Sosyal Medya

Ekonomi

Prof Dr Binhan Elif Yılmaz: Çin modeli eskisi kadar önemli olmayabilir!

Çin gibi gelişmekte olan ülkeler, küresel büyümeye katkı sağlayıp, yaratılan bu hasıladan giderek daha fazla pay alan ülkelerdir. 2003-2012 yılları…

Prof Dr Binhan Elif Yılmaz: Çin modeli eskisi kadar önemli olmayabilir!

Çin gibi gelişmekte olan ülkeler, küresel büyümeye katkı sağlayıp, yaratılan bu hasıladan giderek daha fazla pay alan ülkelerdir. 2003-2012 yılları arasında %10,5 büyüyen Çin’in 2009 yılında küresel gelirden aldığı pay %12.6’ya, dünya ihracat hacmindeki payı da %8.5’e eşitti. Çin, 2018’de %6,8 büyüdü. 2018 yılında da GSYH büyüklüğü, küresel gelirin %18.7’sine yükseldi. Ayrıca dünya ihracat hacminin %10.7’si Çin’lilerin elindeydi. Küresel büyümenin adeta “çalışkan karıncası” olan Çin’in milli gelirinin küresel gelir içindeki payı 2009-2019 yılları arasında %50 arttı.

Bu dönemlerde çoğu gelişen ekonomi de Çin’e yakın büyüyordu. Ancak son yıllarda bu bağlantı önce zayıfladı, ardından pandemi sırasında neredeyse ortadan kalktı. Uluslararası kuruluşların hesaplamalarına göre Çin’in büyüme oranı ile diğer gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme oranları arasındaki korelasyon 2015-2020 arasında 1’e yakınken, son dönemde 0,2’nin altına geriledi.

2021 yılı ikinci çeyrekte Çin, 1990’lardan bu yana ilk kez diğer gelişmekte olan ülkelerden büyüme oranındaki hızı bakımından ayrıştı ve daha yavaş büyüdü. IMF’ye göre Çin’in 2022 büyüme öngörüsü %5,6 olarak açıklandı. Aslında son beş yıldır Çin’deki büyümenin yavaşlaması, dünyanın geri kalanındaki büyüme yavaşlamasından daha hızlı gerçekleşti. Bu durum uluslararası ticarette çok farklı ilişkilerin de habercisi olabilir.

Uzun yıllardır Çin’in büyümesiyle küresel gelirin de büyümesine alışmıştık. Görüldüğü gibi Çin ekonomisindeki yavaşlama hızlanıyor ve Çin’den küresel ayrışma devam edebilir. Çünkü Çin’e parça veya hammadde tedarik ederek zenginleşen çoğu gelişmekte olan ülkenin artık daha fazla seçeneği var. Çin yine önemlidir ama artık eskisi kadar önemli olmayabilir.

Çünkü Çin artık dış ticarete dayalı bir büyüme modeli yerine, kendi halkı ve tüketicileri için üretimi tercih ediyor. Dünya Bankası verilerine göre 2010 yılı öncesi ihracatı GSYH’sinin %35’inin üzerindeyken, bugün %20’nin altına düştü. Çin nüfusu 2009 yılında dünya nüfusunun %20’si kadardı, 2020 yılında ise dünya nüfusunun %18.5’ine geriledi. Kişi başı milli geliri ise 1980’de 300 $’dan günümüzde 10.000 $’ın üzerine çıktı. Hem uzun yıllar hızlı büyümenin yarattığı kişi başı milli gelir artışı hem de azalan nüfusuyla birlikte, yerel tüketicilerin yönlendirdiği bir büyüme modeliyle dış ticarete dayalı büyüme modelini değiştirerek, adeta içe dönüyor.

Pandemi sonrası Çin’in geleceğinde büyük olasılıkla bazı belirleyiciler öne çıkacak: Evangrade krizi, yüklü devlet borcu, çevreye duyarlı üretim teknolojileri ve rakiplerinin gelişim potansiyeli.

 

Prof.Dr. Binhan Elif YILMAZ

bankavitrini.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler