Sosyal Medya

Genel

Her iki eczaneden biri kapanmak üzere; Çözülmezse, ilaç krizi gibi olacak!

Sağlık politikalarından etkilenen önemli alanlardan biri de eczaneler. Kamunun tutum ve kararlarından kaynaklanan ekonomik sorunlar, sadece ilaç temin etmekle kalmayan, sağlıkla ilgili pek çok konuda danışmanlık hizmeti de veren eczaneleri var olma mücadelesiyle karşı karşıya bırakıyor...

Her iki eczaneden biri kapanmak üzere; Çözülmezse, ilaç krizi gibi olacak!

Türkiye’deki 45 bini aşkın eczanenin, 28 bin 700’ü kepenk indirmemek için mücadele ediyor. Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Ecz. Arman Üney, her iki eczaneden birinin kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, “Ecza depolarına ödemeleri biriken eczacılar, borçlanarak bir kredi borcunu bir başka krediyle ödemeye çalışarak hizmete devam edebiliyor” dedi. İlaç yokluklarının eczane yokluklarına dönüşmek üzere olduğunu söyleyen Üney, “Çözüm bulunmazsa eczane yoklukları da yaşanacak” dedi.

Sağlık politikalarından etkilenen önemli alanlardan biri de eczaneler. Kamunun tutum ve kararlarından kaynaklanan ekonomik sorunlar, sadece ilaç temin etmekle kalmayan, sağlıkla ilgili pek çok konuda danışmanlık hizmeti de veren eczaneleri var olma mücadelesiyle karşı karşıya bırakıyor.

TEB, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşme ve dertlerini anlatmayı istese de randevu taleplerine henüz dönülmedi.

Kamuoyunun sorunlarını fark etmesi için harekete geçen eczacılar, eczane kapatmaya kadar uzanan bir eylemlilik sürecine girdi. Ekim ortalarında Ankara’da büyük eczacı mitingi hazırlık komitesi oluşturuldu. 23 Eylül’deki Dördüncü Başkanlar Kurulu toplantısının ardından miting günü ilan edilecek.

‘Hak ettiği değeri göremez bir noktaya geldiler’

Eczacıların sorunlarını Üney’den dinledik:

Her iki eczaneden birinin kapanma noktasında olması çok ciddi bir durum. Buraya nasıl gelindi?

Eczacılar olarak uzun zamandır ağır bir dar boğazdan geçiyoruz. Gerçekten çok ciddi ve üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir durum. Çünkü eczacılar herkesin en kolay ulaştığı birinci basamak sağlık danışmanları, eczaneler de birinci basamak sağlık merkezleri. Eczacılar, hastalarımızın sokağındaki en yakın sağlık danışmanları olarak yıllardır kamu yararına bir hizmet sunuyorlar. Ancak kamu otoritesi nezdinde eczacılık mesleği ve eczacılar hak ettiği değeri göremez bir noktaya geldiler. Eczacılık mesleği, benzeri daha önce hiç görülmemiş bir ekonomik tehdit altında. 13 yıldır değiştirilmeyen ilaç fiyat kararnamesine Temmuz 2022’de yapılan müdahaleler, eczacıların derdine derman olacak nitelikte de değil. 13 yıllık tahribatın üzerine bir de ekonomik krizin eklenmesi eczacıları tamamen tüketti.

‘Hiç bu kadar ağır sonuçlarının olacağı bir dönem geçirmedik’

Eczaneler hiç bu kadar kötü bir dönemden geçti mi?

Eczanelerin geçmişte de zor günlerden geçtiği oldu. Ancak hiç bu kadar ağır sonuçlarının olacağı bir dönem geçirmedik. Bunu sadece ben değil, uzun yıllardır eczacılık yapan meslektaşlarımız dile getiriyor. Elbette geçmiş dönemlerde de sorunlarımız vardı ama şu anda eczaneler gerçek anlamda bir varlık- yokluk mücadelesi veriyor. Zaten bu ayakta kalma mücadelesinin artık katlanılmaz hale gelmesi bizi bugün bu noktaya getirdi.

‘Son güncelleme 13 yıllık tahribatı onarmaktan çok uzak’

İlaç kademelerinin yeniden düzenlenmesini vurguluyorsunuz. Sizin için neden önemli?

Eczane kazançlarının da belirlendiği İlaç Fiyat Kararnamesi’nde yer alan baremler en son 17 Ocak 2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar’la düzenlendi. Buna göre söz konusu baremler ilaç fiyatlarına bağlı olarak yapılandırılmış beş kademeden oluşuyor. 13 yıl boyunca bu kararnamede eczacılara ilişkin bir düzenleme yapılmadı. Yani 13 yıl öncenin ekonomik koşullarına göre belirlenen baremler üzerinden eczacıların hayatlarını sürdürmeleri istendi.

Israrlı taleplerimiz sonucunda 8 Temmuz 2022 tarihli düzenlemeyle nihayet kararname güncellendi. Ama bu güncelleme 13 yıllık tahribatı onarmaktan çok uzak. Sadece eczane karlılıklarında kademelere göre ilk üç kademede üç birim, dördüncü kademede iki birim ve beşinci kademedeyse bir birim artırıldı. Ancak bu kademelerin tanımlandığı ve yaklaşık 14 yıl önce belirlenmiş olan baremlerde herhangi bir düzenleme olmadı. Ekonomik sorunlarımızı çözemedi.

13 yılda neler değişti peki?

Yıllar içerisindeki kur kaynaklı fiyat ayarlamaları ve fiyat artışları göz önünde bulundurulduğunda bu kademelerin eczacılık hizmetleri açısından bir gerçekliği kalmadı. Özellikle döviz kurundaki oynamaların pik yaptığı son üç-dört yılda eczacılar açısında bu sıkıntılar baş edilemez boyuta geldi. Çünkü bu süreçte ilaçların büyük bir bölümü üst kademelere kaydı. Baremlere dâhil olan ilaç pazar payı oranlarına baktığımızda; 2009’de ilk üç kademedeki ilaçların pazar payı yüzde 77,63’tü, bugünse yüzde 47’e düştü. İlk üç kademedeki ilaçların pazar payı her ilaç fiyat artışı sonrasında karlılığın azaldığı üst baremlere geçiyor.

2009’da dördüncü kademedeki ilaçların oranı yüzde 5,76 iken bugün yüzde 8,72’ye çıktı. Yine 2009’da beşinci kademedeki ilaçların pazar payı yüzde 16,62’den bugün yüzde 44,28’e çıktı. Baremlerin kapsadığı pazar payındaki değişim ve eczane karlılığındaki azalma belirtilen bu oranlarla net şekilde görülüyor. Enflasyon oranlarına baktığımızda, 2009’da yüzde 6,53 olan enflasyon oranı bugün resmi rakamlara göre yüzde 80,21’e ulaşmış durumda. 2009’da 666 lira olan asgari ücret, bugün 5 bin 500 lira. Eczanelerde ortalama üç personel çalışıyor. Dolayısıyla eczacılarımızın gelirinde oransal bir artış olmadan giderleri çok arttı.

İlaç firmaları, depolar da sizin gibi ilaçla doğrudan ilişkili. Benzer sorunları onlar yaşıyor mu? Sadece eczanelerde mi sorun bu kadar büyük?

Sorunun odağında ilaç olduğu için, kuşkusuz sıkıntılar ilaç firmalarını da ecza depolarını da etkileyen yansımalara neden oluyor. Biz bu nedenle baştan beri kamu otoritesinin, konunun bütün muhataplarıyla birlikte bir araya gelip soruna kalıcı bir çözüm bulması gerektiğini savunuyoruz.

Krediyle başka bir kredi borcunu ödeyen eczacılardan söz ediliyor…

2019’da 12 bin 148 meslektaşımızın katılımıyla Eczanelerde Ekonomik ve Finansal Durum Araştırması yaptık. Gördük ki depolara ilaç borçlarını ödemek için yüzde 57’si bir, yüzde 37’si iki kredi birden kullanıyor. Bir krediyle borçlarını kapatamayınca, başka bir krediyle kapamak için uğraşıyorlar. Eczacıların yüzde 77,9’ unun işyeri kendine ait mülk değil, kira.  Aylık ortalama hasılatı arttıkça ödediği aylık kira bedeli de artıyor. TÜFE oranları esas alındığında, eczane giderleri sadece son iki yılda 2,5 katına çıktı. Meslektaşlarımız, kira, elektrik, doğalgaz ve personel gideri gibi en temel işletme giderlerini dahi karşılamakta güçlük çekiyor. Ecza depolarına ödemeleri biriken eczacılar, bir kredi borcunu bir başka krediyle ödemeye çalışarak, borçlanarak, kredi kullanarak hizmete devam ediyor.

 

Yazının Devamına Buradan Ulaşabilirsiniz

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler