Genel
Çinli Firmalar ABD Pazarına Alternatif Arıyor, Türk İş Dünyası Endişeli
ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşı, Çinli ihracatçılarda derin izler bıraktı. Yeni bir özel ankete göre, Pekin ile Washington arasında son dönemde imzalanan geçici anlaşmalara rağmen, Çinli firmalar ABD pazarına olan bağımlılıklarını azaltmak için alternatif arayışlarına hız verdi. Türk iş dünyası "dumping" endişesi taşıyor.

ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşı, Çinli ihracatçılarda derin izler bıraktı. Yeni bir özel ankete göre, Pekin ile Washington arasında son dönemde imzalanan geçici anlaşmalara rağmen, Çinli firmalar ABD pazarına olan bağımlılıklarını azaltmak için alternatif arayışlarına hız verdi. Türk iş dünyası “dumping” endişesi taşıyor.
CNBC’nin aktardığına göre, Allianz Trade tarafından 4.500 ihracatçıyla yapılan küresel anket, Çinli firmaların yüzde 95’inin ABD dışındaki pazarlara yönelme eğiliminde olduğunu ortaya koydu. Firmaların büyük çoğunluğu, ABD’nin yüksek tarifeleri nedeniyle ihracat cirolarında bu yıl ciddi bir düşüş bekliyor.
ABD-Çin Ayrışması Derinleşiyor
Anketin bulgularına göre, orta vadede ABD-Çin ticaretinin “ayrışması” (decoupling) muhtemel bir senaryo. Çinli firmalar ABD pazarından çekilirken, Amerikan şirketleri de Çin dışındaki üretim üslerine yönelmeye başladı.
İsviçre’de bu ay başında imzalanan anlaşmanın ardından geçici bir tarife indirimi gelse de, Çin mallarına uygulanan ABD ağırlıklı gümrük vergisi oranı yüzde 39 seviyesinde kaldı. Bu oran, Trump’ın ikinci döneminden önce uygulanan yüzde 13’lük seviyenin oldukça üzerinde.
Bu gelişmeler, Çinli ihracatçıların 90 günlük geçici sürede siparişleri öne çekmesine ve ABD’ye yapılan sevkiyatlarda patlama yaşanmasına neden oldu. Nakliye ücretleri de buna bağlı olarak yükselişe geçti.
Çinli Şirketler “Küreselleşme”ye Devam Ediyor
Ekonomist İstihbarat Birimi’nden (EIU) kıdemli ekonomist Tianchen Xu, Çin’in Ningbo kentindeki saha ziyareti sonrası yayınladığı raporda, bölgedeki ihracatçıların geçici ateşkese rağmen “küreselleşme planlarına” sadık kaldıklarını belirtti.
Şanghay’dan sonra ülkenin en büyük ikinci limanına ev sahipliği yapan Ningbo’daki firmalar özellikle Endonezya’da üretim tesisi kurma eğiliminde. Ancak Vietnam konusunda karışık görüşler hakim; düşük maliyetli iş gücü cazip görünse de, artan operasyonel maliyetler firmaları zorluyor.
Küresel Ticaretin Kaybı 305 Milyar Doları Bulabilir
Allianz Trade’e göre, küresel çapta artan ticaret gerilimleri nedeniyle dünya ihracatı bu yıl 305 milyar dolarlık kayıpla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma verilerine göre, küresel ticaret 2023’te 33 trilyon dolar ile rekor kırmıştı. Bu bağlamda, mevcut risklerin etkisi dikkat çekici.
Türk İş Dünyasında Çin Endişesi Artıyor
ABD pazarında daralan talep nedeniyle Çin’in fazla üretimini Türkiye’ye yönlendirmesi, Türk iş dünyasında büyük bir endişeye yol açtı. Düşük maliyetli Çin mallarının özellikle makine, çelik, elektronik ve ayakkabı sektörlerini baskı altına aldığı belirtiliyor.
Büyüyen Dış Ticaret Açığı
Türkiye’nin Çin ile olan dış ticaret açığı yaklaşık 45 milyar dolara ulaştı. Çin’den yapılan ithalat, 2020 yılında 22 milyar dolarken 2024’te 42 milyar doları aştı. Özellikle ayakkabı sektöründe, 2025 Ocak ayında Çin’den yapılan ithalat yüzde 110 arttı. Bu trend devam ederse sektörün yıllık ticaret açığının 1 milyar doları geçmesi bekleniyor.
Makine üreticileri de alarm veriyor. 2023’teki 16 milyar dolarlık ticaret açığının yüzde 75’i Çin kaynaklı. Yerli üreticiler, bu ithalat dalgasının rekabet gücünü zayıflattığını ve üretimi tehdit ettiğini söylüyor.
Ankara’dan Koruyucu Önlemler
Çin mallarının Türkiye’ye “dumping” şeklinde girişini engellemek için hükümet çeşitli koruyucu önlemler aldı. 2024 Ekim ayında Çin, Rusya, Hindistan ve Japonya menşeli çelik ithalatına yüzde 15 ila 43 arasında değişen anti-damping vergileri getirildi.
Otomotiv sektöründe ise 2024 Temmuz itibarıyla Çin menşeli araçlara yüzde 40 ek vergi (veya araç başına en az 7.000 dolar) uygulamaya kondu. Plug-in hibrit araçlar için ise Türkiye genelinde yetkili servis ağı kurma şartı getirildi.
Bu önlemler, Türkiye’nin Çin’in üretim fazlasının hedefi olmasını önlemeyi ve yerli üretimi korumayı amaçlıyor.
Resmi Uyarılar ve Yatırım Stratejisi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çin gibi ülkelerin fazla mallarını Türkiye’ye yönlendirme riskine karşı uyarıda bulundu. Ticaret Bakanı Ömer Bolat ise Türkiye’nin piyasa dengesini korumak için yeni adımlar atmaktan çekinmeyeceğini ifade etti.
Ancak Türkiye yalnızca koruyucu önlemlerle değil, aynı zamanda Çinli firmaları doğrudan yatırım yapmaya da teşvik ediyor. Çin’in en büyük elektrikli araç üreticisi BYD, Türkiye’de 1 milyar dolarlık yatırım ile üretim tesisi kuracağını açıkladı. Benzer şekilde Chery firması da Samsun’da yıllık 200.000 araç kapasiteli bir tesis kurmak için ileri düzey görüşmeler yürütüyor.
Dengeli Bir Yaklaşım Mümkün mü?
Türkiye, Çin’in ABD ile yaşadığı ticaret gerilimlerinin sonucu olarak doğabilecek ithalat baskısını bertaraf etmeye çalışıyor. Hükümetin hem korumacı ticaret politikaları hem de yatırım çekme stratejisiyle yürüttüğü çift yönlü yaklaşım, sorunun ciddiyetine ve çözümün karmaşıklığına işaret ediyor.
Ancak bu yaklaşımın Türk sanayisini gerçekten koruyup koruyamayacağı henüz belli değil. Yine de uyarı sinyalleri oldukça net ve göz ardı edilemeyecek düzeyde.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected]