FÖŞ yazdı: Türkiye Siyasetinde Yol Ayrımı: Demokrasi mi, Tek Adam Rejimi mi?
11 Haziran 2025Tarihî Eşik: İki Farklı Gelecek
Beşar Esad rejiminin çökmesi, PKK’nın silahsızlanma olasılığı ve CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının tutuklanmasıyla birlikte Türkiye, tarihî bir yol ayrımına girmiş durumda. Önümüzde iki farklı senaryo var: İlki, iktidar ile muhalefet arasında yeni bir anayasa çerçevesinde uzlaşma ve hukuk devleti ilkelerinin yeniden inşası. İkincisi ise, AKP-MHP ittifakının tüm muhalefeti sindirdiği ve seçimlerin ya rekabetsiz ya da ertelenerek yapıldığı otoriter bir dönem. Mevcut gelişmeler, ikinci senaryonun daha olası olduğuna işaret ediyor.
Barış Senaryosu: Zor Ama Ekonomik Açıdan Olumlu
İlk senaryo, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik dengelerini olumlu yönde etkileyebilecek bir “barış ve uzlaşı” sürecini öngörüyor. Yeni anayasa, yürütme, yasama, yargı ve yerel yönetimler arasında denge kuracak. Ancak bu senaryonun gerçekleşme ihtimali oldukça düşük—yaklaşık %35. Yargı organları CHP üzerindeki baskıyı durdurursa ve PKK gerçekten silah bırakırsa, DEM Parti de anayasa müzakerelerine katılabilir. Bu ortamda Mansur Yavaş veya Özgür Özel gibi figürlerin 2028 seçimlerine aday olması mümkün olabilir.
Bu senaryo ekonomiye pozitif yansıyabilir. Ancak bunun için iki şart gerekiyor: Mali disiplin adına vergi reformu ve sıkı para politikasının sürdürülmesi. Aynı zamanda, enerji fiyatlarının düşmesi veya Avrupa’nın toparlanması gibi dış destekleyici faktörler de önem kazanıyor.
Karanlık Senaryo: Otoriterlik ve Ekonomik Şoklar
Yüksek olasılıkla (%65) gerçekleşmesi beklenen “karanlık senaryo”, AKP-MHP ittifakının muhalefeti siyasi olarak yok etmeyi hedeflediği bir rota. CHP’ye kayyum atanması, Özgür Özel ve diğer üst düzey isimlerin siyaset yasağı alması, partinin devlet yardımlarından mahrum bırakılması gibi hamleler bu senaryonun yapıtaşları.
Bu yolun en büyük riski, ekonomide yaratacağı güven şokları. İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaşanan kur hareketliliği benzeri krizler tekrarlanabilir. Yatırımcı güveni sarsılırken, yurtiçindeki mevduat sahipleri dövize yönelebilir. Türkiye’nin kırılgan dış dengeleri bu süreci daha da tehlikeli kılıyor.
Erdoğan ve Bahçeli’nin Hesapları
Erdoğan, yeni bir anayasa ile adaylık şartlarını sıfırlamak ve CHP’yi siyaset dışı bırakmak istiyor. Bu nedenle yargı üzerinden baskıyı artırıyor. Bahçeli ise hastalığına rağmen aktif görünmeye çalışıyor ve Kürtlerle barış sürecine yatırım yapmış durumda. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması için CHP’nin meşruiyetinin korunması gerektiğini fark edebilir.
DEM Parti, Öcalan’ın silah bırakma çağrısına rağmen, AKP-MHP’nin samimiyetinden şüpheli. Talepleri arasında Öcalan’a erişim, PKK’lılara af ve yerel özerklik var. Bu talepler olmadan silahsızlanma süreci ilerlemiyor.
Yaz Aylarında Belirleyici Gelişmeler
Yaz boyunca yaşanacak bazı gelişmeler, hangi senaryonun gerçekleşeceğini belirleyecek. Bunlardan ilki, CHP Kurultayı’nın yolsuzlukla yapıldığı iddiasıyla açılan dava. Mahkemenin Özel’in genel başkanlığını iptal etmesi veya partiye kayyum ataması, CHP’yi seçim dışı bırakabilir. Bu tür bir karar büyük toplumsal protestoları tetikleyebilir.
İkinci önemli gelişme, Yerel Yönetimler Yasası. Bu yasa, belediye başkanlarının görevden alınmasını zorlaştırırsa, muhalefetle yeniden diyalog kapıları açılabilir. Aksi halde, özellikle DEM Parti’nin sürece tamamen sırtını dönmesi bekleniyor.
PKK Silah Bırakacak mı?
Milli Savunma Bakanlığı ve Erdoğan’ın özel temsilcisi Efkan Ala, PKK’nın yaz aylarında silah bırakacağını söylüyor. Ancak örgüt, Öcalan’a sınırsız erişim sağlanmadıkça ve af süreci başlatılmadıkça bunu kabul etmeyecek gibi. Bu da barış sürecinin kilitlenmesine neden olabilir. Yine de, Öcalan üzerinden bir pazarlıkla örgüt görünürde silahsızlanırsa, kamuoyuna “çözüm var” mesajı verilebilir.
Rojava’daki PYD-YPG ise özerklik taleplerinde ısrarcı. Ankara ile yapılan gizli görüşmelerde, askeri kanadın Ulusal Ordu’ya katılması şartıyla sınırlı özerklik tanınabileceği konuşuluyor.
CHP’ye Baskı Artıyor
İktidar, CHP’yi “devlet içinde devlet” olarak tanımlıyor. Son dönemde beş CHP’li belediye başkanı daha gözaltına alındı. İktidar yanlısı savcılar, CHP’nin genel merkezine kadar uzanan bir “ahtapot yapılanması” olduğunu iddia ediyor. Ayrıca Özgür Özel dahil sekiz milletvekili hakkında fezleke hazırlandı.
CHP, buna karşılık “tam direnç” stratejisi izliyor. Özel, anayasa görüşmelerine katılmayacaklarını ve seçim önerilerine destek vermeyeceklerini açıkladı. Ayrıca halkı sokaklara çağırabileceğini ima etti.
DEM Parti ve Kürt Cephesi
DEM Parti, CHP’ye yapılan baskıları açıkça eleştiriyor. Ancak AKP’den gelen sinyaller, yeni anayasanın Kürt taleplerini karşılamaktan uzak olacağı yönünde. Meclis’te görüşülen af yasasında Kürt siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılması büyük tepki çekti.
PKK ise suskun. Ancak KCK Eşbaşkanı Zübeyir Aydar, silah bırakmak için Öcalan’a tam erişim ve af süreci gerektiğini açıkça belirtti. Aksi halde sürecin ilerlemeyeceği mesajını verdi.
Tail-Riskler: Simsek, Deprem ve Bahçeli
İki ana senaryoyu şekillendirecek bazı kritik dışsal faktörler (tail-riskler) de mevcut:
1. Mehmet Şimşek’in Görevde Kalması: Şimşek’in görevden alınacağına dair söylentiler var. Ancak Erdoğan’ın şu ana kadar ekonomi yönetimine doğrudan müdahale etmemesi, Şimşek’in temmuz zammı karşısında bile destek görmesi, görevde kalacağını düşündürüyor. Ancak aksi olursa, ekonomik dengeler ciddi zarar görür.
2. Büyük Deprem Riski: Marmara, Ege ve Güneydoğu’da art arda yaşanan depremler, daha büyük bir sarsıntının habercisi olabilir. Böyle bir afet, hem ekonomik hem de siyasi dengeleri yerinden oynatır.
3. Bahçeli’nin Sağlığı: Bahçeli uzun süredir çok zayıf ve kırılgan görünüyor. Siyasetten çekilmesi durumunda, Cumhur İttifakı çatırdayabilir. Bu da barış süreci ve anayasa görüşmelerini sekteye uğratır.
Sonuç: Gidişat Karanlık, Ama Yaz Belirleyici Olacak
Genel tablo, Türkiye’nin “karanlık senaryo”ya doğru ilerlediğini gösteriyor. CHP’nin tasfiye edilmesi, DEM Parti’nin dışlanması ve PKK’nın ikna edilememesi, otoriterliğin güçlenmesini beraberinde getirebilir. Ancak yaz aylarında yaşanacak bazı gelişmeler—özellikle CHP davası ve PKK’nın silah bırakma kararı—dengeyi tersine çevirebilir. Gözler, Erdoğan ve Bahçeli’nin gerçek niyetlerine çevrilmiş durumda.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]