduğunu söylüyor.

Elbette reel ekonomiye inanan biri olarak, benim de aksini düşünmem mümkün değil. Ama bir farkla… Şayet verileriniz ABD’deki gibi gerçekse… İşte dananın kuyruğunun koptuğu tam nokta da bu.

Çünkü eğer açıklanan enflasyon gerçekse, politika faizi de, piyasada uygulanan kredi faizleri de anormal ölçüde yüksek. Doğal olarak bunda mevduat faizlerinin de rolü var. Şayet ekonomi yönetimi iddia ettiği üzere dezenflasyon sürecine inanıyorsa, enflasyonun TÜİK tarafından açıklanan oranlar düzeyinde olduğunu düşünüyorsa, vakit kaybetmeden faizleri düşürmelidir.

Oysa kralın çıplak olduğunu herkes biliyor. ENAG enflasyonunun bile, TÜİK verileri baz alındığı için yaşananlara oranla mütevazı kaldığı bir ortamda, Merkez Bankası çılgınlık yaparak ya da baskıları göğüsleyemeyerek faiz düşürür mü?

Öncelikle aklı selim davranışın faizleri tartışmak yerine, enflasyonu tartışmak olduğunu söylemek gerekir. Çünkü bir değerin yüksek mi, düşük mü olduğunu bilebilmeniz için, baz aldığınız noktanın gerçekçi olması gerekir. Sadece iç piyasayı daraltıcı ve kuru baskılayıcı etkilerle, bitmiş bir ekonomi fotoğrafında bunu sürdüremezsiniz. Üstelik FED’in gerekçeleri de bizim için de geçerli olan, işin cabası.

O nedenle Merkez Bankası faize dokunamıyor. Peki ya iktisadi değil de, talimatlı indirim olursa ne olur? İşte orada da gerçek olmayan verilerle kuru, enflasyonu gücünüz yettiği kadar tutarsınız. Soru şu: Gücümüz ne kadar?

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları