Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Dünya Bankası:  Bir çok Gelişen Ülke dış borç darboğazında

Köse, büyümenin düşük kalması durumunda bazı gelişmekte olan ekonomilerin vadeleri yeniden belirleyerek veya alacaklılarla kesintiler üzerinde anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalabileceğini de sözlerine ekledi. "Er ya da geç borcunuzu yeniden yapılandırmanız gerekecek.

Dünya Bankası:  Bir çok Gelişen Ülke dış borç darboğazında

Reuters’de yer alan habere göre Dünya Bankası (DB) Gelişmekte Olan Ekonomilerin borçlarını ödeyebilmeleri için ‘çok daha hızlı’ büyümeleri gerekiyor yorumu yaptı. Ancak, kuruluş hızlı büyümenin çok güç olduğu kanaatinde.

Haberde Türkiye’den bahsedilmese de,  reel dolar faizlerinin geçmişe nazaran  yüksek kaldığı bir gelecekte, Mehmet Şimşek’in Ekonomik İstikrar Programı başarısız olursa, Hazine ve özel sektör de dış borçları çevirmekte zorlanabilir.   Türkiye’nin yeniden artışa geçen dış borcunun temerrüte düşmeden çevrilebilmesi içn, seçimden sonra daha acı bir reçete yazılması şart.

Dünya Bankası, yüksek borçlanma maliyetlerinin, gelişmekte olan ülkelerin yavaşlayan ekonomik büyümeyi acilen artırma ihtiyacını su yüzüne çıkardığı konusunda uyardı. DB’nın son uyarısı, Suudi Arabistan, Meksika ve Romanya gibi daha az riskli gelişmekte olan ekonomilerin öncülüğünde, gelişmekte olan piyasa Hazinelerinin uluslararası tahvil satışlarının Ocak ayında 47 milyar dolar ile tüm zamanların rekorunu kırdığı bir dönemde geldi.

 

Ancak bazı riskli ihraççılar da yükse faizle de olsa piyasalardan borçlanmaya başladı. Kenya yakın zamanda yeni bir uluslararası tahvil için %10’dan fazla faiz ödedi. Bu oran uzmanların genellikle “iflas faizi” olarak değerlendirdiği eşik değer.

Dünya Bankası baş ekonomist yardımcısı Ayhan Köse, Salı günü Londra’da yapılan bir röportajda Reuters’e “Konu borçlanmaya gelince, hikaye çarpıcı biçimde değişti. Çok daha hızlı büyümeniz gerekiyor” dedi, ancak hangi ülkelerin zor durumda olduğu  hakkında yorum yapmayı reddetti.  “Yüzde 10 faizli bir ipoteğe sahip olsaydım endişelenirdim” diye ekledi.

Köse, daha hızlı büyümenin, özellikle de borçlanmanın maliyetinden daha yüksek bir reel büyüme oranının elde edilmesinin zor olabileceğini ekledi.

 

Uluslararası Finans Enstitüsü tarafından Çarşamba günü yayınlanan veriler, küresel borç seviyelerinin 2023’te 313 trilyon dolar ile yeni bir rekora ulaştığını gösterirken, gelişmekte olan ekonomiler genelinde borç/GSYH oranının da yeni zirveye ulaştığını gösterdi. Pandemiden sonra  düşen oran,  bu zirveyle, ileride potansiyel temerrütlerin yaşanabileceğini  gösteriyor.

DB, Ocak ayında yayınladığı Küresel Ekonomik Beklentiler raporunda, resesyondan kaçınılsa bile küresel ekonominin 2020-2024 döneminde son 30 yılın en zayıf performansını gösterebileceği uyarısında bulundu.

 

Raporda, 2024’te küresel büyümenin üst üste üçüncü yılda da yavaşlayarak %2,4’e gerilemesi, ardından 2025’te %2,7’ye yükselmesi bekleniyor. Rapora göre, bu oranlar hâlâ 2010’ların %3,1 ortalamasının çok altında. Büyümedeki yavaşlama özellikle gelişmekte olan ekonomiler için şiddetli; bu ekonomilerin yaklaşık üçte biri, COVID-19 salgınından bu yana toparlanamadı ve kişi başına gelir 2019 seviyelerinin altında. Köse, bu daralmanın eğitimden  sağlık ve iklim harcaması hedeflerine kadar bir çok alanda kalkınma olasılığının sorgulanmasına yol açtığını söyledi.

 

Köse, “Gözlediğimiz büyüme göz önüne alındığında, kalkınma hedeflerine ulaşmanın imkansız olmasa da zor olacağını düşünüyorum.” dedi.

Orta Doğu’daki çatışmanın tırmanması, sıkı para politikası ve zayıflayan küresel ticarete ilişkin endişeleri artıran bir başka aşağı yönlü risk. Köse, “Ticaret, yoksulluğun azaltılmasında kritik bir itici güç olmuştur ve tabii ki gelişmekte olan piyasa ekonomileri için de kritik bir kazanç kaynağıdır.” dedi.

 

BORÇ YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Köse, büyümenin düşük kalması durumunda bazı gelişmekte olan ekonomilerin vadeleri yeniden belirleyerek veya alacaklılarla kesintiler üzerinde anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalabileceğini de sözlerine ekledi. “Er ya da geç borcunuzu yeniden yapılandırmanız gerekecek. Ve bu sorunu çabuk çözecek global bir çerçeveye sahip olmalıyız. Bu konuda aşama sağlanamadı”.   Zengin ülkelerden oluşan yeniden yapılandırma mekanizması Paris Klubü, hızla Gelişen Ekonomilerin bir numaralı kreditörü konumuna yükselen Çin ve tahvil fonları çözümler konusunda bir türlü uzlaşamıyor.

Zambiya’nın üç yılı aşkın süredir temerrütte beklemesi sürecin aksaklığının en taze örneği.

Köse, “Büyüme zayıf kalırsa ve finansman koşulları sıkı kalırsa bu sorundan kolay bir çıkış yolu göremezsiniz.” dedi. “Fakat eğer büyüme sihirli bir şekilde artarsa, bu bir ilaç gibidir.”

 

Türkiye’nin dış borcu yeniden artışa geçti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Aralık 2023 dönemine ilişkin kısa vadeli dış borç istatistikleri açıklandı. Buna göre, kısa vadeli dış borç stoku, aralık sonu itibarıyla 2022 sonuna göre yüzde 17.2 artarak 174.4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 10,1 artışla 68,4 milyar dolara, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku da yüzde 10,8 artarak 59,6 milyar dolara yükseldi.

Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2022 sonuna göre yüzde 18,4 artarak 12,6 milyar dolara çıktı. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 7,4 azalarak 20 milyar dolara gerilerken, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı yüzde 23,2 artışla 20,7 milyar dolara yükseldi. Yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları da geçen yıl sonuna göre yüzde 15,2 yükselişle 15,1 milyar dolar oldu.

 

 

ANALİZ:  Temerrüt tehdidini atlatamadık

Şimşek görevi devraldığından bu yana CDS primlerinde çok sert gerileme ve Fed’in 2024 Martı’nda faiz indirimlerini başlatacağı beklentisi ile  Türkiye gibi düşük kredi notuna sahip Gelişmekte Olan Ekonomiler dış borçlarını yenilemekte hiç güçlük çekmediler.   Ancak, Fed’in faiz indirimleri gecikirken, 21ci Yüzyıl boyunca sıfır veya negatif seyreden dolar cinsi REEL Faizin de artık yüksek kalacağı nerdeyse kesin.

Ekonomik İstikrar Programı’nın geleceği tehdit altında. Seçimlerden sonra Şimşek’in görevden alınabileceği kaygısı yüksek sesle ifade ediliyor. TCMB politika faizinin enflasyon ve cari açığı baskılamakta yetersiz kaldığı kesin, ama TCMB bunu bir türlü kabullenmiyor.

Seçim dalkavukluğu nedeniyle bütçe açıklarının çok hızlı genişlemesi bekleniyor.  Kamu çalışanları ve emeklilere yapılan zamlar ve tüm gelirlerin geçmiş enflasyona endekslenmesi uygulaması bütçedeki kara deliğin kalıcı olabileceği kaygısının altını çiziyor.

Özetle, Türkiye’nin dış borç darboğazına düşmemesi için, Mehmet Şimşek’in görevde kalması  yetmeyecek. Erdoğan’ın ona ve TCMB Başkanı Fatih Karahan’a daha acı bir reçete uygulaması için yetki vermesi de şart.

 

Yorum:  FÖŞ

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler