Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Almanya, emekli sayısının artmasıyla kaybolacak iş gücü açığını Türkiye gibi ülkelerden karşılamak istiyor…

Almanya, yaşlanan nüfusu ve emekli olmak isteyenlerin artmasıyla kaybolacak iş gücü açığını Türkiye gibi ülkelerden karşılamak istiyor. Türkiye’de emeklilik sistemi ile ilgili tartışmalar sürerken Almanya, emeklilik yaşı gelenlerin iş gücünü terk etmesiyle oluşacak boşluğu kapatmak için çareler arıyor...

Almanya, emekli sayısının artmasıyla kaybolacak iş gücü açığını Türkiye gibi ülkelerden karşılamak istiyor…

Türkiye’de emeklilik sistemi ile ilgili tartışmalar sürerken Almanya, emeklilik yaşı gelenlerin iş gücünü terk etmesiyle oluşacak boşluğu kapatmak için çareler arıyor. Almanya merkezli iş ve göç hizmetleri veren danışmanlık şirketi Avantaj AG CEO’su Dr. Ahmet Ertekin, Almanya’da 2023’ten sonra emekli olacak insanların işe yeni başlayandan daha fazla olacağını belirterek “Ülkede ortalama yaş 1990’lı yıllarda 39 iken günümüzde 45’e çıkmış durumda. Almanya’da yaşlı insan sayısı artmaya devam ederken, 10 yıl içinde emeklilerin sayısının da önemli ölçüde artacak ve 2026’dan itibaren her yıl tahmini olarak 130 bin çalışma çağındaki kişiyi kaybetme riski ile karşı karşıya kalacak. Bu durum nitelikli insan gücüne ihtiyacı büyük oranda artıracak. Özellikle Türkiye gibi ülkelerden nitelikli insan gücü temini için yol açılmış olacak” dedi.

Dr. Ertekin, 50 yıl içinde Almanya yaşlanan bir topluma dönüşeceğini de kaydederek “Bugün Almanya’da dünyaya gelen bir bebek için kadınlarda beklenen ortalama yaşam süresi 83.38 yıl, erkekler için ise bu süre 78.54 yıl. Ortalama yaşam süresi 2070 yılında kadınlar için 86.1-90.1 yıl, erkekler için ise 82.6-86.4 yıl arasında olması bekleniyor. Bu durum paralelinde Almanya 2030 yılına kadar da 5 milyon çalışan ihtiyacını karşılamak için yollar arıyor” diye konuştu. Dr. Ertekin konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Almanya, nitelikli insan gücü açığının yarısının AB ülkelerinden kalanının ise Türkiye’nin de aralarında bulunduğu AB dışındaki ülkelerden karşılamak istiyor. Federal İstatistik Dairesi verilerine göre çalışan sayısının 2030’da 46 milyona, 2060 yılında da 37,5 milyona gerilemesi bekleniyor. Bu açığın kapatılması için nitelikli iş gücüne ulaşmak amacıyla çok yönlü önlemlerin alınması için çalışmalar yapılıyor. Almanya’nın nitelikli kariyer sahibi ile birlikte ara eleman sıkıntısının çözümü için Türkiye önemli bir alan açıyor.”

Aciliyet Dört Sektörde

Almanya’da yapılan çalışmalar sonucunda dört sektör ve meslek grubunda acil çalışan gereksinimi olduğunu da sözlerine ekleyen Avantaj AG CEO’su Dr. Ahmet Ertekin sözlerini şu şekilde sürdürüyor:

“Öncelikle sağlık sektöründe doktor, hemşire, sağlık teknisyeni ve hasta bakıcı gibi hizmetlerde istihdam eksikliği yaşanmakta. Teknik ve teknolojik mühendislik alanlarında da boş kadrolar bulunuyor. Elektrik, elektronik, makine, endüstri, mekanik ve otomotiv mühendisliği bu alanda başı çekiyor. Eğitim, bilişim ve teknoloji alanında da akademisyen ve uzmanlara geniş bir iş alanı bulunmakta. Bunların dışında her sektör için koşullar farklılık gösterse de teknisyenlik, elektrikçi, şoför, müşteri danışmanı gibi mesleki yeterliliğe sahip çalışanlar da sıklıkla tercih edilmekte. Türkiye’den gelen adaylar ise Almanya’daki büyük Türk nüfusu olması ve kısmen Almanya’da aile fertleri bulunması nedeniyle çok daha hızlı adapte oluyorlar. Bu büyük bir avantaj.”

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler