Sosyal Medya

Ekonomi

Mahfi Eğilmez yazdı:  Ukrayna Savaşı’nın Türkiye’ye yansımaları

Türkiye’nin Dış Politikadaki Durumu   Türkiye, Nato üyesi olsa da bu gerginlikte ve hatta gerginliğin Nato ve Rusya arasında bir…

Mahfi Eğilmez yazdı:  Ukrayna Savaşı’nın Türkiye’ye yansımaları

Türkiye’nin Dış Politikadaki Durumu

 

Türkiye, Nato üyesi olsa da bu gerginlikte ve hatta gerginliğin Nato ve Rusya arasında bir sıcak savaşa dönüşmesi halinde dahi tarafsız kalabilir. Nato Antlaşması’nın 5. Maddesi şöyle:

 

“Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası’nın 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dâhil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldın ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyi’ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.”

 

Ukrayna, Nato üyesi değildir dolayısıyla Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması Nato Antlaşması’nın beşinci maddesi kapsamında değerlendirilemez dolayısıyla Nato’nun böyle bir savaşa girmesi halinde dahi Türkiye tarafsız kalabilir.

 

Türkiye açısından ikinci mesele Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin çizdiği çerçevenin nasıl uygulanacağı meselesidir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi 19, 20 ve 21’inci maddelerinde savaş hali konusunda üç durum belirlemiştir: (1) Türkiye’nin savaşan devlet konumunda bulunmaması, (2) Türkiye’nin savaşan devlet konumunda bulunması ve (3) Türkiye’nin kendisini yakın bir savaş tehdidi altında görmesi. Eğer (2) (3)’üncü durumlar söz konusuysa başka devletlere ait savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi konusunda Türk hükümeti dilediği gibi davranabilecektir (Sözleşmenin 20 ve 21’inci maddeleri.) Eğer (1)’inci durum söz konusuysa yani Türkiye, savaşan devlet konumunda değilse o zaman savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi sözleşmenin diğer maddelerinde belirtilen koşullarla mümkün olabilecektir. Bununla birlikte Türkiye’nin kendisini yakın savaş tehdidi altında görmesini deklare etmesi halinde savaşan devlet olmasa bile Boğazları savaş gemilerine kapatması mümkündür. Görüldüğü gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi, savaş ve savaş tehdidi altındaki koşullarda Çanakkale Boğazından Karadeniz’e kadar bütün geçişleri Türkiye’nin denetimine bırakarak Karadeniz’de bir deniz savaşı çıkmasını önemli ölçüde önlemektedir.

 

ABD’nin, Nato’nun ya da Rusya’nın savaş gemilerini Karadeniz’e sokmak istemesi halinde Türkiye’nin elinde Nato Antlaşması’nın 5’inci maddesi ve ondan da önemlisi Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19, 20 ve 21’inci maddeleri koz olarak bulunmaktadır. Kuşkusuz bu alanda ABD’nin Nato’nun ve Rusya’nın ısrarları ve Türkiye’nin reddetmesi, uluslararası hukuka uygun olsa da, Türkiye’ye karşı ekonomik olanlar başta olmak üzere başka sorunlar yaratabilecektir.

 

Türkiye Ekonomisinin Durumu

 

Türkiye ekonomisi bu gerginliğe kötü zamanda taraf olmuştur. Enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu, Merkez Bankası swaplar hariç net rezervlerinin eksi 43 milyar dolar olduğu, ekonominin risk priminin (CDS primi) 500’lerin üzerinde olduğu (bugün 626) bir aşamada bu krize yakalanmış bulunuyoruz.

 

Bu kriz bize birkaç yerden darbe vuracak: Kur yükseliyor, bu enflasyonu daha da yukarıya itecek. Çünkü ithal maliyetlerimiz hızla artıyor. Sadece kurdaki yükseliş değil doğalgaz ve petrol fiyatlarındaki yükseliş de ekonomimize darbe vuracak. Yılbaşında 76 dolar olan ham petrolün varili bugün 103 dolar dolayında bulunuyor. Bir zamanlar Brent petrolün varil fiyatındaki her 10 dolarlık artış cari açığa 1 milyar dolarlık yük getiriyor diye hesaplanmıştı. Bu hesap değişmemişse şu ana kadar olan değişme böyle kalırsa cari açığa bir yılda 3 milyar dolar tutarında ek getirecek. Bir başka sorun turizm gelirlerinde karşımıza çıkacak. Bu konu, krizin nasıl şekil alacağına ve ne kadar süreceğine bağlı olarak değerlendirilebilir. Eğer kriz bir sıcak savaşa ya da ciddi bir soğuk savaşa doğru evrilirse, Türkiye’nin alacağı tutuma bağlı olarak Rus turistlerin gelmesi sıkıntıya girebilir. Benzer bir durum Avrupalı turistler açısından da söz konusu olabilir. Böyle bir gelişme turizmini yavaş yavaş toparlayan Türkiye açısından ciddi bir gelir kaybına yol açabilir.

 

Bir başka sorunlu konu kur ve altın fiyatı yükseldikçe Hazine’ye binecek yükte artışa yol açacak olan kur ve altın korumalı mevduat hesaplarıdır. Bu işe girilmemesi için yapılan uyarıların ne kadar haklı olduğu şimdi ortaya çıkıyor.

 

 

Sadece alıntıdır, makalenin tamamını okumak için tıklayın

 

Ukrayna reçetesi: Dolarda çıpa kaldırılmalı & 20-25 milyar $ çıkış olabilir! | Atilla Yeşilada

 

Ekonomi yönetimi kumar oynadı ve kaybetti! & Faiz arttırmak zorunda kalacaklar | Erdal Sağlam

 

Zülfikar Doğan: Erdoğan Ukrayna ve Rusya arasında – İki ucu keskin bıçakta dans

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler