Sosyal Medya

Döviz

YENİLEME (Uğur Gürses incelemesi eklendi)–DİKEN:  ‘Arka kapıdan döviz satışı’ sürüyor; hesaplama yapmak artık daha zor

KKM hesapları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına göre, 25 Ocak itibarıyla 203 milyar TL’yi aştı. Bunun 58.6 milyar TL’lik bölümü ise döviz…

YENİLEME (Uğur Gürses incelemesi eklendi)–DİKEN:  ‘Arka kapıdan döviz satışı’ sürüyor; hesaplama yapmak artık daha zor

KKM hesapları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına göre, 25 Ocak itibarıyla 203 milyar TL’yi aştı. Bunun 58.6 milyar TL’lik bölümü ise döviz hesaplarından dönüşen tutar.

 

KKM hesapları 20 Aralık günü ilan edildi; birkaç gün sonra kamu bankaları, onları da özel bankalar izleyerek hesaplar açılmaya başlandı. O günden beri bu hesaplara dair veriler ne Merkez Bankası ne Hazine ne de BDDK’nın web sitesinde yayımlanıyor.

 

Nereden öğreniyoruz? Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati çıkıp bir yerde konuşursa ya da Cumhurbaşkanı’ndan.

 

Oysa BDDK her gün, bankacılık sistemine ait günlük mevduat ve kredi verilerini TL ve döviz cinsinden yayımlıyor.

 

Cumhurbaşkanı’nın açıklamasına dönelim; 25 Ocak günü itibariyle KKM hesaplarının bakiyesi 15 milyar dolar ediyor. Bunun 4.3 milyar dolarlık kısmı ise döviz hesaplarından geçişlerden olmuş.

 

Nerede bu dolarlar?

Bunun anlamı şu; 4.3 milyar doların Merkez Bankası’na getirilip satılmış olduğudur.

 

Peki biz Merkez Bankası’nın bilançosuna baktığımızda ne görüyoruz? Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonu sadece 634 milyon dolar artmış. (27 Aralık-25 Ocak). Brüt rezervler ise 1.1 milyar dolar azalmış.

 

Peki ne olmuş da 4.3 milyar dolar artış olması gerekirken tersine brüt rezerv kaybı yaşanmış?

 

Yanıt belli; Ankara aralık ayından itibaren ‘örtülü-arka kapılı’ döviz satışlarına devam ediyor. Dolar kuru 13.50’ye sabitlenmiş durumda. Konunun uzmanları, bankacılar bunu teyit ediyor. ‘Nöbetçi dealer’ kurun 10 kuruş bile dalgalanmasına izin vermiyor. Küçük satışlarla kur neredeyse sabitlenmiş gibi tutuluyor. Tabii ki Merkez Bankası’nın döviz rezervleriyle.

 

 

Yazarın T24’te yayınlanan “Yan yollu, arka kapılı, örtülü seyir” incelemesinden  alıntıdır

 

TL Mevduat Faizleri ve TL Kredi Faizleri azaldı…

 

Dr. Artunç Kocabalkan – Atilla Yeşilada: Dolar sakin mi kalacak?

 

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Liralaşma…’

 

 

 

 

DİKEN’in Reuters’ten yaptığı özgün çeviriye göre, döviz kuru bir kez daha “yönlendiriliyor”.  Vatandaşın kurulan tuzağı anlamaması için de yepyeni bir yöntem deneniyor.   Diken bu iddiayı öne süren tek kaynak da değil, linkteki Financial Times makalesi de benzer görüşler içeriyor. Eğer TCMB’nin arka kapı müdahaleleri yoluyla döviz kurunu sakinleştirdiği önerileri doğruysa, bu oyun ne kadar sürer?

 

DİKEN ne yazdı?

 

Türkiye ekonomideki problemleri bir kez daha kamu kontrolünün daha aktif olduğu bir kur politikasıyla çözmeyi deniyor. Merkez Bankası’nın (MB) rezerv kaynaklı müdahaleleri ocakta azalmasına rağmen devam etti. Muhalefet söz konusu müdahaleleri ‘arka kapıdan döviz satışı‘ olarak niteliyor.

 

Reuters’ın bankacılık kaynaklarından aktardığına göre rezervler geçen hafta olması gerekenden 600 milyon dolar ile 1 milyar dolar daha az arttı. Yine bankacılara göre tutar kurdaki istikrarlı seyir için kullanıldı.

Bankacılara göre MB’nin döviz müdahaleleri aralıkta gerçekleşen belirgin müdahalelere göre çok daha düşük tutarlarda.

 

Burada da bankanın yeni uygulamaya aldığı, ihracatın yüzde 25’i ve gayrimenkul alımı dahil vatandaşlık döviz gelirlerinin tamamının MB rezervlerine kazandırması uygulamaları belirleyici.

 

Bu nedenle artık MB rezervlerinden ne kadar kullanıldığının hesaplanması daha zor. Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve ihracatçıların döviz alımları gibi veriler için hala ekonomi yönetimi ya da siyasilerin bu verileri telaffuz etmesine de ihtiyaç duyuluyor.

 

Dolar/TL 13.5 etrafında çok dar bit bantta adeta sabitlenirken siyasiler 18’ün üzerindeki tarihi zirvelerden düşüşü ‘kurdaki köpük alındı‘ olarak yorumluyor ve sırada enflasyon düşüşü olduğunu söylüyor.

 

Bu tarz döviz kuru rejimleri başka ülkelerce de uygulanıyor.

 

İngilizce ‘dirty float‘ ya da ‘managed regime’ adı verilen bu sistemlerde kur üzerinde kamu kısmen yada tamamen belirleyici. Bankacılar kamunun döviz riskindeki ve işlemlerindeki payının artmasıyla birlikte Türkiye’de de artık bu rejimlerin bir benzerinin oluştuğunu düşünüyor.

 

 

Sadece alıntıdır, makalenin aslı burada

 

 

YORUM:  Şubat rahat geçer, Mart’ta sıkıntı var

Linkteki Dr Artunç Kocabalkan-FÖŞ videosunda öne sürdüğüm gibi, artık birikmiş servetin TL’den dövize alokasyonu bitti. Kaçacak sıcak para da kalmadı. TCMB bu yeni dönemde sadece taze birikimlerin dövize dönmesi halinde satış yaparak kuru istikrara kazandırabilir.  Hesapladım, TCMB ayda $5 milyara kadar döviz satarsa, cari denge sabit kalmak kaydıyla vatandaşın taze döviz ihtiyacını karşılar.

Velakin, her zaman iddia ettiğim gibi, vatandaşın dövize yönlenmesinin temel nedeni düşük TL faizi değil, azan enflasyon.

Bakalım Cuma günü açıklanan FOEKS enflasyon anketi ne diyor:

Neslihan Köroğlu:  ForeksTurkey’in 19 ekonomist ile düzenlediği ankete göre, Ocak ayı TÜFE beklentisi aylık %9,80, yıllık %46,95, yıl sonu tahmini %35 artış yönünde oluştu.

Ocak ayı C Endeksi beklentisi aylık %6, yıllık %38, yıl sonu tahmini ise %29,80 oldu.

 

TCMB Enflasyon Raporu’ndaki kontrol ufku grafiği de yılın ilk yarısında TÜFE’nin %50’ye kadar yükselmesini öngörüyor.

Bu şartlarda yükselen enflasyon-sabit ya da düşen faiz ortamı, Şubat verisinin yayınlandığı Mart başında bireysellerin döviz mevduatlarını bankalardan çekerek ya tüketime, ya da reel varlıklara (ziynet, arazi, konut, araba) yönlendirmesinin yolunu açabilir.

 

FÖŞ

 

Doç. Dr. Evren Bolgün: Risk Yönetimini Bilmeyenler Kriz Yönetmeyi de Beceremezler

 

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Liralaşma…’

 

2022 Güçlü Doların Yılı Olacak

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler