Sosyal Medya

Döviz

Kerim Rota: Yasak Elmanın Finali

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Ekonomi Modeli’nin ilk işaretini 4 Ağustos 2021’de çıktığı bir yayında vermişti: “Bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün…

Kerim Rota: Yasak Elmanın Finali

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Ekonomi Modeli’nin ilk işaretini 4 Ağustos 2021’de çıktığı bir yayında vermişti: “Bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz, yüksek faiz yok. Çünkü yüksek faiz, bize yüksek enflasyonu getirecektir”. Cumhurbaşkanı bu sözleri söylediğinde enflasyon yüzde 19’du. Aradan geçen zamanda yüzde 85’i gören enflasyon bir daha da o seviyelere dönmedi.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu ise bu sözlerden iki ay önce, 2 Haziran 2021’de “Enflasyonda yüzde 5 hedefi yakalanana kadar politika faizi, gerçekleşmiş ve beklenen enflasyonun üzerinde oluşacak” demişti. Cumhurbaşkanı’nın faizde düşüşe geçiyoruz talimatının ardından TCMB Başkanı önce “çekirdek enflasyonu kastetmiştim” dedi, ardından o hesap da şaşınca bu konuda bir daha açıklama yapmadı.

Aslında TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun tarihe nasıl bir TCMB Başkanı olarak geçeceği o gün belli olmuştu.

Yasak Elma

Bunlar yaşanırken tarihe not düşebilmek adına, Eylül 2021’de, Paraanaliz.com sitesi için üç bölümden oluşan bir yazı dizisi hazırladım. “Yasak Elmayı İlk Kim Isırdı?” başlıklı yazılarımda AK Parti döneminde görev alan tüm başkanların döviz rezerv yönetimi karnesini çıkarmıştım.

Bu yazı dizisinde, başkanların sadece Türk lirasına karşı yaptıkları döviz alım satımlarını, yani TCMB’nin kendi mülkiyetindeki döviz rezervi oluşturma politikalarını incelemiştim. Başkanların görev dönemlerini de siyasetin o tarihlerde TCMB’ye bakışını yansıtan adlarla süslemiştim.

2001-2006 Süreyya Serdengeçti başkanlığını “Sessiz dönem”,

2006-2011 Durmuş Yılmaz başkanlığını “Gözaltı dönemi”,

2011-2016 Erdem Başçı başkanlığını “Kuşatma dönemi”,

2016-2019 Murat Çetinkaya başkanlığını “Saldırı dönemi”,

2019-2020 Murat Uysal başkanlığını “Fetih dönemi”,

2020-2021 Naci Ağbal başkanlığını “Vekalet dönemi” olarak tanımlamıştım.

Yazının yayınlandığı tarihte Kavcıoğlu göreve geleli henüz 6 ay olmuştu. O sıralarda ne faizlerle ne de rezerv politikasıyla ilgili yön değiştirici bir karar aldığı için onun dönemini adlandırmamıştım.

merkez bankası döviz satışları grafik 1

2021’e kadar rezerv hareketlerini gösteren yukarıdaki tabloda, özellikle Albayrak/Uysal döneminde geçmişin mirasının nasıl savrulduğunu görmüştük.

2021 sonrasında olanlar ise hepimizin hafızasında çok taze. Bakan değişimi, kur krizi, KKM’nin ilanı, arka kapı döviz satışlarının geri dönüşü, kredi patlaması ve ardından gelen sermaye kontrolleri.

Kendisi görevini geçen hafta devrettiğine göre, Şahap Kavcıoğlu’nun rezerv politikası karnesini çıkarmak için artık mükemmel bir zaman.

Finansçılar İçin Üç Bilinmeyenli Denklem

Ancak bu kez işimiz diğer başkanların karnesini çıkarmak kadar kolay olmayacak. Bunun nedeni Çetinkaya ve Uysal döneminde başlanan bazı TCMB verilerinin karartılmasının Kavcıoğlu döneminde genişleyerek devam etmesi.

Kavcıoğlu döneminde sadece kapı arkası döviz müdahaleleri gizlenmedi. 2022 başından bu yana uygulamaya geçen, ihracatçılardan önce yüzde 25 ile başlayan sonra yüzde 40’a çıkarılan zorunlu döviz alımlarından TCMB’nin satın aldığı tutarlar da açıklanmadı. Yine KKM’den TCMB’ye gelen döviz akımının tutarı da gizlendi. Dolayısıyla saklanan bu üç döviz alım/satım verisi, döviz rezervlerinin kaynak ve kullanımları üzerinde üç bilinmeyenli bir denklem oluşturuyor.

Rekor Arka Kapı Müdahalesi

Buna rağmen benim ve güvendiğim analistlerin* tahminleri üzerinden bir varsayım yaptım. Gün gelir de karartılan veriler açıklanırsa bu tahminlerden nasıl bir sapma olacağını gerçekten merak ediyorum.

Arka kapı müdahaleleri, KKM ve ihracatçılardan gelen dövizin tahmin edilmesiyle tüm başkanların tablosu aşağıdaki gibi oluşuyor.

merkez bankası döviz satışları grafik 2

 

(Sonunda “T” yazan kolonlar tahminden oluşmaktadır. Kavcıoğlu dönemi için Bloomberg Haber Ajansı’ndan Selva Baziki’nin tahminleri kullanılmıştır.)

(Tüm veriler ve tahminler için referans tarih 2023 Mayıs sonudur.)

(Altın değerlemesinden gelen yaklaşık 3 milyar dolar fark ihmal edilmiştir)

Kamuoyundan saklanan üç verideki hata payları nedeniyle tabloda net pozisyon kaybı 8,4 milyar dolar olarak görülse de, analitik bilançoya göre Kavcıoğlu’nun görev döneminde TCMB’nin zaten negatifte olan net döviz pozisyonu 16 milyar dolar bozuldu. Negatif 61 milyar dolar olarak devraldığı döviz pozisyonu, görevi bıraktığı gün -77 milyar dolara gerilemişti. (Hesaplanan bu pozisyon TCMB’de tutulan hazineye ait dövizlerin ve bankanın Mayıs sonu swap borçlarının düşülmüş halidir.)

Kavcıoğlu en büyük tutarlı (199 milyar dolar) kapı arkası satışına imza atmış olsa da, bankanın döviz pozisyonuna verdiği zararın Murat Uysal dönemi kadar büyük olmadığı görülüyor. Bunun en önemli nedeni, onun döneminde başlatılan KKM ve ihracat zorunlu döviz devri gibi iki büyük kalemden satın alınan dövizlerin önemli bir girdi sağlamış olması. Bu girişler döviz piyasasının doğal dengesini bozunca, Kavcıoğlu’nun son döneminde hayata geçirilen birçok sermaye kontrolüne rağmen TCMB, döviz piyasasının neredeyse tek satıcısı haline dönüştü.

KKM Yükümlülüğü

Ancak resmin bütünü bundan ibaret değil. TCMB’nin bu dönemde KKM sahiplerine oluşan yükümlüğü oldukça yüksek. Her ne kadar mevduat faizinin üstünde kalan kur farkı ödemeleri TL cinsinden yapılsa da, bu aslen TCMB açısından bir döviz fiyat riski içeriyor. Bu hesaba katıldığında, Kavcıoğlu döneminde bankanın döviz pozisyonunun aslında 16 milyar dolardan çok daha fazla açıldığı ortaya çıkıyor. TCMB’ye yönlenen KKM tutarına bağlı olarak Kavcıoğlu görev döneminde Merkez Bankası’nın açılan döviz riskinin 90 milyar dolara yakın olduğunu hesaplıyorum. Nitekim aşağıda Prof. Dr. Hakan Kara’nın 19 Mayıs’ta paylaştığı grafikte, 2021 sonundan bu yana kamunun üstlendiği döviz pozisyon riskinin 100 milyar dolardan fazla arttığını görebilirsiniz. Kamunun bu riskinin önemli kısmı, Kavcıoğlu döneminde TCMB tarafından üstlenildi.

merkez bankası döviz satışları grafik 3

Grafik: Hakan Kara

Hataya Yer Yok

Tabii ki KKM’de kur farkı ödemelerinin TL cinsinden yapılması, döviz nakit akışı ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Ancak KKM sahiplerinin herhangi bir nedenle tekrar döviz cinsi varlıkları tercih etmesi halinde Türk lirasının değerinde çok büyük baskı yaratması olası. 120 milyar doları aşan KKM’de her hafta 6 ila 8 milyar dolar arasında vade dönüşü olduğu tahmin ediliyor. Bu nedenle ülkenin birkaç haftalık bir istikrarsızlık yaşaması halinde bile kendi kendini besleyen önemli bir döviz talebinin ortaya çıkması mümkün. Bu da yeni ekonomi yönetiminin oluşacak bir dış veya iç dalgalanmada herhangi bir esnekliğe sahip olamayacağını gösteriyor.

Yazının tamamı burada.

BAKMADAN GEÇME

  • Sanayi üretiminde bahar canlanması!

    Mart ayında sanayi üretimi hem aylık hem yıllık bazda artış gösterdi. Madencilik ve imalat sanayi yükselişe geçerken, enerji üretiminde düşüş yaşandı.

  • Enerjisa Üretim’den 2.5 milyar dolarlık yenilenebilir enerji hamlesi

    Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, 30. santralini devreye aldı. Uygar RES’in tamamlanmasıyla Türkiye’nin ikinci en büyük rüzgâr santrali devreye girecek. Şirket, 11 ülkeye hizmet verirken 2.5 milyar dolarlık dev yatırım planını sürdürüyor.

  • Özgür Özel: “19 Mart süreci Türkiye’yi paralize etti, KOBİ’ler iflasa sürüklendi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sanayi Odası ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere sert tepki gösterdi: "Türkiye'yi ayakta tutan sağlam kolonlar nefes alamıyor."

  • Aracı Kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?  Yükseliş sürebilir

    Genel bir değerlendirme yaptığımızda, son dönemde  sergilediği zayıf seyirle 9,000 bölgesine kadar savrulan  piyasada, dün itibarıyla bu kritik destekten yukarı yönde bir  toparlanma çabası daha başlamış durumda. Yaşanan  yükseliş hareketinin, son dönemkilerden farklı olarak, daha  homojen bir şekilde farklı sektör endekslerine yansımış  olmasını, hareketin devamı açısından cesaret verici olarak  görüyoruz.

  • Dövize kaçış bitti, TCMB rezervleri yükselişe geçti

    2 Mayıs haftasında swap hariç net rezervlerde 2,9 milyar $’lık azalış, yurtdışı yerleşiklerin 1,2 milyar $’lık DİBS satışı ve DTH’lardaki 825 milyon $ azalış öne çıkıyor. Ayrıca, TCMB Analitik Bilanço verilerine göre, swap hariç rezervlerde 7 Mayıs itibariyle 4,2 milyar $’lık artış olduğunu hesaplıyoruz. Haftalık hareketleri şöyle sıralayabiliriz:

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

Benzer Haberler