Sosyal Medya

Güldem Atabay

Güldem Atabay: Deprem öncesi enkaz, deprem sonrası enkaz: Akçeli “mistik” işler, vergi ve seçim

Zor zamanlardan geçiyoruz ve geçmeyecek yaşanan. Olanı biteni sindirmek insanüstü bir güç gerektiriyor. Bir de ülkeyi yöneten ikiliden üzerine ağır…

Güldem Atabay: Deprem öncesi enkaz, deprem sonrası enkaz: Akçeli “mistik” işler, vergi ve seçim

Zor zamanlardan geçiyoruz ve geçmeyecek yaşanan. Olanı biteni sindirmek insanüstü bir güç gerektiriyor. Bir de ülkeyi yöneten ikiliden üzerine ağır yüklü kelimeler, hakaretler… İnsan işi toplu katliama mistik açıklama denemesi, kaderdir deyip örtbas etme girişimleri zaten küfürden ağır. İnşaat sektörüne temel atarak yükselen iktidarın daha çadırı, tuvaleti, suyu eksik milyonlar oradayken, enkaz kaldırıp da zemin etüt çalışmaları yapılmamışken alel acele bir inşaat bayramı havasına girmeleri. Gözümüzün içine baka baka. Zaman da sanki kırıldı fayla beraber. Gerçeküstü bir kâbus.

Maraş depremleri öncesinde, Yeni Ekonomi Modeli (YEM) denen dünya görüşü, Cumhurbaşkanlığı sistemi eliyle devlet kurumlarının felç edilmesi sonucu uygulamaya konmuştu. Devreye sokulduğu bir yılı aşkın sürede hedefledikleriyle gerçekleşen arasında tam bir uçurum oluştu. Dünyada tecrübe edilmekte olandan çok daha şiddetli bir yaşam maliyeti krizi içine soktu hepimizi.

Temel gıda maddeleri milyonlar için ulaşılmaz hale geldi. Derin yoksulluk ve yoksunluk gündemin öncelikli yakıcı konusu haline geldi. Enflasyon düşmedi, roket hızıyla fırladı. Cari açık kapanmadı, 50 milyar dolara dayandı. Türk lirasındaki erime finans piyasasına her gün yeni müdahaleler eşliğinde, merkez bankası rezervleri swap hariç eksi 45 milyar dolara kadar yakılarak “donduruldu.” İşsizlik tek haneye inmedi, %20’nin üzerinde bir geniş tanımlı işsizlik yerleşti kaldı. Çalışanların yarısı asgari ücret civarına dizildi. İşsizlerin önemli bir kısmı iktidar partili değilse hayattan beklentisiz halde yaşamaya mahkûm bırakıldı.

İttirilerek elde edilen büyüme atakları yerini yavaşlamaya bıraktı. Faiz enflasyonun nedenidir diye çıkılan yolda merkez bankası faizi %9’a indirirken, mevduat faizi %35’i geçti; ucuz faize rağmen krediye ulaşım sorunu yükseldi, yatırımlar yavaşladı. Çiftçi artan maliyetlerle baş edemedi. Gıda fiyatları aldı başını gitti. Yapay baskılanan faizle borçlanmaya devam edebilmek için bankalara %8’lerden TL tahviller dolduruldu.

Türkiye kontrollü bir ekonomiye dönüştükçe, Varlık Fonu’ndaki şirketlerin, bankaların hakkında şeffaflık sorunları eşliğinde kamu bankalarının yeniden sermayelendirilmesinden anlaşıldığı üzere önemli mali yükler oluştu. Kontrollü ekonomiye dönüştükçe hasarlı ancak yüzdürülen şirketlerin maliyeti hakkında net bir rakam açıklaması yok.

Türkiye ekonomisinde önemli açmazlar vardı. Bu açmazlardan çıkıp ekonomiye, bireylere nefes aldırmak için önemli bir kaynak ihtiyacı zaten vardı. Şimdi kitlesel ölümler yaratan Maraş depreminin yarattığı altyapısal hasarın tamiri için basit bir hesapla 2-3 yıla yayılacak şekilde ek olarak 100 milyar dolara ihtiyaç var. İnşaat seferberliği için düğmeye basıldı ancak nasıl finanse edileceği konusunda bir açıklama yok.

Yok çünkü 1999 Marmara depremleri sonrasında tecrübe edildiği üzere böylesi büyük yüklerin altından kalkmanın tek yolu vergi artışları. Seçim öncesi de iktidar tarafından konu edilmeyecek belli ki.

MARMARA DEPREMLERİ SONRASIN DA VERGİ ARTIŞLARI NELERDİ?

Seçim sonrası hepimizi neler beklediğini anlamak ve anlatabilmek için hafızayı tazelemek gerek. 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerler, depremlerde yakınlarını kaybedenler hariç, Marmara Depremleri sonrası inşaat sektöründeki aymazlık sonucu oluşan hasarın tamirini bakın nasıl hep beraber ödemiştik:

  1. Tek seferlik ek Gelir, Kurumlar, Ücret Kazancı Vergisi: 1998 yılı kazanç ve iratlarını yıllık beyanname ile beyan eden gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, 1998 yılı ticari ve mesleki kazançları götürü usulde tespit edilen gelir vergisi mükellefleri, kanunla birlikte ücret geliri elde eden ve 1998 yılında elde ettikleri ücretlerinin vergi matrahı toplamı 12 milyar lirayı aşan ücretliler %5 ek vergi ödediler. 
  1. Ek Emlak Vergisi: 1999 yılı emlak vergisi matrahları üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere ek emlak vergisine tabi oldu.
  1. Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi: 1999 yılı için tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar, ek motorlu taşıtlar vergisi alındı.
  1. Özel İletişim Vergisi: İlk aşamada “31.12.2003” tarihine kadar uygulanmak üzere her nevi cep telefonu işletmecileri tarafından verilen (ön ödemeli kart satışları dahil) tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri %25 oranında özel iletişim vergisine tabi edildi. Bu vergi daha deprem vergileri olarak bilindiği şekliyle sonra kalıcı hale dönüştü. 
  1. Özel İşlem Vergisi: Vergi beyannameleri dahil, Spor Toto kuponlarından Milli Piyango biletlerine, uçak biletlerinden gümrük ve pasaport işlemlerine kadar belirtilen işlemler ve kağıtlar için ödenen eğitime katkı payı tutarı kadar ayrıca özel işlem vergisi ödendi. Vadeli mevduat ve vadeli döviz tevdiat hesabı ile özel finans kurumlarınca açılan katılma hesabı sahiplerinden, her vade sonunda, her bir hesap için bankalar ve özel finans kurumlarınca 1 000 000 lira özel işlem vergisi tahsil edildi. 
  1. Akaryakıt Tüketim Vergisi: Akaryakıt Tüketim Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki “%300” ibaresi, “%500 olarak değiştirildi. 
  1. Devlet tahvillerine faiz vergisi: 12.1999 tarihinden önce ihraç edilmiş bulunan Devlet İç Borçlanma Senetlerinden aşağıda belirtilen oranlarda faiz vergisi kesildi.
  • İskontolu tahvil ve bonolara ödenen faizlerden,
  1. a) vadesine 1-91 gün kalanlarda %4,
  2. b) vadesine 92-183 gün kalanlarda %9,
  3. c) vadesine 183 günden fazla kalanlarda %14,
  • Üç yıl vadeli değişken faizli üç ayda bir kupon ödemeli tahvil faizlerinden %4,
  • İki yıl vadeli sabit faizli üç ayda bir kupon ödemeli tahvil faizlerinden %19.

Bu kararda vergilerin sadece bir yıllığına alınacağı belirtilmişti. Cep telefonu işletmecilerinin verdiği tüm hizmetlerden alınan %25 özel iletişim vergisi ve 8 yıllık zorunlu temel eğitime katkı payı kesilen bazı işlem ve kâğıtlardan katkı payı kadar alınacak özel işlem vergisi ise 2003 yılına kadar sürekli uzatıldı. Özel iletişim vergisi 2003’te kalıcı hale getirildi. 2017 yılına kadar farklı oranlarda uygulanan özel iletişim vergisi, %7,5 olarak tek oranda birleştirildi.

SIRADA VERGİ ARTIŞLARI VAR, SORU BU SEFER KİMİN ÜZERİNE YÜKLENECEĞİ

Söz konusu 2002-2022 arasında 36 milyar dolara ulaşarak toplanan deprem vergisi, deprem fonu oluşturularak ayrı bir şekilde birikmedi. Maraş depremleri olarak tarihe geçen büyük felaket ardından bölgede yaşanan tahribattan ve eksikliklerden bunu zaten görebiliyoruz. Amacı deprem olarak belirlenmesine rağmen diğer bütçe vergi gelirleri kapsamında tutuldu ve harcandı.

Erdoğan’ın zamanında deprem vergileri için sorulan soruya verdiği cevap tabi akıllarda: “Bunlar yatıyor kalkıyor ‘O parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?’. Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da Bay Kemal’e bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok.”

Şimdi deprem öncesi YEM ile yaratılan dev maliyet üzerine bir de depremin yükü binmiş durumda.  Bulunması gereken kaynak en az ifadeyle 150 milyar dolar, üstü ise AKP tarafından halı altına süpürülerek ötelenen batıklar dahilinde açık. Hedefte en net şekilde yeni vergiler olacak. Ötesi de mümkün.

Orta ve düşük gelirli kesim YEM eşliğinde çökertilmişken tüketim üzerine odaklanacak dolaylı vergilere yüklenmek doğru bir yaklaşım değil. Orada bıçak kemiğe dayanmış durumda. Mevcut Cumhur İttifakı açısından da deniz bitmiş olmakta haliyle. Servet üzerinden her sene GSMH’nin %1’i civarında düzenli ve hakkaniyetli vergi geliri elde etmek artık deprem öncesine göre çok daha gerekli.

Deprem öncesi Türkiye ekonomisinde yaratılan enkazı ve deprem ardından bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çok büyük kaynak gerekiyor. Zamanında yapılması elzem olan seçimlerde iktidar değişimi bu sürecin şeffaf, planlı ve doğru yönetimi için gerekli olduğu kadar bu yükün ülke yönetimi ve politikalarına artacak güvenle hafifletilmesi için de hayatî önemde.

MHP liderinin 15 gün ardından deprem bölgesine ziyaretinde bahsettiği “mistik” durumla kastettiği belki de bu gerçeklik üzerinden sarf edilmiş sözler…

PolitikYol

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler