FÖŞ yazdırdı: Piyasaları ne bekliyor? Enflasyon, TCMB ve Fed’in faiz kararları belirleyecek!
2 Aralık 2025Hayat Yapay Zeka’yla kolay. Pazar günü çektiğim bu videoda Aralık’ta bizi bekleyenleri anlattım. Gemini videoyu 30 saniyede seyretti ve içeriğini yazıya döktü. Meraklısına..
Aralık Ayı Piyasaları Türkiye’de Enflasyon ve TCMB, Dünyada İse Fed Kararları ve Küresel Finansal Riskler Tarafından Belirlenecek
Giriş ve Genel Bakış
ATİLLA YEŞİLADA kanalında 30 Kasım 2025 tarihinde yayınlanan ve Bitlo kripto varlık platformu sponsorluğunda hazırlanan “Piyasaları ne bekliyor? Enflasyon, TCMB ve Fed’in faiz kararları belirleyecek!” başlıklı programda, Türkiye ve dünya ekonomisinin Aralık ayı projeksiyonları ele alınmıştır. Yeşilada, hızlı gelişen gündemden biraz uzaklaşarak orta vadeli bir perspektifle analizler sunduğunu belirtti. Programda, öncelikle Türkiye’deki enflasyon ve Merkez Bankası (TCMB) kararı; küresel çapta ise ABD Merkez Bankası’nın (Fed) politikaları ile finansal kriz potansiyeli taşıyan görünmeyen risklere odaklandı.
Videosu da burada:
Türkiye Gündemi: Siyasi Riskler ve Enflasyon Beklentisi
Türkiye piyasaları üzerindeki belirsizliklerin kaynağı olarak siyasi gelişmeler gösterildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a soruşturma izni verilmesi, siyasetteki çekişmenin bitmediğini işaret etmektedir. Yeşilada, mecliste milletvekillerinin dokunulmazlık fezlekelerinin genel kurula gelmesi gibi beklenmedik olayların yaşanabileceği endişesini dile getirdi, piyasaların bu siyasi riski yeteri kadar fiyatlamadığı görüşünü savundu.
Ekonomik açıdan ise Kasım ayı enflasyon verisi (2-3 Aralık’ta açıklanacak) kritik öneme sahiptir. Bu veri, TCMB’nin yılın son toplantısında alacağı faiz kararı ve özellikle 2026’nın ilk çeyrek görünümü açısından belirleyici olacaktır. Bloomberg HT anketinde Kasım enflasyonu beklentisi %1,25 iken, Yeşilada bu beklentiyi düşük bularak %1,50 civarında bir artış beklediğini ifade etti. Enflasyonun mevsimsel nedenlerle bir önceki aya göre düşük gelmesi beklense de, Türkiye’deki ciddi su kıtlığı nedeniyle gıda fiyatlarında yukarı yönlü bir sürpriz yaşanabileceği riski vurgulandı.
TCMB’nin Faiz Kararı ve Kredibilite
Merkez Bankası’nın kararını sadece enflasyon verisine bakarak tahmin etmenin yanıltıcı olabileceği belirtildi. Enflasyonun, maliyetler ile iç talebin karışımından oluştuğu ve iç talebin hala oldukça güçlü seyrettiği görüldü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ekonomik Güven Endeksi’nin Mart ayından bu yana en yüksek seviyesine çıkması, bu güçlü talebi desteklemektedir.
Enflasyon beklenti anketleri incelendiğinde, gerek hane halkı gerekse özel sektörün 12 ay sonrasına ait beklentilerinde kaplumbağa hızında bir gerileme olduğu görüldü. Örneğin, hane halkının 12 ay sonrası enflasyon beklentisi %52’ye, özel sektörün beklentisi ise %35’e düşmüş durumdadır. Bu rakamların Merkez Bankası’nın %16’lık hedefine ulaşma süresini uzatacağı ve bir faiz indirimi halinde beklentilerin kendiliğinden artacağı öngörüldü.
Ayrıca, önümüzdeki Ocak-Mart aylarını kapsayan dönemde asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılacak zamların enflasyon üzerinde ciddi bir baskı oluşturması beklenmektedir. Amperik araştırmalar, asgari ücretin %10 artırılmasının genel enflasyona %1,3 ila %1,6 arasında etki yaptığını göstermektedir. %25 civarındaki bir asgari ücret zammı beklentisi ise Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) yaklaşık %2,6 ila %3,5 arasında ek yük getirecektir.
Tüm bu risklere rağmen, Merkez Bankası’nın faiz indirimine gideceği beklentisi ağırlık kazandı. Piyasalarda bir hafta öncesine kadar 100 baz puanlık bir indirim beklenirken, son dönemde 150 baz puanlık indirim beklentisinin konuşulmaya başlanması, kredibilite riski yaratmaktadır. Eğer TCMB 150 baz puan indirime giderse, bunun otopilota bağlanmadığı ve Ocak-Şubat verilerine göre para politikasının yeniden şekilleneceğinin muhakkak belirtilmesi gerekmektedir.
Piyasa Görünümü: Borsa İstanbul ve Dolar/TL
Faiz indirim beklentisinin yayılması durumunda Borsa İstanbul (BIST 100) endeksinin 11.000 puanı geçebileceği öngörüldü. Ancak, TEFAS’a kote olmayan hisse senedi taşıyan fonlardaki aşırı yoğunlaşma, manipülasyonlar ve şirketlerin konkordato ilan etme riskleri nedeniyle yükselişin kalıcı olmayacağı düşünülmektedir. Yeşilada, bu risklerin Aralık ayında gerçekleşme ihtimalini yüksek gördüğünden, borsanın çok fazla yükseleceğini beklemediğini, hatta ay kapanışının Kasım kapanışının altına inebileceğini ifade etti.
Dolar/TL tarafında ise Merkez Bankası’nın güçlü TL politikasına devam edeceği yönündeki açık beyanlar nedeniyle herhangi bir hareket beklenmemektedir. Dolar/TL’nin yılı 44’ün altında bitireceği ve gelecek sene de enflasyonun 5 puan altında hareket edeceği tahmini yapıldı. Bu koşullar altında TL mevduatın, beklenen dolar getirisine kıyasla hala çok yüksek bir farkla öne çıktığı belirtildi.
Küresel Konjonktür: Fed ve Görünmeyen Riskler
Dünya piyasalarına gelindiğinde, Fed’in enflasyon riskinden çok istihdam kaybı riskini önde tuttuğu varsayılmıştır. Yeşilada, 2026 sonuna kadar en fazla 50 baz puanlık faiz indirimi beklediğini açıkladı ve Amerikan borsalarındaki yükselişin yapay zeka hikayesinden ziyade faiz indirim beklentilerine kilitlendiğini belirtti. Fed toplantısından sonra yapılacak açıklamanın şahin (faiz artırımı yanlısı) bir tonda olmasının muhtemel olduğu düşünüldü.
Analizin en önemli kısmı, finansal kriz potansiyeli taşıyan görünmeyen risklere ayrıldı:
-
Japon Carry Trade Riski: Dünya genelinde 30 trilyon Yen civarında Japon Yeni açığa satılarak (düşük faizle borçlanarak) dolar veya avro cinsi mali varlıkların satın alınmasına dayanan Carry Trade mevcuttur. Japonya’da hükümetin bütçe fonlama paketi ve yükselen enflasyon nedeniyle Japon Merkez Bankası’nın (BoJ) Aralık ayında faiz artırmak zorunda kalacağı riski bulunmaktadır. Bu durum, Carry Trade pozisyonlarının bozulmasına, tüm dolar ve avro cinsi varlıklara, hatta gelişen piyasalara satış gelmesine neden olabilir. BoJ’un faiz artırmaması halinde ise Japon Yen’i çok hızlı çökecek, bu da piyasalarda ciddi dalgalanma ve doların yükselişi ile gelişen piyasalara zarar verme ihtimalini artıracaktır.
-
Gölge Bankacılık (Private Credit) Riski: ABD’de bankaların yaptığı işi yaparak şirketlere kredi veren “gölge bankacılık” (private credit) fonlarının kredileri paketleyip hisse senedi olarak halka arz ettiği belirtildi. Bu şirketlerin bazıları batmaya başlamış, bazılarının bilançolarında değerleri iskonto edilmeye başlanmıştır. BlackRock ve Oaktree gibi dev özel kredi şirketlerinin bile değer kaybetmesine ve ciddi bir paniğe neden olabilecek bir risk dalgası oluşma ihtimali bulunmaktadır.
Sonuç
Aralık ayının, dünya genelinde faiz indirimlerini izleyenler açısından iyi geçeceği öngörüldü. Ancak, Japon Merkez Bankası’nın faiz artırma ihtimali ve gölge bankacılık bilançolarında belirginleşen riskler yüzünden çok kötü bir satış dalgası yeme olasılığının yüksek olduğu kanaati dile getirildi. Bu durum, BIST 100 endeksinin kısa süreli yükselişlerinin ardından risklerin realize olmasıyla bir düşüşe yol açabilir. S&P 500’de ise Noel Baba rallisi beklenmemekte, akıllı yatırımcıların kârlarını alıp 2026 risklerini (ABD ekonomisinin yavaşlaması ve Trump’ın politik belirsizlikleri) izleyeceği belirtildi.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]
