Sosyal Medya

Ekonomi

İPA: Vatandaş gırtlakla eğitim arasında tercih yapmak zorunda kaldı

Bir üniversite öğrencisinin aylık yaşam maliyeti 5 bin lirayı aşıyor. Ülkedeki ortalama ücretse sadece 8,2 bin lira. Masraflardan şikâyetçi olan…

İPA: Vatandaş gırtlakla eğitim arasında tercih yapmak zorunda kaldı

Bir üniversite öğrencisinin aylık yaşam maliyeti 5 bin lirayı aşıyor. Ülkedeki ortalama ücretse sadece 8,2 bin lira. Masraflardan şikâyetçi olan aileler çocuklarını okutabilmek için mutfaktan kesinti yapıyor.

İstanbul Planlama Ajansı’nın geçen günlerde yayımladığı araştırmaya göre megakentte öğrencilerin yaşam maliyeti yıllık 64 bin 278 TL’ye kadar çıkıyor. Bu da ortalama aylık 5 bin 356 TL’ye denk geliyor. Bu rakamlar ortalama ücretin 8 bin 263 TL olduğu ülkede ciddi problemlere neden oluyor.

Çocuğunu devlet yurduna yerleştiren aileler dahi önemli problemler yaşıyor. Bu durum sadece İstanbul’la da sınırlı değil. Yaşadığı kentten başka şehirde çocuğunu üniversiteye gönderen aileler nerede yaşarsa yaşasın sıkıntılarla karşı karşıya. Birçok aile kendi mutfak masrafından dahi sadece çocuğunu okutabilmek için kısıyor.

Dilşat Demir’in çocuğu Ankara’dan bu sene mezun olmuş. Yeğeniyse şu anda İstanbul’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okuyor. Demir şunları aktarıyor: “Abim de yengem de öğretmen. Bir buçuk maaşları yeğenim için harcanıyor. Yurt çıkmayacak korkusuyla önce özel bir yurda yazdırdılar çocuklarını. Daha sonra KYK yurdu çok uzak bir yerde çıktı. Sonrasında ise İBB’nin Gaziosmanpaşa’daki yurdu çıktı. Şöyle bir durum var, bu yurda yerleşti yeğenim ama özel yurt parasının yüzde 30’unu almaya devam ediyor. Aynı zamanda yolda çok zaman kaybediyorlar. O da ekstra bir masraf. Tabii yeni bir kent ve koca bir şehir. Kitaplar çok pahalı. Bazı kitaplar 500-600 TL’yi buluyor. Yani çocuk mu okutuyoruz, kırtasiye mi zengin ediyoruz belli değil.”

Demir kendi çocuğunun üniversiteye başladığı durumla yeğeni arasındaki farkı ise şöyle açıklıyor: “Benim oğlum Ankara’da okudu. Hemen yurda girebildi. O dönem bu kadar ekonomik kriz yoktu. Para göndermekte bu kadar zorlanmıyordum. Her yıl üstüne bindikçe son dönemde para gönderemiyor haldeydim. Kriz nedeniyle para pul oldu. Hem onun masraflarına yetişemedim. Hem de kendim çok zor durumda kaldım.”

Demir, yeğeninin de ciddi şikayetleri olduğunu belirtiyor: “İstanbul’a gitmeyi çok istiyordu. Şimdi ise alışmaya çalışıyor. Her konuşmada şikayetleri oluyor ama alışmak için çok uğraşıyor. Düzeltmek için çabalarımız var tabii. Onun umutla bakmasını sağlamaya çalışıyoruz.”

Mustafa Akgün’ün kızı ise Balıkesir Üniversitesi’nde okuyor. Akgün şunları anlatıyor: “Ben emekli bir kamu çalışanıyım. Eşim de hâlâ çalışıyor. Buna rağmen çocuğu okutmak ciddi bir problem. Öncelikle en büyük sıkıntı barınma. Devlet yurtları çok kötü durumda. Biz bu nedenle erken gidip çocuğumuzu özel yurda yerleştirdik. O da ciddi bir maliyet. Bunun yanında okulla yurdun arası ciddi mesafeli. Yol parası da var. Velilerin ve ailelerin bütçesini ciddi anlamda zorluyor eğitim. Maaş kartımı kızıma verdim.”

Kızının adaptasyon sürecinde olduğunu söyleyen Akgün şunlara değiniyor: “Parası olup olmadığını sorduğumda istemeye çekiniyor. Bizi de biliyor, harcamasını da biliyor. Kendisine göre bütçe ayarlamaya çalışıyor. Asıl zorlananın bizim olduğumuzun farkında. Onun için de elindeki olanakları, imkânları kullanmaya çalışıyor.”

Eşinin asgari ücretle çalıştığını belirten Akgün “Ben kitaba para ayıramıyorum. Dışarı çıkamıyorum. Destek olduğum yerler vardı. Bazılarından desteğimi geri çektim. Çünkü kızıma ayırdım bütçeyi. İster istemez evdeki yiyeceğimiz ve içeceğimizden kısmaya başladık. Evde bir kişi azaldı, buna rağmen. Bütçeyi ciddi anlamda mutfaktan kısarak yetirme savaşı veriyoruz. Bu ülkede üniversite öğrencisi olmak ciddi bir problem. Çocukların barınma ve beslenme sorunları bir an önce çözülmeli.”

 

 

birgun.net

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler