Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

YENİLEME: Dünya Bankası: Yüksek faiz ve bankacılık stresi global ekonomiyi sarsıyor

Dünya Bankası Salı günü yaptığı açıklamada, bu yılki bankacılık krizinin artçılları ve son 20 yılın en yüksek faiz oranlarının büyük…

YENİLEME: Dünya Bankası: Yüksek faiz ve bankacılık stresi global ekonomiyi sarsıyor

Dünya Bankası Salı günü yaptığı açıklamada, bu yılki bankacılık krizinin artçılları ve son 20 yılın en yüksek faiz oranlarının büyük ekonomiler için büyümeyi büyük ölçüde yavaşlatacağını ifade etti.

Kurum, gelişmiş ekonomilerin – ABD, Japonya ve avro bölgesi ülkeleri – 2022’deki %2,6’dan sonra, 2023’te yalnızca %0,7 oranında büyümesinin beklendiğini söyledi.

ABD’nin %1,1 büyüyeceği tahmin edilirken, avro bölgesi ve Japonya’nın 2023’te GSYİH büyümesinin %1’den az olacağı tahmin ediliyor. ABD GSYİH büyümesinin, sıkı para politikası ortamında 2024’te %0,8’e yavaşlaması bekleniyor.

Banka, genel küresel büyümenin geçen yılki %3,1’den 2023’te %2,1’e düşeceğini tahmin ediyor. Gelişmekte olan ekonomilerin, bankanın Ocak 2023’te yaptığı tahminlere göre %0,6 yukarı revizyonla gayri safi yurtiçi hasılasında %4 artış kaydetmesi bekleniyor. Ancak Dünya Bankası baş ekonomisti Indermit Gill, Çin hariç, gelişmekte olan ekonomilerdeki büyümenin %3’ten  daha az olacağını söyledi.

Gill Salı günü gazetecilere verdiği demeçte, bu “son elli yıldaki en zayıf büyüme oranlarından biri oldu” uyarısını yaptı.

Düşen büyüme tahminleri,  ABD ve gelişmiş ekonomilerde görülen bankacılık krizinin yayılma etkilerini da içeren birkaç örtüşen şoktan kaynaklanan geniş yavaşlamayı yansıtıyor. Bankacılık çalkantısından akabinde giderek sıkılaşan kredi koşulları, yükselen ve gelişmekte olan ekonomileri küresel tahvil piyasalarından etkili bir şekilde dışlayarak “tehlikeli sulara” soktu.

Rapora göre, 28 ülkenin gelişmekte olan ülkenin 14’ünün şu anda borçlanma sıkıntısı var veya fahiş derecede yüksek faizlerle borçlanabiliyor.  Bu ülkelerin üçte birinin 2024 yılında kişi başına gelirlerinin 2019 seviyelerinde kalması bekleniyor.

Bununla birlikte, dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları, katılaşan enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını artırmaya devam ediyor.

Banka, raporda “Dünya ekonomisi aksamaya devam ediyor” dedi. “Yüksek enflasyon, sıkılaşan küresel finans piyasaları ve rekor borç seviyeleri ile kuşatılan birçok ülke,  daha da fakirleşiyor.”

Rapor ayrıca ABD faiz oranlarındaki artışların gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkilediğine dair bir analiz sunuyor. Geçtiğimiz bir buçuk yılda iki yıllık Hazine tahvili getirilerindeki artışın çoğu, yatırımcının enflasyonu kontrol etmeye yönelik şahin ABD para politikası beklentilerinden kaynaklandı. Rapora göre, bu tür faiz oranı artışları, gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek mali kriz olasılığı da dahil olmak üzere olumsuz mali yansımalar üretiyor.  Ayrıca, bu etkiler ekonomik kırılganlığın fazla olduğu ülkelerde daha belirgindir. Özellikle, daha az gelişmiş finansal piyasalara ve uluslararası sermayeye daha sınırlı erişime sahip sınır piyasaları (Frontier markets, en az gelişmiş ülkeler), borçlanma maliyetlerinde aşırı büyük artışlar görme eğilimindedir. Örneğin, sınır piyasalardaki ülke risk primi marjları, diğer gelişmekte olan ülkelerdekinden üç kat daha fazla artma eğilimindedir.

Dünya Bankası ayrıca Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentisini yükseltti.

Raporda, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,2, gelecek yıl yüzde 4,3 ve 2025’te yüzde 4,1 büyümesinin beklendiği bildirildi. Dünya Bankası, ocak ayında yayımladığı tahminlerde, Türk ekonomisinin 2023’te yüzde 2,7, 2024’te yüzde 4 büyüyeceğini öngörmüştü.

Raporda, Türkiye’nin şubat ayı başında iki büyük depremle sarsıldığı anımsatılarak, bu depremlerin doğrudan kaybının 2021 GSYH’sinin yüzde 4’ü oranında olduğunun tahmin edildiği, kurtarma ve yeniden inşa maliyetinin iki kat daha yüksek olabileceği aktarıldı. Bankanın raporunda, yeniden inşa çabalarının yatırımı desteklemesinin beklendiği belirtildi.

Makroekonomik politikaların gelişiminin yüksek enflasyon zemininde belirsiz olduğuna işaret edilen raporda, döviz kurundaki değer kaybının yanı sıra yüksek cari açık ve düşük net döviz rezervlerinin de önemli zorluklar oluşturduğu ifade edildi.

Raporda, tüm bu ters rüzgarlara rağmen Türkiye’nin, Avrupa ve Orta Asya bölgesi büyümesine önemli katkı sağlamaya devam ettiği ve ekonomisinin 2023’ün ilk çeyreğinde dirençli kaldığı vurgulandı.

Kaynak:  Global Economy on Precarious Footing Amid High Interest Rates, Ekonomim

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler