Sosyal Medya

FÖŞ’ten günün yorumu: ABD daha çooooook kredi notu indirimi yaşayacak!

18 Mayıs 2025

ABD’nin uzun vadeli kredi notunun Moody’s tarafından bir kademe düşürülmesi, yatırımcıları endişelendirdi. Karar, ABD borçlarının 36 trilyon dolara ulaşması ve mali disiplin eksikliğinin giderek artmasıyla ilgili kaygıları körükledi. Washington’un artan borç yükü, tahvil piyasasında “mali disiplin bekçileri” olarak bilinen yatırımcıları harekete geçirebilir.  ABD Kongresi’nin  bütçe açıklarını azaltacak hiç bir planı yok. Tarife Savaşları daha bitmezken, Trump’ın Maro-o-Lago planı olarak bilinen  devlet tahvillerini finansman yükünü azaltma  projesi de dolara büyük zara verebilir. Bu hafta piyasalar not indirimine büyük tepki vermez, ama bu yıl sona ermeden yeni not indirimleri söz konusu..

Not İndirimi ve “Büyük Güzel Yasa” Endişesi

Moody’s, ABD’nin kredi notunu Aaa’dan Aa1 seviyesine çekti. Bu, Fitch’in 2023 ve S&P’nin 2011’deki benzer kararlarından sonra ABD için üçüncü büyük not indirimi oldu. Moody’s, kararında artan borç yükü ve bütçe açıklarının kalıcı hale gelmesini gerekçe gösterdi.

Bu gelişme, Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçilerin, vergi indirimleri, harcama artışları ve sosyal güvenlik kesintilerini içeren “Big Beautiful Bill” adlı dev paketi yasalaştırmaya çalıştığı bir dönemde geldi. Tasarının nihai şekline dair belirsizlikler, piyasada temkinli bir hava estiriyor.

Piyasalarda Endişe Artıyor

BMO Private Wealth Baş Stratejisti Carol Schleif’e göre Moody’s’in kararı, yatırımcıların daha temkinli olmasına neden olabilir. TD Securities’ten Gennadiy Goldberg ise bu indirimin doğrudan bir satış dalgası yaratmayacağını ama piyasaların yeniden mali disipline odaklanmasına yol açacağını belirtiyor.

Brown Brothers Harriman’dan Scott Clemons ise Kongre’nin mali ilkelere ne kadar sadık kalacağı sorusunu gündeme taşıyor. “Aşırı harcamaları içeren bir yasa, uzun vadeli Hazine tahvillerine olan iştahı azaltabilir” diyor.

Bütçe Açıkları ve X Tarihi

Sorumlu Federal Bütçe Komitesi’ne göre yasa, 2034’e kadar borcu 3,3 trilyon dolar artırabilir; geçici hükümler uzatılırsa bu rakam 5,2 trilyona çıkabilir. Moody’s ise mevcut planların açıkları düşürmekte yetersiz kalacağına inanıyor.

10 yıllık tahvil faizlerindeki yükseliş de piyasanın bu kaygılara tepkisini gösteriyor. Barclays’in analizine göre yasa, bütçe açığını 2 trilyon dolar artırabilir—önceki öngörülere göre daha düşük, ancak yine de ciddi bir yük.

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, yasanın 26 Mayıs’tan önce geçmesini isterken, Temmuz ortasında borç tavanının tekrar yükseltilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Ağustos ayında hükümet yükümlülüklerini yerine getiremeyecek noktaya gelebilir.

Bloomberg: Pazartesi Sert Başlayabilir

Moody’s’in duyurusuyla birlikte, Asya piyasaları yeni haftaya temkinli başladı. 10 yıllık Hazine tahvilleri %4,49’a kadar yükseldi, S&P 500 vadeli işlemleri ise %0,6 geriledi.

Franklin Templeton’dan Max Gokhman, “Bu not indirimi sürpriz değil. Borç servisi maliyetleri artmaya devam edecek” derken, Wells Fargo analistleri 10-30 yıllık tahvil faizlerinin 5-10 baz puan daha artmasını bekliyor.

Doların Güven Primi Eridi

Dolar endeksi, Nisan dip seviyelerine yaklaştı. Opsiyon yatırımcılarının pozisyonları ise beş yılın en olumsuz seviyesinde. Tahvil faizlerindeki artış, konut ve tüketici kredileri üzerindeki baskıyı artırarak ekonomik yavaşlamayı derinleştirebilir.

Moody’s, ABD bütçe açığının 2024’te GSYİH’nin %6,4’ü iken, 2035’te %9’a ulaşabileceğini öngörüyor. Barclays, bu indirimin piyasada bir satış baskısı yaratmasını beklemiyor ancak siyasi etkilerinin sınırlı olduğunu savunuyor.

JP Morgan: Dolar %20 Değer Kaybedebilir

JP Morgan’ın son raporunda, doların aşırı değerli yapısının çözülmeye başladığı vurgulanıyor. Banka, doların büyük para birimlerine karşı %10-20 oranında değer kaybedebileceğini öngörüyor. ABD hisse senetlerinden büyük çaplı sermaye çıkışları da bu eğilimi destekliyor.

ABD varlıklarında 26 trilyon dolarlık yabancı yatırım bulunduğu için, bu tür portföy değişiklikleri küresel piyasaları derinden etkileyebilir. 2025 yılı itibarıyla dolar artık tahvil ve hisse senetleri ile birlikte değer kaybediyor—bu, tarihte yalnızca %6 oranında görülmüş bir senaryo.

Mar-a-Lago Anlaşması: Yeni Ekonomik Model mi?

Trump’ın danışmanı Stephen Miran tarafından önerilen ve 1985’teki Plaza Anlaşması’ndan ilham alan “Mar-a-Lago Anlaşması” isimli plan, doların bilinçli olarak zayıflatılmasını, üretimin ülke içine çekilmesini ve borç yükünün uzun vadeye yayılmasını hedefliyor.

Bu plan, Hazine tahvillerini 100 yıllık vadeli “bullet” tahvillere dönüştürmeyi, müttefiklerden daha fazla savunma katkısı talep etmeyi ve döviz piyasasında doğrudan müdahaleyle doları zayıflatmayı öngörüyor.

Plan Gerçekleşebilir mi?

Planın uygulanabilirliği konusunda şüpheler var. Çin ve BRICS ülkeleri ekonomik bağımsızlıklarını artırma yolunda ilerliyor. Küresel piyasalar 1980’lerden çok daha karmaşık. ABD’de sanayinin yeniden canlandırılması için ciddi yatırım ve iş gücü gerekecek.

Plan, kurumsal yatırımcıların ABD borcunu yeniden yapılandırmasını da gerektiriyor. Ancak düşük faizli tahviller için daha yüksek risk primi talep edebilirler.

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları