Sosyal Medya

Borsa

Bloomberg:  Gelişen Piyasalarda “ortodoks politikalara dönüş” rallisi çabuk bitti

Bu yıla Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP, Ülkeler = GOÜ) büyük heyecanla başladı, ama Haziran sonunda hisse endeksleri Wall Street’in çok…

Bloomberg:  Gelişen Piyasalarda “ortodoks politikalara dönüş” rallisi çabuk bitti

Bu yıla Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP, Ülkeler = GOÜ) büyük heyecanla başladı, ama Haziran sonunda hisse endeksleri Wall Street’in çok gerisinde kalmıştı bile. GOP’u yukarı iten yeni moda “ortodoks politikalara dönüş” vaadiydi. Yalnız Türkiye değil bir dizi GOÜ’de iktidarlar geleneksel ekonomi politikalarına sadık kalma sözü verdiler. Ama Bloomberg’e göre, ilk heyecan geçince, vaatlerin havada kaldığı görüldü.

Bloomberg’in “Emerging-Market ‘Orthodoxy’ Pivots Find Skeptics on Wall Street” başlıklı haberini birlikte okuyalım, ibret alalım:

 

Gelişmekte olan bazı büyük piyasalarda ortodoks (piyasa dostu, geleneksel) politikalara yönelmenin tetiklediği ralli şimdiden yorgunluk belirtileri gösteriyor.

Mısır ve Türkiye’den Nijerya ve Arjantin’e kadar bir çok piyasada son haftalarda ekonomi politikasını normalleştirme vaadi yatırımcı ilgisini artırdı. Bununla birlikte, bazı Wall Street gazileri acımasız bir hatırlatmada bulunuyor:  Bu coşku çabuk söner.  Reform gündemleri genellikle gelişmekte olan ülkelerde göz boyamanın yolu; iyimserliğe inanan boğalar hep cezalandırılıyor.

 

AllianceBernstein’ın Londra merkezli gelişmekte olan piyasa ekonomi araştırmaları direktörü Adriaan Du Toit, “Yatırımcılar reform taahhütlerine şüpheyle yaklaşmalı çünkü gerçek reform zaman ve uzlaşma gerektiriyor” dedi. “Üstelik, zayıf  büyüme ortamında bunları başarmak daha zor.”

Bu rallilerin hızlı bir şekilde sona ermesi, gelişmekte olan ülkelerin 2023’te karşı karşıya kalacağı önemli bir zorluğun altını çizecektir: ABD ve Batı Avrupa’da gösterge faiz oranları hala yükselirken, yabancı yatırımcıların daha egzotik piyasalara para koymaya can attığı kolay para günleri çoktan geride kaldı.  Güçlü getiri elde etme umuduyla daha riskli varlıklar alanlar dolar ve Euro denizinin kurumasıyla avuçlarını yalıyor.

 

Yatırımcıların soru işaretleri neredeyse hiçbir yerde Türkiye’den daha büyük görünmüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeniden seçilmesinin ardından ekonominin dizginlerini konvansiyonel politikaların savunucularına teslim etti. Yeni söylemi dört nala koşan enflasyon ve yabancı sermaye çıkışından sorumlu tutulan alışılmışın dışında politikalardan normale dönüşün sinyalini veriyor.

Maalesef, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geleneksel politikalara yönelirken ölçülü bir yaklaşım izleyeceğini şimdiden belirtti.

Dubai’deki Tellimer’de stratejist olan Hasnain Malik, “Değişim, bazı kısa vadeli yatırımcıların umduğundan daha yavaş olmakla kalmıyor,” dedi. Uzun vadeli yatırımcılar “Türk varlıklarını yeniden yatırım listesine almayı düşünüyorsa, yön değişikliğinin kalıcılığına yönelik risklere karşı gözlerini dört açmalıdır.”

 

Periyodik devalüasyonlara rağmen ülkenin resmi olmayan döviz piyasası (Kapalıçarşı) hala gelişiyor. Bu, nakit sıkıntısı çeken hükümeti, kamu varlıklarının satışı yoluyla dolar toplamak için yarışmaya bıraktı. Goldman Sachs Group Inc. stratejistleri, ülkenin “Tekli döviz kuruna düzenli geçiş” için 5 milyar dolardan fazlasına ihtiyacı olduğunu tahmin ediyor.

Göreve gelir gelmez bir politika değişikliği dalgası başlatan Nijerya’nın müstakbel Cumhurbaşkanı Bola Tinubu’nun yarattığı ilk coşku da soru işaretlerine teslim oluyor.

Yeni lider, bir dizi cesur mali hamleye girişerek, ülkenin para birimini dalgalanmaya bıraktı ve onlarca yıllık maliyetli yakıt sübvansiyonu sistemini ortadan kaldırarak para yöneticilerinin yüzünü güldürdü.

Ancak sübvansiyonlar ortadan kalktıktan sonra ülkedeki ulaşım maliyetleri iki katına çıktı ve bu da toplumsal gerilimin kaynadığına dair işaretlere yol açtı.  Para birimi naira, kontroller kaldırıldığından beri çılgınca salıyor ve nerede denge bulacağını kestirmek de zor.

Arjantin’in yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri de bir yatırımcı iyimserliği nöbetini tetikleyerek, ülkenin 2030’da vadesi dolan Eurobondu’nun geçen hafta Mart ayından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmasına yardımcı oldu. Teori, üç haneli enflasyonla karşı karşıya kalan seçmenlerin eninde sonunda Ekim seçimlerinde sol eğilimli bir hükümeti reddedecek ve daha piyasa dostu bir lideri memnuniyetle karşılayacağı yönünde.

Bank of Singapore’un Dubai merkezli sabit getirili araştırma birimi başkanı Todd Schubert, bu pazarlarda “politika hedeflerinin siyasi gerçeklerle örtüşmesi” sorunu olduğunu söyledi. “Liderlerin mali kaosa düzen getirme ihtiyacı ile savunmasızları koruma zorunluluğu arasında hassas bir denge kurma yeteneği, reformların sürekliliğini belirleyecektir”.

Schubert, “Henüz bu ülkelerden herhangi biri hakkında daha yapıcı olamadım” dedi. “Risk-ödül hedefimi belirlerken, başlangıçtaki ralliyi  kaçırıp umutların gerçeğe dönüşmesini beklemeye hazırım.”

Johannesburg’daki Standard Bank’ın küresel araştırma başkanı Goolam Ballim’in farklı bir görüşü vardı. “Bu sefer farklı,” dedi. “Bunlar iddialı sözler, ancak arkasında duruyorum”. Liderlerin sahip olduğu güçlü siyasi sermayenin ve gelişen küresel zeminin gereksinimlerinin yatırımcıların reform hikayelerine erken yatırım yapmaları gerektiği anlamına geldiğini düşünüyor.

“Dedikoduyu kaçırıp, gerçekleşmeyi beklerseniz, daha az para kazanırsınız.”

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler