Sosyal Medya

Genel

Ali Ağaoğlu: ‘İstanbul depreminde ordu bile giremez, ölen şanslıdır’

Kahramanmaraş depremi sonrasında Ali Ağaoğlu deprem itirafı yeniden gündeme geldi. Ağaoğlu’nun binaların depreme dayanıklı olmadığını söylemesi ve tüm binaların aynı…

Ali Ağaoğlu: ‘İstanbul depreminde ordu bile giremez, ölen şanslıdır’

Kahramanmaraş depremi sonrasında Ali Ağaoğlu deprem itirafı yeniden gündeme geldi. Ağaoğlu’nun binaların depreme dayanıklı olmadığını söylemesi ve tüm binaların aynı olduğunu söylemesi dikkat çekti.

Kahramanmaraş depremi sonrasında Ali Ağaoğlu deprem itirafı yeniden gündeme geldi. Beklenen İstanbul depremine yönelik kamuoyunda gündem oluşurken İstanbul’daki binaların depreme karşı dayanıklılığı mercek altına alındı. Ali Ağaoğlu tarafından yapılan açıklamalarda olası depremde “İstanbul’a ordu bile giremez” ve binaların dayanıklı olmadığının itiraf edilmesi yeniden gözleri bu yöne çevirdi.

Ahmet Hakan ile Tarafsız Bölge programına katılan Ali Ağaoğlu, yıllar önce yaptığı açıklamalarda “Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. İstanbul konut inşaat sektörünü en iyi bilen isimlerden biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stokunun yüzde 70’i deprem açısından güvenli değil. 1970’li yıllarda İstanbul’un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına inşaat malzemesini ben sattım. Kumları Marmara Denizi’nden demirleri hurdadan çektik. O zamanın şartlarında en iyi malzeme buydu. Sadece biz değil tüm firmalar aynı şeyi yapıyordu. Deprem olursa İstanbul’a ordu bile giremez, ölen şanslıdır.” demişti.

İstanbul’a ordu bile giremez, ölen şanslıdır”

Ahmet Hakan’ın kaliteli malzeme olmadığı için mi yoksa ekonomik olması için mi böyle bir seçimin yapıldığını sorması üzerine Ağaoğlu herkesin böyle çalıştığını söyledi.

Ağaoğlu aynı zamanda malzeme ve işçiliğin kaliteli olmadığına dikkat çekmişti. Ağaoğlu, şöyle devam etmişti:

En lüks semtlerdeki o süslü püslü binalar için konuşuyorum; çoğu sadece tuğla üstünde duruyor, içleri gitmiş. 1970’li yıllar, sanayağ ve benzinin karneyle alındığı zamanlardı. İbrahim Tatlıses’in dediği gibi, Urfa’da Oxford vardı da okumadık mı? Yani o dönemde en iyi malzeme onlardı. Teknoloji yoktu, betonlar kürekle karıştırıldı. Sağdan sola en az beş kere karıştırılması gerekirdi. Beton işleri de Doğulu ekiplerin elindeydi. İşçilere laf da anlatamazdık. Bir kere çevirip bırakırlardı. Yani kısaca kum kötü, malzeme kötü, işçilik kötü. Tüm firmalar böyle çalışıyordu. Belki karamsar bir tablo çiziyorum ama ilkokuldan bu yana işin içindeyim. İşin mutfağında yetişen biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stokunun yüzde 70’i deprem açısından güvenli değil. Binalar resmen iman kuvveti ile ayakta duruyor. Binaların 17 Ağustos’ta nasıl karton gibi yıkıldığını unutmamak lazım.

 

 

 

patronlardunyasi.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler