Genel
Trump – Putin Zirvesi, Zelensky’nin Yenilgisi
CNN’den Nick Paton Walsh’ın analizi, Alaska’da yapılacak Trump-Putin zirvesinin şartlarının Moskova lehine ağır bastığını ve Ukrayna’nın toprak kaybı riskinin arttığını ortaya koyuyor.

Alaska’daki Trump-Putin Zirvesi: Ukrayna İçin Yavaş İlerleyen Bir Yenilgi Senaryosu
CNN’den Nick Paton Walsh’ın analizi, Alaska’da yapılacak Trump-Putin zirvesinin şartlarının Moskova lehine ağır bastığını ve Ukrayna’nın toprak kaybı riskinin arttığını ortaya koyuyor.
Zirvenin Sembolizmi ve “Satılık Toprak” Mesajı
Eski emlak kralı ve mevcut ABD Başkanı Donald Trump, “lokasyonun önemini” vurguladıktan hemen sonra, Rusya’nın 158 yıl önce 7,2 milyon dolara ABD’ye sattığı Alaska’nın, “yüzyılın toprak anlaşması” için sahne olacağını duyurdu. Kremlin, Ukrayna’dan hâlen işgal edemediği bölgeleri almak için bu fırsata atladı.
Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff’un, Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinin geri kalanını ateşkes karşılığında Moskova’ya bırakmasını öngören önerisi, Kiev ve Avrupa başkentlerinde büyük tepki çekti.
Rusya’nın Hedefi: Çatışmasız Toprak Kazancı
Putin, savaşmadan toprak kazanma fikrini açıkça destekliyor. Ukrayna ordusunun binlerce asker kaybettiği şehirlerden çekilmesini istemek, Kiev açısından hem askerî hem siyasi olarak ağır bir bedel anlamına geliyor.
Rusya’nın kuşatma altına almak üzere olduğu Pokrovsk ve Kostiantynivka gibi stratejik şehirlerin kaybı, Ukrayna’nın ileride personelini korumak için zaten düşünmek zorunda kalabileceği bir senaryo. Ancak Kramatorsk ve Sloviansk gibi daha büyük yerleşimler, hem sivil nüfusun yoğunluğu hem de sembolik önemi nedeniyle çok daha kritik.
Kiev’in Kırmızı Çizgisi
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, toprak tavizini reddederek hem ordusunun hem de halkının tepkisini dikkate aldı. Putin’in önerdiği “toprak takası” ise Kiev’e ancak Sumı ve Harkiv bölgelerindeki küçük sınır şeritlerini geri kazandırabilir.
Asıl hedef, ateşkes. Ancak Moskova, teknik hazırlıklar gerekçesiyle anında ateşkese yanaşmayacağını defalarca belirtti. Bu da Putin’in, doğu cephesindeki üstünlüğünü pekiştirmek için zaman kazandığı anlamına geliyor.
Avrupa’nın 1938 Korkusu
Avrupa’da, 1938’de Nazi Almanyası karşısında imzalanan ve değersiz çıkan “barış anlaşması” sendromu hâkim. Kremlin’in daha önce imzaladığı Ukrayna anlaşmalarını ihlal etmiş olması, benzer bir sürecin tekrarlanabileceği endişesini artırıyor.
Putin’in nihai hedefi, tüm Ukrayna’yı kontrol altına almak ve ABD ile stratejik bir yeniden ayarlama yaparak Kiev’in Batı desteğini kesmek. Kremlin danışmanı Yuri Uşakov, Alaska’yı “ekonomik işbirliği için harika bir yer” olarak tanımlarken, bir sonraki zirvenin Rusya’da yapılabileceğini söyledi.
Kulislerdeki Risk
Trump ile Putin arasında oluşabilecek dostane atmosfer, ABD’nin teknik müzakerelere daha fazla zaman tanımasına ve Moskova lehine “toprak takası” planının Kiev’e dayatılmasına yol açabilir. Bu durumda Ukrayna’ya yönelik askeri ve istihbarat desteği, anlaşmayı kabul etme şartına bağlanabilir.
Yeni Unsurlar: Hindistan ve Çin Faktörü
Bu kez tabloya iki yeni aktör dahil. ABD’nin ticari yaptırımlarıyla karşı karşıya olan Hindistan ve Çin, son günlerde Kremlin’le temas kurdu. Enerji ithalatlarının Trump’ın ikincil yaptırımlarından etkilenme riskini azaltmak için Putin’e diplomasiye dönmesi yönünde telkinde bulundukları düşünülüyor.
Putin’in Elini Güçlendiren Ortam
Trump’ın Putin’e yönelik söylemlerinde “hayal kırıklığı” ve “tiksinti” gibi yeni ifadeler yer alsa da, Moskova’ya karşı gerçek yaptırımlar uygulanmıyor. Putin, cephede üstünlük sağladığı bir dönemde ABD’ye davet edilmiş durumda. Üstelik Ukrayna olmadan yapılacak bu görüşmede, savaşmadan istediği toprakların bir kısmını alabilecek pozisyonda.
Zirveye altı gün kala, tablo Kiev açısından “yavaş ilerleyen bir yenilgi” ihtimalini güçlendiriyor.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]