Sosyal Medya

Ekonomi

TÜSİAD: Ekonomi politikasının ilk hedefi enflasyonun tek hanelere inmesi olmalı

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, ekonomi politikasının bir numaralı önceliğinin enflasyonun kalıcı olarak tek hanelere indirilmesi olması gerektiğini…

TÜSİAD: Ekonomi politikasının ilk hedefi enflasyonun tek hanelere inmesi olmalı

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, ekonomi politikasının bir numaralı önceliğinin enflasyonun kalıcı olarak tek hanelere indirilmesi olması gerektiğini söyledi.

TÜSİAD 2022 yılının ikinci Yüksek İstişare Konseyi toplantısı, bugün Ankara J.W. Marriott Hotel’de gerçekleşti.

Özilhan açılışta yaptığı konuşmada, “Cari açık ve açığın finansmanı dün olduğu gibi bugün de ekonomimizin yumuşak karnı olmayı sürdürüyor. Cari açık ise üretim yapısından kaynaklanıyor. Bu yapıyı dönüştürmeden, yüksek teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli bir ürün desenine geçmeden, sadece kurun yarattığı ucuzlatma etkisiyle cari açık sorunu çözülmüyor. TL’nin yüksek değer kaybına rağmen dış açık vermeye devam ediyoruz. Küresel likiditenin daraldığı ve pahalandığı bir ortamda cari açığın finansman yolları da sınırlı. Ekonomideki belirsizliklerin, sene başından bu yana sayısı iki yüzü aşan mevzuat değişikliklerinin doğurduğu tedirginliklerin yanında hukuk ve adalet sistemine ilişkin sıkıntıların da etkisiyle yabancı sermaye yatırımları gelmiyor. Gelen de yeni üretim yatırımlarına değil gayrimenkule geliyor.” dedi.

Özilhan şöyle devam etti:

“Enflasyon-faiz makasının hiç olmadığı kadar açılmış olduğu bir ortamda, üstelik birçok merkez bankası faiz oranlarını artırıyorken, yurtdışından sermaye girişinin de zemini olmuyor. Bu koşullar altında cari açığın finansmanı için elde merkez bankası rezervleri, bazı ülkelerin sağladığı imkanlar ve kaynağı belirsiz net hata ve noksan kalemi kalıyor. Bu tür finansmanın devam edip etmeyeceği ekonomi ile ilgili değil. Bu nedenle önümüzdeki aylarda cari açığın finansman koşullarının ne olacağını bilemiyoruz.  Ama, hammadde fiyatları yüksek seyrederken yavaşlayan ihracatın cari açığa yol açacağını ve eğer cari açığın finansmanında sorun yaşanırsa ithalat yapmakta zorlanacağımızı biliyoruz.

Üretim yapısını değiştirmeden, ithalata bağımlılığı azaltmadan, ihracatın katma değer içeriğini yükseltmeden, yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmadan döviz sorununu çözemeyiz. Döviz sorununu çözemezsek enflasyonu düşüremeyiz. Enflasyon bir ekonomideki bütün parametreleri bozan en büyük sorundur. Enflasyonu düşüremezsek, öngörü ufkunu uzatamaz, yatırım ortamını iyileştiremeyiz. Enflasyonu tek haneli düzeylere indiremezsek büyümeyi kalıcı olarak hızlandıramayız. Enflasyon sorununu çözemezsek, istihdam yaratamayız; refah artışı sağlayamayız, gelir adaletsizliklerini düzeltemeyiz. Bu nedenle ekonomi politikasının bir numaralı önceliği enflasyonun kalıcı olarak tek hanelere indirilmesi olmalı.

Yüksek enflasyon tüm dengeleri bozuyor. Yüksek enflasyon ortamında tasarrufların hızla eriyecek olması insanları tüketime yönlendiriyor. Tasarruflar ve dolayısıyla yatırımlar azalıyor. Veriler de bu duruma işaret ediyor. GSYH rakamları tüketimin %19 arttığını ancak yatırımların %1.3 gerilediğini gösteriyor. Bankacılık sektörüne dönük yoğun regülasyonlar reel sektörün finansmana erişimini güçleştiriyor.  Kredilerin vadesi kısalıyor. En olumsuz etki yatırım kredisinde ortaya çıkıyor. İş dünyası çıkartılan çok sayıda düzenlemeyi takip etmekte, anlamakta ve uyum göstermekte zorlanıyor. Krediye ulaşmaktaki zorluklar, üretimi etkiliyor. Böyle giderse üreticiler ithalat yapamaz, üretemez hale gelecekler.

İzlenmekte olan para politikasının piyasalar üzerindeki etki gücü zayıfken, kullanılabilecek ekonomi politikası araçları da hızla daralıyor. 2001 krizinden sonra makroekonomik istikrarımızın en önemli bileşeninin mali disiplin olduğunu hatırladığımızda, kamu harcamalarındaki artış konusunda ihtiyatlı olmakta çok büyük yarar görüyoruz.”

Özilhan, “Bizim kısa vadede enflasyonu tek haneli düzeylere indirmemiz, orta vadede yapısal reformları yapmamız, bütün bunları yaparken bir yandan da eğitime, bilime, teknolojiye, yatırım yapıp uzun vadede üretim yapısını değiştirmemiz lazım. Bunu da, iyi bir planlama ve güçlü, tecrübeli, birikimli bir bürokrasi ile sektörlerdeki bilgi birikimini harekete geçirerek, uzmanların ve akademisyenlerin görüşlerini alarak, ortak aklı devreye sokarak yapabiliriz. ” şeklinde görüş belirtti.

 

 

 

 

foreks.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler