Sosyal Medya

Genel

El Cezire Araştırma Merkezi: Gazze Savaşı Sonrası Ortadoğu’da Güç Dengeleri Değişiyor

Gazze savaşı ve çatışmanın bölgeye yayılması, Ortadoğu’yu yeni bir güç dengesi evresine taşıdı. İsrail’in bölgesel üstünlük hedefi kısmi kazanımlar üretse de kalıcı bir stratejik hâkimiyet yaratmadı. Aksine, bölge daha kırılgan, ittifaklar daha akışkan ve belirsizlik daha derin hale geldi.

El Cezire Araştırma Merkezi: Gazze Savaşı Sonrası Ortadoğu’da Güç Dengeleri Değişiyor

Gazze savaşı ve çatışmanın bölgeye yayılması, Ortadoğu’yu yeni bir güç dengesi evresine taşıdı. İsrail’in bölgesel üstünlük hedefi kısmi kazanımlar üretse de kalıcı bir stratejik hâkimiyet yaratmadı. Aksine, bölge daha kırılgan, ittifaklar daha akışkan ve belirsizlik daha derin hale geldi.

Gazze savaşının ardından Ortadoğu’da güç dengelerinin değiştiği açık; ancak bu değişim henüz kalıcı bir düzen üretmiş değil. 7 Ekim 2023 saldırısı sonrasında İsrail Başbakanı’nın dile getirdiği “Ortadoğu’yu değiştirme” söylemi, fiiliyatta İsrail lehine bölgesel güç ilişkilerini yeniden şekillendirme hedefini ifade ediyordu. İki yılı aşan savaş sürecinde İsrail; Gazze, Lübnan, Yemen, İran ve daha sonra Suriye’de eşzamanlı cepheler açarak bu hedefi hayata geçirmeye çalıştı. Ortaya çıkan tablo ise sınırlı kazanımlar, süregelen direniş ve artan stratejik maliyetler oldu.

Savaş Öncesi Denge: Dört Ana Aktör

Savaş öncesinde bölgesel güç; Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve İsrail arasında paylaşılıyordu. Türkiye; ekonomik kapasite, savunma sanayii ve tarihsel-toplumsal bağlara dayalı yumuşak güçle öne çıkarken, Suudi Arabistan nüfusu, dini konumu ve mali gücüyle istikrar odaklı bir çizgi izliyordu. İran; devrimci kimliği, tarihsel mirası ve bölgesel ittifaklarıyla etkisini genişletmişti. İsrail ise sınırlı coğrafya ve nüfusa rağmen, Batı desteğiyle pekişen askeri-teknolojik üstünlüğe sahipti; ancak bölgesel yalnızlık kronikti.

7 Ekim ve Caydırıcılığın Aşınması

7 Ekim saldırısı, İsrail’in “dokunulmazlık” algısını sarstı; caydırıcılık doktrini ciddi biçimde aşındı. İsrail, buna Gazze’ye yönelik kapsamlı bir savaşla yanıt verdi; hedef, direnişi ezmek ve bölgesel hâkimiyeti yeniden tesis etmekti. Gazze’de benzeri görülmemiş yıkım yaşandı. Buna rağmen Hamas askeri ve siyasi olarak tamamen tasfiye edilemedi; on binlerce savaşçı varlığını korudu, İsrail ise Gazze üzerinde tam denetim kuramadı.

Çok Cepheli Tırmanma: Lübnan, Yemen, İran

Gazze’nin ötesinde İsrail, Lübnan’da Hizbullah’a karşı üst düzey suikastlar ve yoğun saldırılar gerçekleştirdi; örgüt Litani Nehri’nin kuzeyine itildi. Ancak Hizbullah toplumsal tabanını ve yeniden silahlanma kapasitesini muhafaza etti. Yemen’de Husilere yönelik saldırılar caydırıcılık üretmedi; aksine Husiler küresel deniz taşımacılığını etkileyebilecek kapasite sergileyerek bölgesel meşruiyet kazandı.

İran cephesinde ise dolaylı ve doğrudan saldırılar 2025’te büyük bir yüzleşmeye evrildi. ABD’nin de dahil olduğu operasyonlarda İran’ın savunma altyapısı ve nükleer tesisleri ağır hasar gördü; ancak İran çekirdek kapasitesini korudu ve Rusya-Çin desteğiyle caydırıcılığını yeniden inşa sürecine girdi.

Suriye: İstenmeyen Bir Cephe

Savaşın bölgesel yansımaları, Suriye’de Esad rejiminin çöküşünü hızlandırdı. İran ve Hizbullah etkisi gerilerken, İsrail bu boşluğu sakinleştirmek yerine askeri müdahalelerini artırdı; güney Suriye’de fiilen yeni bir gerilim alanı oluştu. Bu, İsrail’in kuzeydoğu sınırında istikrar yerine kalıcı bir tansiyon üretti.

Normalleşme Askıda, Türkiye-İsrail Gerilimi Tırmanıyor

İran etkisinin Suriye’de zayıflaması, Suudi Arabistan’ın tehdit algısını görece düşürdü; ancak İsrail’in Gazze’deki eylemleri normalleşmeyi siyasal olarak imkânsız kıldı. Riyad, normalleşmeyi inandırıcı bir Filistin devleti perspektifine bağladı. Aynı dönemde İsrail-Türkiye ilişkileri sert biçimde bozuldu. Ankara, 1950’den bu yana ilk kez doğrudan çatışma ihtimalini dışlamazken, İsrail kurumları Türkiye’yi özellikle Suriye bağlamında potansiyel stratejik rakip olarak değerlendirmeye başladı.

Sonuç: Değişen Ama Dengelenmeyen Ortadoğu

Savaş, Ortadoğu’yu değiştirdi; ancak İsrail’e net ve kalıcı bir stratejik üstünlük sağlamadı. Rakipler zayıflatıldı ama denklemin dışına itilmedi. İsrail diplomatik fırsatları kaybetti, bölgesel yalnızlığını derinleştirdi. Ortaya çıkan tablo; güçlerin yeniden dağıldığı, fakat istikrarlı bir düzenin henüz ufukta görünmediği, daha oynak bir Ortadoğu oldu.

Kaynak: Al Jazeera Center for Studies

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler