Sosyal Medya

Borsa

Tufan Cömert yazdı:  Fed ve TCMB kararları

Hatırlayacağınız üzere, oldukça uzun bir süre enflasyonun geçici olacağını savunan, bu yüzden de bilançosunu büyüterek likidite yaratmaya devam eden Fed,…

Tufan Cömert yazdı:  Fed ve TCMB kararları

Hatırlayacağınız üzere, oldukça uzun bir süre enflasyonun geçici olacağını savunan, bu yüzden de bilançosunu büyüterek likidite yaratmaya devam eden Fed, üst üste gelen ve her ayrıntısı “ben sorunluyum” diye bağıran enflasyon verileri sonrasında faiz  artırımlarına başlayacağını açıklamıştı. İşte bu hafta  nihayet Fed’den, yıllar sonra ilk faiz artırımını göreceğiz.

Yıllık %7.9’a çıkmış bir enflasyona karşı faiziniz sıfır ise faiz artırımı konusunda muhtemelen pek yavaş davranmazsınız.

İşte bu da bizi Maldini’nin dediğine getiriyor: En baştan bir hata yaparsanız, elinizde ne var ne yoksa kullanmanız  gerekir, ki Fed artık bu yola girdi. Piyasa Fed’den bu yıl, tüm jeopolitik sorunlara rağmen, 6 faiz artışı beklemeye devam ediyor. Bu noktada tekrar hatırlatmak isterim: Evet, faiz artışı önemli, fiyatlamaları bayağı bir değiştirecek, ancak

piyasalar açısından özellikle önemli olan halen $8.9 trilyon seviyesinde olan Fed bilançosunun küçülme hızı olacak.

Henüz bunu doğru dürüst konuşmaya bile başlamadık.

 

Elbette jeopolitik meseleler gözden kaçırılacak gibi değil

Ukrayna’daki durum merkez bankalarını çok zor bir durumda bırakıyor. Başta enerji ve gıda olmak üzere emtia fiyatları yükselirken, büyüme dinamikleri zayıflıyor. Maalesef bu gidişat Rus işgali devam ettiği sürece daha da belirgin hale gelecek. Bu tablonun özellikle Avrupa için daha da tatsız olacağını öngörmek zor değil, zira hem savaş yanı başlarında oluyor, hem de Rusya ile ekonomik entegrasyon o kadar fazla ki, bir anda bunu kesip atınca yerini doldurmak kolay değil. Bu esnada yaptırımların batılı şirketlere etkisinin hissedilmesi de zaman alacak. Kötü senaryoda iş yaptığımız şirketin yarın öbür gün yükümlülüğünü yerine getirip getirmeyeceğini bilemeyeceğiz, bu da risk primlerinin yükselmesi demek.

İyi senaryoda, yani Ukrayna’da çözüme ulaşılması durumunda da aslında her şey başladığı yere dönmeyecek. Enflasyon belki korkulduğu kadar yükselmeyecek, ama bundan 3-4 ay önce düşündüğümüz seviyelerin yine de üzerinde olacağı kesin.

 

Avrupa açısından şu anda görüntü o kadar bulanık ki, ECB’nin de Fed gibi görece şahin bir söyleme geçmesi fazla bir şey ifade etmiyor. Stagflasyon riskinden bahsediyoruz sık sık, işte bu risk özellikle Avrupa için bariz.

Enflasyona “yatarak müdahale eden” Fed ve geleceği belirsiz bir Avrupa ekonomisi bize önümüzdeki dönemde doların değerlenmeye devam edeceğini işaret ediyor. Maalesef bu tablo gelişmekte olan ülkeler için de sorun demek. Son 3 haftada gelişmekte olan ülkelerin tahvil ve hisse piyasalarından çıkış $30 milyara ulaştı. Artan emtia fiyatları, değerlenen dolar, fon çıkışları ve düşen büyüme, 2022’de stagflasyondan kaçış manevralarını da görmeye başlayacağız demek. İyi yanından bakalım: Aynı yıl içinde hem enflasyonla, hem de stagflasyonla mücadeleyi görmek de yine bizlere nasip olacak!

 

Bu hafta TCMB’nin de para politikası kurulu toplantısı olacak

 

Piyasa beklentisi TCMB’nin halen %14 seviyesinde olan politika faizini değiştirmeyeceği yönünde. Bu noktada Türkiye’nin küresel fiyat gelişmelerinden muaf olduğunu iddia etmek mümkün değil elbette. Jeopolitik tansiyon arttıkça dünya ile birlikte Türkiye’de de enflasyonun, en azından, mevcut seviyelerde kalmaya devam ettiğini göreceğiz. Buna ek olarak turizm tarafında yaşanabilecek olumsuzluklar da cari denge açısından önemli bir risk unsuru. Tüm bu risklerin fiyatlanması ile Türkiye’nin risk priminin neredeyse 700 baz puana yaklaştığını görüyoruz. Böyle bir durumda faizi artırmanın faydası da öyle çok açık değil. Bu yüzden bu hafta, faizden ziyade TCMB ve diğer finansal otoritelerin makro ihtiyati önlemlere odaklanacağını düşünmek daha makul görünüyor. Keza TL’nin değerini korumaya yönelik mevcut önlemlerde de ince ayarlar görebiliriz.

 

Ya Borsa  İstanbul?

Borsa İstanbul ise bir süredir olduğu gibi haber akışına paralel bir seyir izlemeye devam edecek gibi görünüyor. Yanda gördüğünüz üzere Şubat ayından bu yana BIST100 önde gelen küresel endekslerden ayrışıyor. Burada verinin hesaplanmaya başladığı tarih olan 2004’ten bu yana en düşük seviyede olan yabancı oranı etkili olabilir. Son veriye göre borsadaki yabancı sahipliği %37.8’e geriledi. Yabancının olmadığı, yani risk azaltacak büyük fonların bulunmadığı bir piyasada yerli yatırımcılar düşüşleri alım fırsatı olarak kullanmaya devam

ediyorlar. Bunun sebebi duygusal değil ama: Enflasyonun %50 üzerinde olduğu, mevduat faizlerinin bunun çok altında kaldığı bir ortamda TL yatırımcısı açısından borsa rakipsiz. Üstelik mesele sadece “aldım, sattım, kar ettim” değil.

Geçen hafta yayınladığımız “Temettü mü Mevduat mı” isimli raporumuzda belirttiğimiz üzere artık temettü de, bir hissede uygun maliyetli alım yaptığınızda mevduattan çok daha cazip olabiliyor. Maldini yine bir röportajında demiş ki “bir takımın ülkesine bakıp oynadığı futbolu yargılayamazsın”. Futbolun şu anki haline bir şey diyemem, ama borsada yılların ezberleri bozuluyor artık.

 

 

“Paranın Rengi” düzenli yayınından alıntıdır, Garanti Yatırım BBVA

 

AkYatırım:  Önerilen ve Ukrayna Krizi’nden olumsuz etkilenecek hisseler

 

Morgan Stanley, Çin ekonomisi için 2022 ilk çeyrek büyüme tahminini sıfıra indirdi

 

FÖŞ semineri:  Piyasadan siyasete tüm yönleriyle Ukrayna Krizi

 

BAKMADAN GEÇME

  • Moody’s’in Not İndirimi Piyasaları Sarstı: Wall Street Stratejistlerinden İlk Tepkiler

    Bloomberg: ABD’nin kredi notunun Moody’s tarafından düşürülmesi sonrası Wall Street’te hisse senetleri gerilerken, tahvil getirileri yükseldi. Moody’s, artan borç yükü ve faiz maliyetlerini gerekçe göstererek ABD’nin notunu “Aaa”dan “Aa1”e düşürdü.

  • CHP/Karatepe: Düşen İşsizlik Değil, Umut!

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hazine ve Maliye Politikalarından Sorumlu Yalçın Karatepe, TÜİK’in açıkladığı işsizlik verilerini ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamalarını sert bir dille eleştirdi. Karatepe, geniş tanımlı işsizliğin yüzde 28,5 seviyesinde olduğuna dikkat çekerek, “Sessizliğe başarı süsü vermek, yoksulluğa istihdam demek, halkla alay etmektir” dedi.

  • İŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?

    Yabancı Sermaye Girişi Artarken Yerli Yatırımcı Dövizden Uzaklaşıyor 9 Mayıs haftası itibarıyla finansal piyasalarda sermaye akımlarına ilişkin olumlu işaretler değerlendirilmektedir.…

  • Yabancı alacaklılara  yapılan ödemeler rekor kırıyor

    Yeterli döviz girişi sağlanamadığında ya da herhangi bir nedenden ötürü dış sermaye ülkeden çıkmaya başladığında TL değer kaybeder, çıkışın boyutuna göre ekonomi krize sürüklenebilir.

  • ANALİZ: Borsa İstanbul Görünümü – Satışlar Devam Edebilir mi?

    Piyasalarda Belirsizlik ve Sert Satışlar Borsa İstanbul’da 16 Mayıs 2025 tarihinde yaşanan sert satış dalgası, özellikle kritik 9.500 puan seviyesinin…

  • İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Kapanış Raporu

    İş Yatırım global hisse senetleri, emtia ve tahvil pazarında haftayı değerlendirdii

  • CDS piyasası İmamoğlu’nu unuttu

    Merkez Bankası’nın rezerv birikimine yeniden başlaması ve PKK’nın kendini feshetmesi gibi gelişmelerin ardından Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), yaklaşık iki ay sonra ilk kez 300 baz puanın altına geriledi.

  • İmamoğlu’ndan AKP’ye korkunç suçlama: İstanbul’da 15 yılda 85 milyar dolar rant sağladınız

    Tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Yeşil alanları, deprem toplanma alanlarını, askeri alanları imara açtınız, birilerine özel imar verdiniz, şehri katlettiniz, trafiği mahvettiniz. Sadece 15 yılda 130 projede kamu alanlarından ve imar hareketliliğinden birilerine sağladığınız rant tam 85 milyar dolar." dedi.

  • ŞOK: Moody’s ABD’nin Kredi Notunu Düşürdü

    ABD’nin 36 trilyon dolara ulaşan kamu borcu, Moody’s tarafından verilen en yüksek kredi notuna mal oldu. Moody’s, 1919’dan bu yana korunan “Aaa” notunu bir kademe indirerek “Aa1” seviyesine çekti ve ülkenin görünümünü “negatif”ten “durağan”a revize etti.

  • Gönül Tol’dan ABD’ye Uyarı: Trump, Erdoğan’ın Dopingli Benzeri

    Middle East Institute Türkiye Programı Direktörü Gonul Tol, Amerikan demokrasisinin tehdit altında olduğuna dair uyarısını açıkça dile getiriyor: Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de 20 yılda inşa ettiği otoriter rejimi, Donald Trump birkaç yıl içinde kurabilir—belki de sürece çoktan başladı.

  • BBVA: Türkiye Sert Bir Duruş mu Yaşayacak?

    BBVA'nın güncel analizine göre, 2025 yılının ilk çeyreği, özellikle iç talebin etkisiyle güçlü bir büyümeye sahne oldu. Ancak Mart ayına ait üretim verileri, tüm temel sektörlerde zayıflama işaretleri gösteriyor. Nisan ayında ise güven endekslerinde hızlı bir bozulma gözlendi. Bu durum, Mart ortasında yaşanan iç siyasi belirsizliklerin ve Nisan ayında başlayan tarife krizinin, ekonomik faaliyetlerde sert bir ayarlamayı tetikleyeceği sinyalini veriyor.

  • SGK bildirdi! Yemek kartları marketlerde geçecek mi?

    Danıştay, milyonlarca çalışanı ilgilendiren önemli bir karara imza attı. İşverenlerin çalışanlara sunduğu yemek kartlarının SGK primi dışında tutulmaya devam edileceği açıklandı. Bu karar, iş dünyasında uzun süredir uygulanan yemek yardımı sistemine yasal güvence kazandırdı.

  • Atilla Yeşilada video: BofA borsaya operasyon mu yaptı? & Ekonomik krizi Erdoğan’ın ahtapotu getirir mi?

    Semih Sakallı'yla söyleşimde BofA'nın hisse satışı ana gündem maddesi oldu.  CHP'ye operasyonların genişlemesinin  önce siyasi, sonra da döviz krizine neden olabileceği anlattım.  Türkiye yol ayrımında, ya tüm derdi olanlara çare bir anayasa yazılacak, ya da Erdoğan Bahçeli ikilisi iyice sertleşip ana muhalefeti tümden  devreden çıkartma yoluna sapacak. Ekonomi ve piyasalar hakkında  bu yol ayrımı aşılmadan gerçekçi tahminler yapılamaz.

Benzer Haberler