Dünya Ekonomisi
Rusya, bütçe açığını kontrol altına almak için KDV’yi yükseltmeyi değerlendiriyor
Rusya hükümeti, bütçe açığını kontrol altında tutmak ve rezervleri korumak amacıyla katma değer vergisi (KDV) oranını yüzde 20’den yüzde 22’ye yükseltmeyi tartışıyor. Konuya ilişkin dört kaynak Reuters’a konuştu; bu adım, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in vergi artışı olmayacağı yönündeki kamu vaatlerine rağmen masada.

Rusya hükümeti, bütçe açığını kontrol altında tutmak ve rezervleri korumak amacıyla katma değer vergisi (KDV) oranını yüzde 20’den yüzde 22’ye yükseltmeyi tartışıyor. Konuya ilişkin dört kaynak Reuters’a konuştu; bu adım, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in vergi artışı olmayacağı yönündeki kamu vaatlerine rağmen masada.
Taslak bütçenin 29 Eylül’de parlamentoya sunulması bekleniyor. Kaynaklar, bütçenin kilit bileşenlerinin Putin ile önceden uzlaşıldığını ve parlamento tartışmaları sırasında köklü değişiklikler beklenmediğini söylediler.
Vergi artışıyla açığın yarı yarıya kapanma ihtimali
Savaşın dördüncü yılında olan Rusya, bu yıl gelir vergisi ve kurumlar vergisini artırmıştı; buna rağmen hükümet, mayıs ayında federal bütçe açığı tahminini GSYH’nin yüzde 1,7’sine çıkarma ihtiyacı duymuştu. Devlet medyasına göre bütçe açığı bu hedefi aşacak görünüyor; geçen yıl yasaya konulan 2026 için yüzde 0,9 GSYH açığı hedefinin de aşılması bekleniyor.
Dört hükümet yetkilisi The Bell’in haberini doğruladı: KDV’nin 20’den 22’ye çıkarılması tartışılıyor. Bir kaynak, bütçe kuralı—petrol gelirlerinin sürpriz artış halinde rezerv fonuna aktarılmasını öngören kural—sürdürülürse KDV artışının 2026 bütçesinde değerlendirilebileceğini söyledi.
Reuters’ın hesaplamalarına göre KDV 2024’te federal bütçe gelirlerinin %37’sini oluşturuyordu; KDV artışı 2026’de öngörülen açığı yarıya indirebilir.
Büyüme yavaşlıyor, savunma harcamaları baskı yapıyor
Batı yaptırımlarına rağmen Rusya ekonomisi büyümeye devam etti, ancak GSYH büyümesinin geçen yılki %4,3’ten bu yıl yaklaşık %1’e gerilemesi bekleniyor. Enflasyon hâlâ %8’in üzerinde seyrediyor ve işgücü ile bütçe gelirlerinin yaklaşık %40’ı savunma ve güvenlik harcamalarına gidiyor. Putin’in ekonomik yavaşlamadan memnuniyetsiz olduğu ve Ukrayna’daki yıpratma savaşını finanse etme ihtiyacı yüzünden harcama kesintileri olası görünmüyor.
Bir kaynak, “Bütçe kuralına uyarak açığı nasıl küçültebilirsiniz? Ancak vergi artırarak, çünkü kesilecek fazla bir şey kalmadı; ne askeri harcamada ne sosyal harcamalarda,” dedi.
Merkez bankası rezervi ve bütçe kuralı
Maliye Bakanı Anton Siluanov, bütçe kuralının—hedef petrol fiyatının (şu an 60 dolar/varil) üzerindeki enerji gelirlerinin mali rezerv fonuna aktarılmasını öngören mekanizmanın—sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Merkezi olmayan rezervlerden ayrı tutulan söz konusu fonun likit varlıkları yaklaşık 4 trilyon ruble civarında ve bu yıl bütçeyi desteklemek için 447 milyar ruble kullanılması planlanıyor.
Putin, 2024’te yapılan vergi artırımlarının ardından 2030’a kadar önemli bir vergi değişikliği olmayacağı taahhüdünde bulunmuştu; ancak 5 Eylül’de hükümete daha çok verimlilikle gelir artırılmasını, vergi yerine üretkenlik artışını önerdi.
Karar henüz net değil; kesintiler sınırlı
Hükümet yetkilileri, askeri harcamaların kesilemeyeceğini ve sosyal harcamalardaki küçük tasarrufların açığın azaltılmasında anlamlı bir katkı sağlamayacağını belirtiyor. “1–2 trilyon ruble kesebilseydik elbette… ama öyle büyük miktarlar yok; ancak milyonları, belki yüzbinleri budayabilirsiniz” diyen bir yetkili, büyük tasarruf imkânı bulunmadığını ifade etti.
Enflasyon ve faiz üzerindeki etkiler
Merkez Bankası’na göre 2019’da yapılan iki puanlık KDV artışı enflasyona 0,6 puan katkı sağlamıştı. Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, 12 Eylül’deki toplantı sonrası temkinli bir şekilde vergi artışını savunarak, açığın genişletilmesindense ek gelir getirecek bir artışın daha iyi olduğunu belirtti. Nabiullina, açığın boyutunun Merkez Bankası’nın mevcut %17 seviyesindeki politika faizini daha da düşürebilme kapasitesini etkilediğini de ilişkilendirdi.
Putin, ülkenin borç düzeyinin düşük olduğunu ve yeni borçlanmanın korkulmaması gerektiğini söylese de, hükümet için borçlanma faizleri bile yaklaşık %13 seviyesinde seyrediyor ve faiz giderlerinin GSYH içindeki payının 2025’te %2’ye ulaşması bekleniyor.