Sosyal Medya

Ekonomi

Murat Yetkin: Muhalefetin aday düğümü: kılıç Kılıçdaroğlu’nda

Altı partili muhalefet ittifakının seçimlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına kimi aday çıkaracağı artık ittifak içinde tartışmaları dışarı taşıran bir soruna dönüşmeye başladı.…

Murat Yetkin: Muhalefetin aday düğümü: kılıç Kılıçdaroğlu’nda

Altı partili muhalefet ittifakının seçimlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına kimi aday çıkaracağı artık ittifak içinde tartışmaları dışarı taşıran bir soruna dönüşmeye başladı. Adayın kim olacağı artık muhalefetin ekonomik krizden çıkış programının da önünde duran soruna dönüşüyor. Adayın isimlendirilmesi içinse gözler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nda.

Bunun üç temel nedeni var.

Birincisi, CHP’nin ittifakın en büyük partisi olması. CHP’nin desteklemeyeceği bir adatın seçilme şansı zaten bulunmuyor.
İkincisi, geniş tabanlı muhalefet fikrinin babası (ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’le birlikte) mimarı Kılıçdaroğlu.

Üçüncüsü, şu anda kamuoyunda aday adaylığı en çok tartışılan isimlerden üçü de CHP saflarında. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Kılıçdaroğlu’nun kendisi.

Akşener daha baştan “Ben aday değilim” dedi; ama siyasetin meşru zemininde küçük de olsa hiçbir ihtimali göz ardı etmemek gerekir. Kaldı ki, görüş birliği diyelim ki Akşener üzerinde sağlansa dahi onun aday olduğunu ilan etmek de muhtemelen Kılıçdaroğlu’na düşecektir.

Aday olma etkenleri

Şu an aday yarışında olmasa da Akşener ihtimalinin en önemli dezavantajı Kürt seçmenden oy alma zorluğu olacak gibi görünüyor. Akşener’in (yakın zamana dek CHP’nin olduğu gibi) belli bölgelere sıkışmaması için zaten bu konuda MHP ile rekabeti bir yana bırakıp -sadece Kürt seçmene değil, ilerici seçmene de yönelik- bir şeyler yapması zorunlu. 27 Nisan’da TBMM Grubuna hitabında Osman Kavala’ya ömür boyu hapis cezası verilmesine atfen “Gezi Direnişine” sahip çıkması buna iyi bir örnek oldu.

Altılı muhalefet masası 24 Nisan’da Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ev sahipliğine yaptığı toplantı bildirisine göre kurulan matrise göre aday “uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi” bir isim olacak. Kusura bakmasınlar ama bu matrise uyan milyonlarca isim var Türkiye’de.

İmamoğlu’nun İstanbul’un yanı sıra CHP’nin son dönemde sorunlu olduğu Karadeniz ve Güneydoğu seçmeninden oy alma potansiyeli var. Yavaş’ın milliyetçi-muhafazakâr seçmenden de oy alma potansiyeli mevcut, İmamoğlu kadar olmasa da belli bir oranda Kürt seçmenden oy alma potansiyeli de mevcut; en azından Ankara’da almışlığı var.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı: Alevilik konusu mu?

Altılı muhalefetten siyasetçilerle yaptığım görüşmelerden Kılıçdaroğlu’nun aday ismi olarak masaya İmamoğlu’nu da Yavaş’ı da getirse büyük bir itirazla karşılaşmayacağı izlenimine sahibim.

Ancak Kılıçdaroğlu kendi ismini masaya getirirse aynı heyecanın duyulacağından emin değilim.

Bunun nedeni Kılıçdaroğlu’nun diğer liderlerce Cumhurbaşkanlığı makamına layık görülmemesi, makama oturduktan sonra İkinci Erdoğan olmayacağına güven duyulmaması değil. Tam tersine konuştuğum Altılı İttifak siyasetçileri Kılıçdaroğlu’nun mevcut koşullarda Erdoğan’ın yerine cumhurbaşkanı olması gerektiğine inanıyorlar.

Ama aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu açıklanır açıklanmaz Erdoğan ve AK Parti’nin Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması nedeniyle el altından, belki de açıktan kara propagandaya baş vurabileceği bunun da büyük çoğunluğu Sünni olan muhafazakâr seçmeni caydıracağı endişesi taşıyorlar. İYİ Partili Koray Aydın’ın “seçilebilecek aday” söyleminin altında bu endişe vardı örneğin.

Türkiye’nin bu ayrımcı bakışı geride bırakmış olması gerekir, diyebilirsiniz, ben de öyle diyorum, ama bu endişenin dile getirildiği de bir gerçek. Kılıçdaroğlu bu endişenin farkında. Kendisine rakipleri değil ama dostları tarafından doğrudan söylendiği bilgisine de sahibim.

Adaylığını mı açıkladı, muhtıra mı verdi

Yazının tamamı burada.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler