Uyuşturucu, Seks, Medya! Mehmet Akif Ersoy Olayının Evveliyatı | Dr. Cüneyt Akman & Zeynep Ece Ulukaya

Paraanaliz Yotube kanalında yayınlanan programda Dr. Cüneyt Akman ve Zeynep Ece Ulukaya, eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un tutuklanması üzerinden Türkiye’deki medya, siyaset ve ekonomi ilişkilerini, ayrıca medyadaki etik yozlaşmayı derinlemesine analiz ediyorlar.

İşte videoda öne çıkan başlıkların özeti:

1. Mehmet Akif Ersoy’un Tutuklanması ve İddialar
Videoda, Mehmet Akif Ersoy’un “uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırmak” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” iddialarıyla tutuklandığı belirtiliyor. Dr. Cüneyt Akman, bu olayın sadece bir adli vaka olmadığını; uyuşturucu, şantaj ve medyanın görevini kötüye kullanması gibi unsurları içeren daha büyük bir tablonun parçası olduğunu savunuyor.

2. Medya, Siyaset ve Ekonomi İlişkisi
Akman, ekonominin sadece yasal üretimden ibaret olmadığını, uyuşturucu ve kumar gibi yasa dışı faaliyetlerin de bir “ekonomisi” olduğunu vurguluyor. Habertürk’ün kuruluş dönemine (2001) atıfta bulunarak, o dönemdeki medya patronlarının banka sahibi olmalarının yol açtığı “hortumlama” skandallarını hatırlatıyor. Medyanın bağımsızlığını yitirmesinin, siyasi baskıların ve finansal bağımlılıkların bugünkü çürümüşlüğün temel nedenleri olduğunu ifade ediyor.

3. “Büyük Resim”: Şantaj ve Güç Savaşları
Geçmişteki “Babalar Operasyonu” ve “Susurluk” gibi olaylarla paralellik kurularak; devletin, yargının ve emniyetin içine sızmış suç örgütlerinin, kişilerin zaaflarını (seks, uyuşturucu vb.) kullanarak şantaj yaptığı ve bu yapıların bazen medya eliyle yürütüldüğü iddia ediliyor.

4. Bilgi Sızdırılması ve Devlete Güven Sorunu
Dr. Cüneyt Akman, soruşturma aşamasındaki gizli bilgilerin ve telefon içeriklerinin medyaya (özellikle Sabah Gazetesi örneği verilerek) servis edilmesini eleştiriyor. Bu durumun hukukun üstünlüğüne zarar verdiğini söylüyor.

5. Medyadaki Yozlaşma ve Şöhret Tutkusu
Soruşturma kapsamında adı geçen diğer isimler (Ela Rümeysa Cebeci gibi) üzerinden ekran önündeki insanların şöhret ve para hırsıyla nasıl manipüle edilebildiği konuşuluyor. Akman, medyanın bir “şov dünyasına” dönüşmesiyle birlikte gazetecilik saygınlığının azaldığını, dürüst gazetecilerin yerini “ne iş olsa yaparım” diyen figürlerin aldığını belirterek bu durumu sertçe eleştiriyor.

6. Geçmişten Günümüze “Balık Baştan Kokar”
Videonun sonunda, Türkiye’deki bu yozlaşma döngüsünün 70’li yıllardan beri sürdüğü, isimler değişse de yöntemlerin (mafya-siyaset-medya üçgeni) benzer kaldığı vurgulanıyor. Akman, medyanın toplum nezdindeki saygınlığının tarihin en düşük seviyelerinde olduğunu belirterek sözlerini noktalıyor.