Güldem Atabay
Güldem Atabay: Trump’ın Makro Ekonomik Popülizmi Küresel Dengeleri Yeniden Bozacak
Temmuz ayının başında Avrupa’da iki önemli seçimin sonucunu izledik. Avrupa Parlamentosu seçimlerinin şoke edici sonuçlarının ardından aniden erken seçim kararı…

Temmuz ayının başında Avrupa’da iki önemli seçimin sonucunu izledik. Avrupa Parlamentosu seçimlerinin şoke edici sonuçlarının ardından aniden erken seçim kararı alan Fransa’daki seçim maratonunda ilk turda kazanan aşırı sağa ikinci turda Fransız seçmen solun soluna işaret ederek blok çekti. Kıta Avrupası’nda yükselen radikal sağ dalgasına karşılık İngiltere, merkez sola yaklaşan İşçi Partisi’ni 14 yıl aradan sonra güçlü bir şekilde hükümete taşıdı.
Her üç seçimin de ana dinamik olarak arka planında toplumların belkemiğini oluşturan geniş kitlelerin fakirleşmesiyle artan ekonomik problemleri yatıyor. Küreselleşmenin yarattığı değerden giderek daha az pay alan bu kesimlere radikal sağ partilerin önermesi daha kapalı bir ekonomiyle daha fazla refah. Sol ve daha sol partiler ise neo-liberal politikalar yıllarında daraltılan kamu sektörünün ekonomik aktör olarak yeniden yükselişiyle gelir dağılımı sorununu çözme vaatleri ile aynı ekonomik problemlere odaklanıyorlar.
Paul Krugman NY Times’daki makalesinde “makroekonomik popülizm” deyince hemen ilk akla gelen Latin Amerika’daki 1970’lerin yönetimleri boyunca izlenen enflasyonist salgınlara işaret ediyor. Arjantin’in hem solcu hükümetleri hem de 1976-1983’te on binlerce solcuyu “kaybederken” sorumsuz ekonomi politikalarıyla ülkeyi ödemeler dengesi krizine ve hiperenflasyona götüren askeri diktatörlük dönemlerinin gerisinde hep aynı ekonomik popülizm yatmaktaydı. Bugünlerin makroekonomik popülizmine en canlı örnekse kuşkusuz Türkiye’den. Düşük faizin enflasyona ilaç olduğu fikrinde ısrar ederek Türkiye ekonomisini 2023 seçimleri öncesi ödemeler dengesi krizi ve hiperenflasyonla ile burun buruna getiren sağcı milliyetçi Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin yakın tarihli politikaları. Türkiye 2023-2024 seçimleri arasında ağır sorumsuz makroekonomik politikalardan ağır ezici neo-liberal politikalara geçişle makro ekonomik popülizmde seviye atlamış görünüyor.
Küreselleşmiş bir ekonomide pandemi sonrası oluşan dinamiklerin yarattığı enflasyon dalgasına Ukrayna işgalinin eklenmesi fiyat artış hızını ateşlemişti. Tam işler rayına girmeye yaklaşmış görünürken sene başında en büyük jeopolitik risk olarak işaret edilen ikinci bir Trump dönemi ufukta belirmiş görünüyor. İlk Biden-Trump münazarasında dünya dört sene daha ABD’yi yönetmeye talip mevcut Başkan’ın azalmış bilişsel kapasitesine dikkat kesilirken, Trump’ın bir kez daha başkanlığı elde etmesiyle küresel ölçekte felakete yol açabilecek nasıl bir makroekonomik popülizm izleyebileceği geri planda kaldı.
25 Haziran’da her biri çeşitli ekonomi politikalarının ayrıntıları hakkında farklı görüşlere sahip Nobel Ödüllü 16 ekonomist ortak bir bildiri yayımlayarak Trump’ın Kasım ayında kazanması halinde devreye sokacağını ilan ettiği ekonomi planlarının enflasyonu yeniden alevlendireceğini ve küresel ekonomiye kalıcı zarar vereceğini ilan etti. Biden’ın bilişsel kapasitesi tartışmasına hiç girmeden, Biden’ın ekonomi gündeminin Trump’tan çok daha üstün olduğu konusunda hemfikir olduklarını açıkladılar.
Biden’ın Trump’tan aldığı ekonomik mirasın en önemli faktörlerinden biri, COVID-19 mücadelesinde geç kalan Trump’ın ABD iş gücü piyasasında yarattığı kalıcı hasar oldu. Trump dönemindeki milyarderler için yapılan keskin vergi indirimleri vadedilen yatırım artışını hiçbir şekilde gerçekleştirmezken, Biden dönemine hızla artan bir borç sorunu ve bütçe açığı bıraktı.
Biden’ın dönemine damga vuran önemli adımları oldu. Hızla kabul edilen “Amerikan Kurtarma Planı” sayesinde ABD’nin pandemi sonrası toparlanması diğer tüm gelişmiş ülkelerden daha güçlüydü. Neredeyse 50 yıllık ihmalin ardından ABD ekonomisinde eskiyen altyapıyı yenilemek için devreye soktuğu İki Partili Altyapı Yasası ile finansman sağladı. ABD ekonomisinin gelecekteki dayanıklılığını ve rekabet gücünü artıracak şekilde yeni bir sanayi politikası dönemi başlatan 2022 CHIPS ve Bilim Yasası’nı geçirdi. 2022 Enflasyonu Düşürme Yasası ile ABD iklim değişikliği ile mücadelede ve geleceğin teknolojilerine yatırım yapmada uluslararası topluma entegre oldu. Yeni bir virüs olasılığına karşı ekonomik sigorta sağlayan Amerikan Kurtarma Planı ile bir yıl içinde çocuk yoksulluğu oranını yarıya indirdi. Dönemi boyunca siyasi felakete neden olabilecek Fed faiz artışlarına seçim dönemine girmesine rağmen ses çıkarmadı. Para politikasına müdahale etmedi.
ABD Kasım 2024 Seçim Anketleri
Kaynak: The Economist
Trump’ın Kasım 2024’te iktidarı halinde ekonomik planları içinde gümrük tarifelerini yükseltmek var. Tüm ithalatlara yüzde 10 asgari gümrük vergisi ve Çin’den gelen tüm mallara yüzde 60 vergi uygulanmasını öneriyor. ABD pazarını kaybetmemek için Çin’in fiyatları düşüreceği varsayımının enflasyonu artırmayacağını iddia ediyor. Bu ekonomi dışı beklenti tam aksine artan maliyetlerin ABD’li tüketicilere ürün fiyatları olarak yansımasına ve daha yüksek enflasyona neden olacak.
Trump’ın bir diğer planı da ABD’ye yönelen göçü kısıtlamak. ABD’li olmanın ruhuna aykırı olan bu tercihi sonucunda zaten katılaşmış iş gücü piyasasının daha da sıkılaşarak ücretler kaynaklı enflasyon baskıları yaratması kaçınılmaz görünüyor.
Yazının tamamı burada.
BAKMADAN GEÇME
-
Dünya Ekonomisi
/ 19 Temmuz 2025Petrol fiyatlarında artış: Stoklar azaldı, talep gücülendi
Petrol piyasalarında dayanıklılık teknik verileri ve piyasa sinyalleriyle desteklenmeye devam ediyor...
Ekonomi
/ 19 Temmuz 2025TÜİK açıkladı: Tarımda fiyatlar uçuşta… Yıllık artış yüzde 50,31
Tarımsal ürün fiyatlarında Haziran ayında yüksek oranlı artışlar kaydedildi...
Dünya Ekonomisi
/ 19 Temmuz 2025Trump, ABD’yi ‘Kripto Başkenti’ yapabilecek mi?
Temsilciler Meclisi, 14 Temmuz'la başlayan haftayı resmi olarak bu şekilde ilan etti. Amaç, ABD'yi küresel kripto merkezi haline getirmek...
Genel
/ 19 Temmuz 2025AKOM Uyardı: Afrika kökenli sıcak hava dalgası geliyor!
İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı AKOM tehlikeli hava sıcaklığı uyarısı yaptı...
Genel
/ 19 Temmuz 2025Özel okullardaki fiyat çılgınlığına KDK freni!
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), özel eğitim kurumlarındaki aşırı fiyat artışlarına karşı harekete geçti...
Genel
/ 19 Temmuz 2025İstanbul’da son 65 yılın en kurak haziranı yaşandı!
Yazı kurak geçiren Marmara Bölgesi'nde bulunan İstanbul, geçen ay son 65 yılın en düşük haziran yağışını aldı...
Borsa
/ 18 Temmuz 2025İŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?
Yabancı Sermaye Akımları Zayıf Seyrini Koruyor 7-11 Temmuz haftasına ait verileri değerlendiren İş Yatırım Ekonomisti Dağlar Özkan, “Para Nereye Gidiyor?”…
Borsa
/ 18 Temmuz 2025ABD’de Bilanço Sezonu Hız Kazandı: SP500 Nereye?
ABD’de Bilanço Sezonu Hız Kazandı: Bankalar ve Havacılık Sektörü Öne Çıktı ABD’de 2025 yılı ikinci çeyrek bilançolarının açıklanmaya başlamasıyla birlikte,…
Borsa
/ 18 Temmuz 2025ANALİZ: BIST Yeni Hedefi Nedir?
Faiz ve Bilanço Gelişmeleri Belirleyici Olacak Son haftalarda Borsa İstanbul’da yaşanan hareketlilik yatırımcıların dikkatini çekerken, 15 Temmuz tatili nedeniyle kısa…
Genel
/ 18 Temmuz 2025Kripto Varlıkların Piyasa Değeri 4 Trilyon Doları Aştı: Bitcoin 150 Bin Dolara mı Gidiyor?
ABD’de tarihi stablecoin yasasının kabul edilmesinin ardından, kripto para piyasasının toplam değeri 4 trilyon doları aşarak yeni bir rekora imza attı. Altcoin rallisinin öncülüğünde gelen yükseliş, yatırımcıları opsiyon piyasasında daha da yüksek seviyelere bahis yapmaya yöneltti.
Borsa
/ 18 Temmuz 2025Tacirler Yatırım 2Y25 Strateji Raporu: Dövizde İstikrar, Faizde Belirsizlik, Borsa’da Potansiyel
Tacirler Yatırım, 2025’in ikinci yarısına girerken döviz kurlarında ılımlı değer kaybı, faizlerde yukarı yönlü revize edilen patika ve Borsa İstanbul’da yılın ikinci yarısında toparlanma öngörüyor. Model Portföyde önemli değişiklikler yapılırken, 12 aylık BIST 100 hedefi %36 yükseliş potansiyeli taşıyor.
Genel
/ 18 Temmuz 2025Atilla Yeşilada & Semih Sakallı: Kimse rahatlama beklemesin! İçi boş ekmek 15 TL & Z kuşağının tek kurtuluşu sandık|
Atilla Yeşilada ve Semih Sakallı, Merkez Bankası’nın faiz kararını, Yeni Şafak’ın manşetini, ekmek ve kiraz fiyatlarını, Kerim Rota’nın yazısını ve siyasetteki son gelişmeleri konuştu.
Genel
/ 18 Temmuz 2025CATS/Ragıp Soylu: Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki Rolü AB İçin Stratejik Bir Sınav
Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki artan etkisi, Avrupa Birliği (AB) açısından hem bir fırsat hem de bir meydan okuma anlamına geliyor. Ankara ve Brüksel, bölgesel istikrar, Rusya ve İran etkisinin dengelenmesi ve Orta Koridor üzerinden Doğu-Batı bağlantısının güçlendirilmesi gibi ortak hedeflere sahip olsa da, bu hedeflere yönelik politikaları çoğu zaman uyumsuz. Zengezur Koridoru ve Orta Koridor gibi projelerin hız kazandığı bir dönemde, AB Türkiye ile iş birliği yapıp yapmayacağına karar vermek zorunda.
Benzer Haberler