Sosyal Medya

Ekonomi

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2024 zammı için toplandı: Türkiye’de asgari ücret diğer Avrupa ülkelerine kıyasla ne durumda?

Türkiye’deki asgari ücret yalnızca AB üyesi ülkelerin gerisinde kalmadı, Sırbistan ve Karadağ gibi ülkeler de Türkiye’yi geride bıraktı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2024 zammı için toplandı: Türkiye’de asgari ücret diğer Avrupa ülkelerine kıyasla ne durumda?

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemeye yönelik çalışmaları kapsamında ilk toplantısını bugün yaptı.  İşveren tarafı dengeli, işçi kesimi ise insan onuruna yakışır bir asgari ücret istiyor. BBC Türkçe Onur Erem imzalı haberinde Türkiye’de asgari ücretin diğer Avrupa ülkelerine kıyasla ne durumda olduğunu grafiklerle  anlatıyor.

8 yılda gerileme

Türkiye’deki asgari ücret 2015 yılına kadar pek çok Doğu Avrupa ülkesinin üzerindeydi. Fakat o tarihten sonra tablo tersine döndü.

Asgari ücret ne kadar?

KAYNAK,BBC

Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde endüstri ilişkileri, emek tarihi ve çalışma hukuku üzerine çalışmalar yürüten Prof. Dr. Aziz Çelik, Avrupa Birliği’ne (AB) giren gelir düzeyi düşük ülkelerin ortak pazar ve emeğin serbest dolaşımının bir parçası haline gelmesiyle, bu ülkelerde asgari ücretin artmaya başladığını söylüyor.

Öte yandan Türkiye’deki asgari ücret yalnızca AB üyesi ülkelerin gerisinde kalmadı, Sırbistan ve Karadağ gibi ülkeler de Türkiye’yi geride bıraktı.

Öyle ki Eurostat verilerinde yer alan 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye 1 Aralık 2023 itibarıyla, Arnavutluk’un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke oldu. Üstelik sekiz yıl önce Türkiye Arnavutluk’un yaklaşık dört katı asgari ücret verirken bugün bunlar neredeyse eşit hale geldi.

Asgari ücret kaç?

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve partinin Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan sorumlu gölge bakanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, bunda Türk Lirası’nın büyük değer kaybının da etkili olduğunu söylüyor.

dolar tl

Prof. Karatepe, “İhracatı artırmak isteyen iktidar, ürün fiyatlarında kontrol edebildiği tek kısım olan işçilik ücretlerini baskılayarak avantaj elde etmeye çalıştı ama ithalat ihracattan daha fazla arttı” diyor:

“Vatandaşı yoksullaştırarak dış ticarette rekabetçi olunamayacağını da net bir şekilde gördük. Ücretleri baskılayan politikaların beklenen sonucu vermeyeceğini, sadece yoksulluğa yol açacağını görüyoruz.”

Asgari ücret ne kadar olacak?

Prof. Aziz Çelik, Türkiye’deki sendikalaşma oranlarının diğer Avrupa ülkelerinden daha düşük olmasının da asgari ücretin düşük kalmasında önemli bir etken olduğunu ekliyor:

“Avrupa’ya kıyasla Türkiye’de bir de Toplu İş Sözleşmesi (TİS) problemi var. Türkiye’de TİS’ler sadece sendikalı işçileri kapsarken örneğin Fransa’da o işyerindeki herkes TİS’ten faydalanıyor. Böylece Fransa’da sendikalaşma oranı yüzde 10’un altında olsa da TİS kapsamında çalışanların oranı yüzde 90’ın üstünde oluyor.”

Asgari ücret toplantısı

Prof. Dr. Çelik, “Asgari ücretin nominal olarak ne kadar arttığının bir kıymeti yok, asgari ücretin alım gücünün ne kadar arttığı önemli” diyor ve son dönemdeki asgari ücret artışlarının alım gücünü artırmadığını söylüyor:

“Reel bir asgari ücret artışı olduğunu söylemek oldukça zor.”

Yüksek zam enflasyonu artırır mı?

Asgari ücrette gerçekleşecek büyük bir artışın enflasyon oranını da yukarı çekeceğine dair kaygılar da var.

Prof. Dr. Yalçın Karatepe ise bu görüşe katılmıyor:

“Asgari ücrete yapılan zammın önemli bir kısmı enflasyonun yol açtığı satın alım gücü kaybını telafi etmeye yönelik. Şimdi siz asgari ücreti artırarak insanları doğalgaz faturalarını ödeyebilir hale getirmeniz enflasyonu artırabilir mi?

“Türkiye’deki enflasyonun nedeni talep kaynaklı değil. Türkiye’deki enflasyonun nedeni maliyet kaynaklı, bunun ana nedeni de faiz politikasına bağlı olarak döviz kurlarındaki artış. Asgari ücretteki artış bu yüzden enflasyona yol açmaz, bunu çok net söyleyebilirim.

“Üstelik enflasyonla mücadeleyi vatandaşın yoksullaşması üzerine kurgulamak bir iktidar politikası olamaz zaten. İnsanları domates biber almasına imkan vermeyecek bir gelir seviyesine mahkum ederek enflasyonu düşürüyoruz diyebilir misiniz? Bir iktidarın esas amacı halkın refahını yükseltmek olmalı.”

Karatepe, asgari ücreti yüksek oranda artırmanın, yoksul işçilerin alım gücünü artırmada tek başına yeterli olmayacağını söylüyor:

“Enflasyonu kontrol altına almanız lazım. Enflasyonu düşük seviyelere indirmediğiniz sürece yapacağınız her artış etkisini birkaç ay içinde yitirecektir, elde edilen gelir ihtiyaçları karşılamaya yetmeyecektir.

“Türkiye’de ücretlerin düşük olması çok büyük bir sorun. Sadece asgari ücretlilerin değil, tüm çalışanların maaşları düşük. Bunu sadece bir gözlem olarak söylemiyorum.

“Yoksulluk sınırı olarak açıklanan verileri dikkate alacak olursak bugün çalışan nüfusun neredeyse yüzde 90’ı yoksul.”

Asgari ücret teklifi

Prof. Aziz Çelik, diğer Avrupa ülkelerinde asgari ücretlilerin oranının çok düşük olduğuna, Türkiye’de ise işgücünün yarısından fazlasının asgari ücretle çalıştığına ve böylece işçi sınıfının bir “asgari ücretliler topluluğuna” dönüştüğüne de dikkat çekiyor:

Avrupa ülkelerinde temel ücret belirleyicisi toplu pazarlıklarken Türkiye’de asgari ücret temel ücret belirleyicisi.

“Bu çok ciddi bir problem. Ben bunu ‘asgari ücret tuzağı’ olarak adlandırıyorum.

“Asgari ücret yüksek düzeyde artırılıyor fakat geri kalan maaşlar aynı oranda artırılmadığı için daha fazla işçi asgari ücretli haline geliyor, asgari ücret bir ortalama ücrete dönüşüyor.

“Bu bütün ücret politikasının hükümet tarafından kontrol edilmesi anlamına geliyor. Diğer ücretlere de en azından asgari ücret kadar zam yapılmadığı sürece bu durumun kötüleşerek devam edeceğini düşünüyorum.

“Asgari ücret AKP döneminde yaklaşık 30 kat artarken memur maaşları, kamu işçisi ücretleri ve emekli aylıkları 13-15 kat arttı. Bu da bütün ücretleri asgari ücrete yakınlaştırdı. Bunun bir ücret politikası olduğunu düşünüyorum.

Bu tablo nasıl değiştirilebilir?

Prof. Karatepe’ye göre bunun için işgücünün ve şirketlerin milli gelirden aldığı payın değişmesi lazım.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2016’da işçiler milli gelirin yüzde 40’ını alırken bu oran 2020’de yüzde 38’e, 2022’de ise yüzde 25’e geriledi.

Şirketlerin aldığı pay ise aynı yıllarda sırasıyla yüzde 41, yüzde 42 ve yüzde 54 oldu.

Şirketlerin kârlarının büyük oranda arttığını söyleyen Karatepe, “Aslında şirketler çalışanlarına daha yüksek maaş ödeyebilecek gelire sahip. Peki çalışanlar neden bu yüksek ücretlere erişemiyor? Çünkü sendikal haklarda büyük eksiklikler var” diyor.

BBC Türkçe

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler