Sosyal Medya

Borsa

Sabah Bülteni: Enerji yer altında birikir birikir… #Borsaİstanbul

Özellikle son dönemlerde halka arzlardan 1-2 tavan yapıp çıkmak üzere finansal okuryazarlığı da göreceli az yatırımcıların itmesi ile yükselen borsa, taze kaynak girişinin olmaması nedeniyle yükselmekte oldukça zorluk çekiyor.

Sabah Bülteni: Enerji yer altında birikir birikir… #Borsaİstanbul

 

Sn. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in seçim sonrası değişen Türkiye’nin ekonomi programını anlatmak için basmadık coğrafya bırakmamasına rağmen, Türk mali piyasalarına yabancı yatırımcıların istenilen düzeyde geri geldiklerini söylemek çok zor. Rakamların dili ile konuşursak, mayıs ayında düzenlenen seçimler sonrası dönemi ele alırsak, TCMB’nin her hafta perşembe günü açıkladığı menkul kıymet istatistiklerine göre yabancı yatırımcının hisse senedi ve tahvil stoku sadece 1,5 milyar dolar artış kaydetti. Bu paranın da büyük bir bölümü yaz aylarında gelirken, son 7 haftada ise gelen paranın üçte birinin çıktığını görüyoruz!

Yabancının istenilen ölçüde gelmemesi nedeniyle kendi yağı ile kendi ciğerini adeta kavuran hisse senedi piyasalarına, enflasyondan kaçan küçük yatırımcılar sığınırken, sayısı 8 milyonu aşan ve belki de bunu da itiraf etmeliyiz özellikle son dönemlerde halka arzlardan 1-2 tavan yapıp çıkmak üzere finansal okuryazarlığı da göreceli az yatırımcıların itmesi ile yükselen borsa, taze kaynak girişinin olmaması nedeniyle yükselmekte oldukça zorluk çekiyor.

Halka arzların da sistemden para çıkışına sebebiyet verdiğini düşünürsek, eklenen suyun boşalan sudan daha az olmasının da yardımı ile benzetmek doğru ise ‘havuz’ su eksiltiyor. Sn. Mehmet Şimşek ve ekonomi takımının son aylarda yaptığı topyekûn doğru ve yerinde işlere rağmen bir tarafta güven eksikliğinin tam olarak giderilememesi (daha önce ruh terk ettiği bedene dönmez metaforu ile görüşümüzü desteklemeye çalışmıştık) diğer tarafta ise tırmanan jeopolitik riskler ve Türkiye’nin seçim dönemi sonrasında Batı ile olan ilişkilerinde başlayan normalleşmenin, İsrail ile gerilen ilişkiler sonrasında yerini yeniden belirsizliğe terk etmesinin büyük bir rolü olduğunu düşünüyoruz. Netice itibariyle, kaynak girişleri ile Batı dünyası ile olan ilişkiler arasından pozitif bir korelasyon olduğu unutulmamalıdır.

Mesela dün TÜİK tarafından açıklanan Eylül ayı resmî dış verilerine göre, dış ticaret 5 milyar dolar açık verirken, geçen yılın aynı ayında bu rakamın neredeyse 2 kat olduğunu not edelim. Yılın ilk dokuz ayında dış ticaret açığı 87,2 milyar dolar ile geçen yılın aynı döneminin bir miktar üzerinde ve rekor bir açığa işaret etse de, ekonominin soğumaya başlaması ile açığın da daralmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Unutmamak gerekirse, ticarette kontrat etkisi nedeniyle atılan adımların meyvesini geç görebiliyoruz. Biz veriyi uygulanan politikaların dış dengelerde olumlu etki yarattığı ve eylül ayından bu yana normalleşmenin başladığı şeklinde yorumluyoruz.

 

Sn. Şimşek’in yol haritasına ve ekonomi takımının yaptıkları ve yapacaklarına yönelik endişe duymak yerine, kendilerine büyük bir kredi vererek, orta vadede sabırlı olunması ve Batı dünyası ile ilişkilere dikkat edilmesi durumunda fon girişlerinin yeniden başlayacağını düşünüyoruz. Bir küçük hatırlatma yapmak gerekirse, 2013 yılında Erdoğan – Obama samimi tokalaşması ve beraberinde Moody’s’in Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükselttiği dönemde Türk hisse senetleri ve tahvillerinde yabancı yatırımcının 153 milyar dolar yatırımı olduğunu unutmayalım. Bugün ise mayıs sonrası bir nebze de olsun iyileşmeye rağmen söz konusu rakam 30 milyar dolar! Türkiye’ye yeniden bu paranın geri geldiğini ya da bir miktarının bile geldiğini düşünün. Bunun için de en önemli husus güven!

Borsa havuzuna yeni para girişinin olmaması, halka arzların yarattığı sistemden para çıkışı ve elbette tırmanan jeopolitik riskleri de birlikte ele alırsak,  BIST100 endeksi dünkü günü beklentimize paralel %2,7 düşüle 7,514 endeks seviyesinden tamamladı. Her gün yazmaktan usanmadık: teknik mânâda ilk etapta haftalık kapanış olarak 7,565 seviyesine dikkat edeceğiz. Aşağı yönlü geçilmesi durumunda düşüş hızı ivme kazanabilir. Bu durumda daha da aşağıda 6,945 seviyesi ve nihayetinde 4,326 puan seviyesinden başlayan ve 8,565 seviyesine kadar uzanan serüvenin %50 düzeltme seviyesi olan 6,445 seviyesini takip edeceğiz.

Hisse senetlerinde limoni hava korunmaya devam ederken, TCMB’nin sadeleştirme adımları ardından %34,50 seviyesine yükselen 2 yıl vadeli gösterge bileşik devlet tahvil faizi dün %35,2 seviyesine yükselirken, Türkiye’nin yabancı indinde risklerini yansıtan 5 yıl vadeli CDS risk primi 400 baz puan seviyesinde sakin hatta bir miktar da olsun gerileme kaydettiğini görüyoruz. USDTRY kuru ise kamu otoritesinin izin verdiği ölçüde her gün bir adım daha yukarı sloganı ile 28,3 seviyesini de aştı.

Yurtdışı cephede ise gözler devam eden savaşı takip ederken, dün de bültenimizde söz ettiğimiz üzere, İsrail’in, Hamas’ı Gazze’den ‘silmek’ gibi bir hedefi olduğunu çok açık bir şekilde anlarken, kara harekâtının ne kadar süreyle devam edeceğini bilemediğimiz gibi, yer altında başka bir ‘dünyaya’ sahip tünel şehre İsrail askeri inerse ne ile karşı karşıya kalacaklarını onların da bildiğinden emin değiliz. Şehrin görünmeyen yüzü İsrail’i de endişelendirdiğinden, kara harekâtının temkinli bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyoruz. Dün bu minvalde, ay sonu etkisi midir tam olarak anlayamasak da, bu tip istisnai dönemlerin bir numaralı yatırım aracı olan altın gün içerisinde 2,007 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından günü 1,980 doların altında tamamladı. Haftalık olarak bakarsak, 1,987 dolar seviyesinin altında olası bir kapanışı zayıflık olarak nitelendireceğiz.

 

Dün Euro Bölgesinde açıklanan TÜFE enflasyonu dikkatlerden kaçmadı. Yıllık bazda %2,9 olan manşet veri Temmuz 2021’den bu yana en düşük düzeye geriledi. Öte yandan, Euro Bölgesinde büyüme de yılın üçüncü çeyreğinde %0,1 ile daralmaya işaret etti. Bir taraftan enflasyon gerilerken diğer taraftan da ekonominin küçülmesi Avrupa’da faiz artırımlarının sona erdiğinin en büyük kanıtı olarak okunmalıdır. Bu kapsamda, dün şaşırtıcı bir şekilde 1,0650 seviyesine kadar gün içerisinde yükselen EURUSD paritesi, günü 1,0570 seviyelerinde tamamladı. Bu noktadan sonra paritenin seyrini Avrupa’dan ziyade FED’in alacağı kararlar belirleyecektir. FED’in de frene basması -bize göre faiz artırımları bitti- EUR’yu bir noktada destekleyebilir.

Hazır FED demişken, dün başlayan ve bu akşam sonuçlanacak olağan FOMC toplantısının kararı KKTC saat ile 20:00’de açıklanacak ve Başkan Powell da 20:30’dan itibaren kamuoyu karşısına çıkacak. KKTC ile Türkiye arasında 1 saat fark olduğunu not edelim. FED’in dizginleri gevşetmeden ve enflasyon canavarına karşı savaşı kesin zafer ile tamamlamak adında şahin duruşun elden bırakılmadan faiz oranlarının ise sabit tutulacağını düşünüyoruz. Vadeli piyasalara göre bu akşam faizin sabit bırakılmasına % 99,5 ihtimal tanınırken, 2024 faiz indirim beklentileri ise 66 baz puan seviyesinde.

Yukarıda da değindiğimiz üzere, altının ons fiyatı dün öğle saatlerinde test ettiği 2,007 dolar seviyesinden sonra yeni aynı ilk iş gününün sabahında 1,977 dolar seviyesine kadar gerilerken, bir diğer güvenli liman olan brent cinsi ham petrolün de sert bir geri çekilme ile 85 dolar seviyesine indiğini not edelim (12 gün önce neredeyse 94 doları test etmişti). Savaş bitti de bizim mi haberimiz yok! Piyasaların volatilite endeksi namı diğer korku endeksi (VIX) de sert bir geri çekilme kaydetti. Yeni aya piyasalar değişik bir ruh hâli ile başlamış!

Asya borsaları yeni ayın ilk iş gününe moralli bir başlangıç yapmış. İhracat odaklı Japonya borsası, YEN’de yaşanan keskin değer kaybı ile %2 değer kazandığını not edelim. Çin’de bugün açıklanan imalat (PMI) verileri de ekim ayında beklenmedik şekilde daralma gösterdi. Dünyanın büyüme motoru adeta tekliyor. Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) dün tahvil getirilerine yönelik kontrol politikasında ufak değişiklik yaparak uzun vadeli faiz oranlarına ilişkin katı kontrolünü daha fazla gevşetmesinin ardından YEN dolar karşısında bir yılın dip seviyesi olan 151,74’e kadar gerilerken, euro karşısında ise 160 seviyesini aşarak 15 yılın dibini gördü. Yatırımcılar BOJ’un uzun yıllardır yürüttüğü gevşek para politikasını sonlandırmaya yönelik daha büyük bir adım atmasını bekliyordu. YEN’in adeta saatli bomba olduğunu usanmadan aylardır yazıyoruz!

Veri takviminde ise Kasım ayının ilk iş gününde, her ne kadar gözler FED’de olsa da, küresel bazda açıklanacak imalat sanayi PMI rakamları takip edilecektir. Türkiye’de ilave olarak İstanbul bölgesi enflasyonu; ABD’de ise borçlanma programı piyasaları etkileyebilir.

 

Kıbrıs İktisat Bankası günlük bülteninden alıntıdır

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler