Sosyal Medya

Ekonomi

Betam Araştırma:   İşgücü pazarında değişimi anlamak

İşgücü piyasasında sınıf ayrılıkları derinleşiyor, kısa soluklu istihdam yükseliyor

Betam Araştırma:   İşgücü pazarında değişimi anlamak

Demografik değişimlerin, firma karakteristiklerinin ve genel olarak ekonomik koşulların etkisiyle istihdamın ve işsizliğin yapısında da hızlı ve kuvvetli değişimler yaşanıyor. Bu değişimlere tek boyutuyla baktığımızda eğilimler genelde çok açık. Daha önceden başlamış olmakla beraber dönüşümün son on yılda hızlanarak devam eden en çarpıcı iki boyutu eğitim ve işteki durumla ilişkili. Yüksek öğretim mezunlarının istihdam payı çok hızlı bir şekilde artıyor. Benzer şekilde ücretli çalışanların sayısı ve istihdam payı hızla artarken, işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçilerinin payı düşüyor. Diğer belirgin değişimler erkeklere kıyasla kadınların ve küçük işletmelere kıyasla çalışan sayısı ellinin üzerinde olan büyük firmaların net istihdam artışlarında gözleniyor. Ancak istihdamda meydana gelen mutlak değişimlere odaklanmak bu değişimlerin gerisindeki farklı dinamikleri gözden kaçırmaya sebep olabilir.

 

Bu çalışmada öncelikle zaman içerisinde Türkiye’de işçi akımlarının hızında ve yapısında meydana gelen değişimleri ele alacağız

2005-2019 yılları arasında toplam istihdam %40 artmıştır. Yukarıda belirttiğimiz gibi özellikle kadınlar ve ücretli çalışanlar için artış daha da kuvvetlidir (sırasıyla %75 ve %68).  Ancak bu 15 yıllık dönemde istihdamın yıllık artış oranı aynı dar bant içerisinde dalgalanırken hem işe giriş hem de işten çıkış oranları istikrarlı bir şekilde yükselmiştir. İşçi devir hızındaki bu artıştan işgücünün tüm kesimleri aynı şekilde etkilenmemiştir.

Bu asimetrik etki istihdamın yapısında da önemli değişimler ortaya çıkartmış ve zaten katmanlı bir yapıya sahip olan işgücü piyasasında bu katmanlar arasındaki farklar çeşitli boyutlarıyla daha da belirginleşmiştir. Özellikle eğitim seviyesi düşük işçiler ve vasıf gerektirmeyen işlerde çalışanlar için işçi devir hızı çok yükselmiş ve kısa ömürlü işlerin oranı ve sonuç olarak işsizlik riski belirgin şekilde artmıştır.

Çalışmanın ikinci kısmında ise devir hızındaki değişimin çalışanların refahı üzerindeki etkilerini ele almaya çalışacağız

Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse mevcut işinde çalışmaya son bir yıl içerisinde başlayanlar ile işyerindeki kıdemi bir yıldan uzun olan çalışanlar arasındaki ücret farklılıklarını inceleyeceğiz. Eğer işçi akımları çalışanların daha iyi eşleşmelere geçişi sonucu gerçekleşiyorsa iş değiştiren çalışanların ücretlerinin daha kuvvetli bir şekilde artmasını bekleyebiliriz. Ancak iş değişimleri kapanan firma oranının artması, kısa ömürlü ve verimsiz işlerin toplam içerisindeki payının yükselmesi gibi olumsuz gelişmelerden kaynaklanıyorsa yeni başlayan işlerde çalışanlar dezavantajlı bir hale gelmesi beklenir.

Bulgularımız mevcut işinde çalışmaya yeni başlayanların 1-2 yıl arası kıdemi olanlara göre daha düşük ücretler aldığını gösteriyor. Dahası, işten işe geçenlere göre işsizlikten veya işgücü dışından gelerek yeni işe başlayanlar için bu ücret farkı daha yüksek.

İşe yeni girişlerde ücretlerin aynı işinde çalışmaya devam edenlere göre daha düşük olmasının çok çeşitli sebepleri olabilir. Yukarıda belirttiğimiz gibi çalışanların firmaya özgü beşerî sermayesinin kıdemle beraber yükselmesinin ücretlerine de yansıması beklenir. Çalışanların zaman içerisinde biriktirdikleri genel beşerî sermayeyi bir firmadan diğerine aktarması da her zaman kolay değildir. Bazen de yeni başlayan işlerde işverenler çalışanın verimini en başta tam olarak gözleyemiyorsa başlangıç ücretleri daha düşük olabilir.

Ayrıca iyi ve kötü işlerin ayrıştığı katmanlı bir piyasada bazı kötü işlerde işin mahiyeti gereği yüksek işçi devri ve kötü ücretler bir arada olabilir.

 

Fakat ücret farklılıklarının sebebi ne olursa olsun, giderek daha fazla sayıda insan yükselen işçi devir hızı nedeniyle daha sık bir şekilde iş arama sürecinden geçiyor ve bu düşük başlangıç ücretleriyle karşı karşıya kalıyor.

 

 

İşgücü piyasasında sınıf ayrılıkları derinleşiyor, kısa soluklu istihdam yükseliyor

 

Sonuç olarak, çalışmamızın bulgularını bütüncül bir şekilde ele aldığımız zaman Türkiye’de işgücü devir hızının yüksekliğinin işçilerin daha verimli eşleşmeler yakaladığı ve daha iyi kariyer imkanları sunan dinamik bir yapıdan ziyade işgücü piyasasında katmanlaşmayı derinleştiren ve istikrarsız işlerin oranını artıran verimsiz bir sürece işaret ettiğini düşünüyoruz. Ele aldığımız dönemde istihdamın, özellikle de kadın istihdamının kuvvetli bir şekilde artması, kayıt dışılığın azalması, reel ücretlerin yükselmesi gibi işgücü piyasasında meydana gelen olumlu gelişmelerin yanında işçi akımlarındaki artışı ve bu artışa bağlı olarak ortaya çıkan olumsuz etkileri de dikkate almak işgücü piyasasına dair daha sağlıklı değerlendirmeler yapmaya yardımcı olacaktır.

 

Kaynak:  Türkiye’de işçi devri ve yeni işlerin getirisi: 2005-2019 Hane halkı işgücü anketlerinden çıkarımlar, araştırmanın tümü de linkteki kaynaktadır

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler