Sosyal Medya

Döviz

Kurlarda gerilim başladı: Küresel Ekonomi 1930’lar Tarzı Tek Taraflılığa Hazırlanıyor

Çin’in bu hafta para biriminin dolar karşısında haftalardır savunduğu seviyeyi aşarak zayıflamasına izin verme kararı, 2025 yılında döviz kuru politikası…

Kurlarda gerilim başladı: Küresel Ekonomi 1930’lar Tarzı Tek Taraflılığa Hazırlanıyor

Çin’in bu hafta para biriminin dolar karşısında haftalardır savunduğu seviyeyi aşarak zayıflamasına izin verme kararı, 2025 yılında döviz kuru politikası konusunda büyük gerilimlerin yaşanma potansiyelini ortaya koyuyor.

Donald Trump ve yardımcıları uzun zamandır Amerikalı ticaret ortaklarını döviz kuru devalüasyonu yaparak ihracatçılarına haksız avantaj sağlamakla suçluyor. Geçtiğimiz Haziran ayında Bloomberg Businessweek’e verdiği bir mülakatta Çin ve Japonya’yı ucuz para birimlerini korudukları için eleştirmiş ve bu ülkelerin ABD şirketlerine “muazzam bir yük” getirdiğini söylemişti.

Çin Yuanı’nın o döneme kıyasla daha da zayıfladığı şu günlerde, bu haftaki hamlenin Trump ve yeni ekibi tarafından fark edileceği kesin. Haziran ayında, ilk yönetiminin tarife tehditleri yoluyla döviz kurlarını “yukarıda” tutmaya çok odaklandığını belirtti. Çin’in para biriminin değer kaybetmesinin kolayca anlaşılabilir nedenleri olsa da – hala durgun olan iç talep sayesinde faiz oranları yeni düşük seviyelere iniyor – Trump’ın geçmişi, hafifletici koşullara ilgisiz olduğunu gösteriyor.

 

Herkes için en büyük risk, yuandaki son düşüşün Trump’ın 1930’lardakine tehlikeli bir benzerlik taşıyan tek taraflı bir uluslararası ekonomik gündemle ilerleme kararlılığını körüklemesi.

Kur savaşları yeni bir şey değil. En ünlüsü 1930’larda ABD ve diğer ülkelerin gümrük vergisi artışlarının yanı sıra seri para birimi değer kayıplarına giriştiği dönemde yaşanmıştı. “Dilenci-komşu” döngüsü (beggar-thy-neighbor) olarak adlandırılan bu durum, yakın tarihli bir Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu makalesinin de gösterdiği gibi, küresel ticareti bir bütün olarak daha da kötü bir hale getirdi.

Santa Clara Üniversitesi Leavey İşletme Okulu’ndan ekonomist Kris Mitchener ve Viyana Üniversitesi’nden Kirsten Wandschneider, döneme ait üç aylık ticaret akışı verilerinden oluşan yeni bir veri tabanı kullanarak 1930’lardaki kur savaşlarının ticareti en az %18 oranında azalttığını ortaya koydu. Mitchener ve Wandschneider, “1930’ların başındaki devalüasyonlar politika yapımında yeni bir yaklaşımın sinyallerini veriyordu: ülkeler uluslararası sistemden ziyade kendi iç ekonomik durumlarına öncelik verecekti” diye yazdı.

Yeni seçilen Başkan Franklin D. Roosevelt, 1933 yılında, o yaz Londra’da düzenlenen küresel ekonomi konferansına katılmayarak ve hatta bir yelken tatiline çıkmış ve duruşunun altını çizerek Amerika öncelikli yaklaşımını ortaya koymuştu. Sonuç olarak 70’ten fazla ekonomi para birimlerini devalüe etti, artan maliyetler ve daha geniş ticari gerilimlerle ticaret akışını bozdu.

 

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD çok farklı bir yaklaşım benimsedi. Piyasalarını açmaya ve Uluslararası Para Fonu da dahil olmak üzere tam zamanlı kurumlar aracılığıyla küresel ekonomik ve finansal koordinasyona katılmaya çok daha istekli hale geldi. Bu tür bir küresel yoldaşlık, ABD ve diğer 20 Grubu üyelerinin rekabetçi devalüasyonlardan vazgeçtiği 2008 mali krizinin ardından tekrar görüldü.

Bugünün havası daha çok 1930’lara benziyor. FDR’nin önceki normları ihlal etmekten korkmaması ve uluslararası baskılara boyun eğmemesi elbette Trump ile paralellik gösteriyor. Bloomberg Economics geçen ay küresel görünüm üzerine hazırladığı özel raporda seçilmiş başkanı “gerçeklerin şenlik ateşi” olarak tanımladı.

Basitçe söylemek gerekirse, “serbest ticaret out, korumacılık in. Borç konusunda endişelenmek out, vergi indirimleri in. Tom Orlik liderliğindeki Bloomberg Economics ekibi, “ABD’nin güvenlik garantisi out, kendin yap savunması in” diye yazdı.

Orlik’e göre yine de Trump’ın vaat ettiği gümrük vergisi artışları, seçim kampanyası sırasında ortaya attığı %20’ye varan evrensel vergi ve %60’a varan Çin tarifeleri gibi rakamların gerisinde kalacak. 20 Ocak’taki Yemin Günü öncesinde ortaya çıkan genel kanı da büyük ölçüde bu yönde.

Gavekal Dragonomics’ten Çin uzmanları Arthur Kroeber ve Thomas Gatley geçen ay Trump ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında “gümrük tarifelerini ve ihracat kontrollerini her iki tarafın da tolere edebileceği bir seviyede donduran” bir tür anlaşmanın temel senaryoları olduğunu yazdı. Ancak tehlike, Washington ya da Pekin’in diğer tarafa verdiği yanıtta yanlış hesap yapması ve çok ileri giderek 1930’larda görülen merkantilist önlemlerin tırmanmasına yol açmasıdır.

Orlik, “En iyi senaryoda bile, serbest ticaretten korumacılığa geçiş küresel ekonomi için kötü haber,” diye yazdı. “Trump gümrük vergilerine tam gaz devam ederse, Apple’ın Asya tedarik zincirinden GM’in Meksika’da üretilen otomobillerine kadar her şey risk altında demektir.”

BAKMADAN GEÇME

  • ABD’de işten çıkarmalar 22 yılın zirvesinde

    ABD’de şirketler, Ekim ayında 153.074 çalışanı işten çıkardığını açıkladı. Bu rakam, son 22 yılın en yüksek “Ekim ayı toplu işten çıkarma” verisi oldu. Teknoloji ve depo/lojistik sektörleri başı çekiyor. Uzmanlara göre yapay zekâ yatırımları, ücret maliyetleri ve tüketici harcamalarındaki zayıflama şirketleri agresif maliyet azaltmaya yöneltti.

  • Gönül Tol/New York Times: Erdoğan’ın vazgeçilmezliği

    Gönül Tol’un New York Times için kaleme aldığı analiz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Batı başkentleri tarafından “stratejik olarak vazgeçilmez” görülmesi nedeniyle demokrasiye yönelik baskıların görmezden gelindiğini savunuyor.

  • ABD borsalarında sert düşüş – yapay zekâ hisselerinde satış dalgası sürüyor

    Wall Street’te perşembe günü satış baskısı hâkimdi. Yapay zekâ odağındaki teknoloji hisseleri yeniden değer kaybederken Dow Jones 400 puana yakın düşüş yaşadı, Nasdaq ise %1,9 geriledi. Nvidia, Microsoft, Palantir, AMD ve Broadcom satış dalgasından en çok etkilenen hisseler oldu.

  • Türkiye – ABD S400 pazarlığı başladı

    Bloomberg’in üst düzey hükümet kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Türkiye ABD’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerinin tamamen devre dışı bırakılması veya kaldırılması yönündeki talebine olumsuz yanıt verdi. Ankara, S-400’leri elinde tutarak “sınırlı kullanım ve teknik koordinasyon” modeli öneriyor.

  • Çetin Ünsalan:  Vermeden alan el

    Çetin Ünsalan Mehmet Şimşek'in bütçe sunumunu eleştirdi

  • Empa Elektronik “Empa 2.0” ile Yeni Projelere Göz Kırpırken, Bir Yandan da Halka Arza Hazırlanıyor

    Türkiye’nin savunma, havacılık, uzay ve endüstriyel elektronik projelerinde Empa’nın en önemli oyuncu olduğunun altını çizen Empa Elektronik CEO’su Murat Sarpel, “Biz büyük projelerin vazgeçilmez bir parçasıyız. Ufak bir dişliyiz ama o dişli olmadan çark dönmüyor. Büyümemiz sürecek” şeklinde konuştu.

  • Türkiye’nin Servet Uçurumu: Milyarderler Kazanıyor, Emekçiler Kaybediyor

    Türkiye’de milyarderlerin serveti 5 yılda yüzde 52 arttı; eşitsizlik derinleşirken, emekçilerin durumu değişmedi. Sermaye birikimi, serveti katlarken yoksulluğu büyütüyor ve Marx’ın 150 yıl önce vurguladığı yapısal eşitsizlik günümüzde de sürüyor.

  • Emekli Promosyon Ücretlerinde Rekabet Kızıştı: Emekli Maaşı Promosyonu Hangi Bankada Daha Yüksek? İşte Güncel Promosyon Ücretleri

    Bankalar, emekli müşterilerini çekmek amacıyla promosyon yarışını hızlandırdı. Ocak ayında emekli maaşlarına yapılacak artış öncesinde, bazı bankalar 3 yıl süreli taahhüt karşılığında promosyon ödemelerini 32 bin TL’ye kadar yükseltiyor. Promosyon miktarı, emeklinin maaşı ve bankanın belirlediği ek koşullara göre değişiklik gösteriyor. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklileri ile yetim aylığı alanlar da bu kampanyalardan yararlanabiliyor.

  • Mahfi Eğilmez’den TCMB’ye Kritik Tavsiye: “Ben Olsam Aralıkta Faizi Değiştirmem”

    İktisatçı Mahfi Eğilmez, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 7 Kasım Cuma günü açıklayacağı yıl sonu enflasyon raporu öncesinde, bankanın tahmin aralığını güncellemesi gerektiğini belirtti. Eğilmez ayrıca Ekim ayı enflasyon verilerini ve piyasaların merakla beklediği Aralık ayı faiz kararını değerlendirerek, “Ben olsam aralıkta faizi değiştirmem” yorumunda bulundu. Eğilmez, CNBC-e yayınında TCMB’nin enflasyon raporu toplantısına ilişkin önemli uyarılarda bulundu.

  • Düşünce Kuruluşu:  İngiltere borç krizine gidiyor

    Metin, İngiltere’nin yatırımcı güvenini kaybetmesi hâlinde acil kemer sıkma, göçmen sınır dışı politikalarının sertleştirilmesi, net-sıfır hedeflerinin iptali gibi politik adımlar öneriyor. Rapor, finans çevrelerinin Reform UK partisine ilgisinin arttığına işaret ediyor.

  • Fitch’ten 2026 Analizi: Türk Bankaları İçin Pozitif Beklenti

    Fitch Ratings, Türk bankalarının karlılıklarında 2026 yılında iyileşme bekliyor. Fitch Ratings Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç, “Gelecek yıl bankaların karlılıklarının bu yıla göre görece daha iyi olacağını öngörüyoruz. Birçok bankanın ihraç yaptığını gördük. Bu da dış piyasalara erişim olduğunu gösteriyor” dedi. Kılınç, faiz indirimlerinin başlamasının bankaların karlılıklarını destekleyeceğini belirterek, 2026’da bankaların karlılıklarının bu yıla göre görece daha iyi olacağını düşündüklerini ifade etti.

  • Michael Burry’den yeni “Big Short”: Ünlü yatırımcı Nvidia ve Palantir’e karşı 1 milyar dolarlık düşüş pozisyonu aldı

    "The Big Short” filmiyle ünlenen ve 2008’de ABD mortgage balonunu patlamadan önce öngören yatırımcı Michael Burry, bu kez yapay zekâ sektörüne karşı dev bir bahis açtı. Burry, AI çip devi Nvidia ve yazılım şirketi Palantir hisselerinin düşeceğine yönelik toplam 1 milyar doların üzerinde put opsiyonu aldı

  • Kaja Kallas’tan Türkiye Vurgusu: “AB için Kilit Bir Ortak”

    AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, ocak ayında AB dönem başkanlığını devralacak olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) ziyaret ederek Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos ile Lefkoşa’da ortak basın toplantısı düzenledi.

Benzer Haberler