Tim Ash: TCMB’nin Faiz Kararı Öncesi Üç Senaryo – “100 Baz Puan Bile Fazla”

BlueBay Asset Management Kıdemli Gelişen Piyasalar Stratejisti Tim Ash, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde piyasaların 100 baz puanlık bir faiz indirimi beklediğini, ancak son enflasyon verileri dikkate alındığında doğru kararın “faizi sabit tutmak” olacağını söyledi. Ash, olası üç farklı senaryoyu değerlendirdi: faiz indirimi yapılmazsa güven artar; sınırlı indirim kredibiliteyi zedeler; 100 baz puanın üzerindeki indirim ise “tam bir hata” olur.

“Faizi sabit tutmak en doğru karar olur”

Tim Ash’e göre, son iki aylık yüksek enflasyon verileri ve Ekim ayında da olumsuz bir enflasyon tablosu beklentisi, TCMB’nin bugün faiz indirmemesi gerektiğini gösteriyor.

“Faizi sabit tutmak, TCMB’nin kredibilitesini artırır, piyasalara güçlü bir mesaj gönderir ve beklentileri çıpalamaya yardımcı olur. Bu, aynı zamanda Banka’nın bağımsızlığını güçlendiren bir adım olur,” diyen Ash, bu kararla TCMB’nin hem enflasyonla mücadelede hem de siyasi baskılar karşısında önden pozisyon alabileceğini belirtti.

“50–100 baz puanlık indirim kötü ama felaket değil”

Ash, 50–100 baz puan arası bir indirimin “daha kötü olabileceğini” ancak yine de TCMB’nin güvenilirliğine zarar vereceğini ifade etti:

“Enflasyon artarken faiz indirmek, piyasa beklentilerini daha da bozabilir. Ekonomi hâlâ %3–4 büyüyor, ciddi bir yavaşlama yok. Maliye politikası yeterince sıkı değilse, para politikasının bunu telafi etmesi gerekir.”

Ash, para politikasının siyasi mesaj aracı değil, ekonomik gerçeklere göre hareket etmesi gerektiğini vurguladı:

“Eğer mali disiplin yetersizse, Merkez Bankası bunu sıkı duruşla telafi etmeli. Bu da hükümete, maliye politikasının daha fazla yük üstlenmesi gerektiğini hatırlatır.”

“100 baz puandan fazla indirim: Tam bir felaket olur”

Ash’e göre 100 baz puanın üzerinde bir faiz indirimi “kredibiliteyi tamamen siler” ve TCMB’yi yıllarca geriye götürür:

“Bu, kararların hâlâ saraydan alındığı mesajını verir. Böyle bir adım, piyasanın TCMB’ye duyduğu güveni yeniden zedeler ve para politikası bağımsızlığını ciddi biçimde sorgulatır.”

Ash, böyle bir senaryonun hem TL üzerindeki baskıyı artıracağını hem de yatırımcıların Türkiye risk primini yeniden fiyatlamasına yol açabileceğini belirtti.