Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

ABD’de Resesyon Var Mı? Yok Mu?

Önümüzdeki haftanın en önemli gündem maddesi ABD tarafından açıklanacak güncellenmiş ikinci çeyrek büyüme verisi olarak göze çarpıyor. 2022 yılının ilk…

ABD’de Resesyon Var Mı? Yok Mu?

Önümüzdeki haftanın en önemli gündem maddesi ABD tarafından açıklanacak güncellenmiş ikinci çeyrek büyüme verisi olarak göze çarpıyor.

2022 yılının ilk çeyreğinde %1,6 daralan ABD ekonomisi, ikinci çeyrek öncü verisinde %0,9 daralmıştı. Veri ardından ABD teknik resesyona giriş olmasına rağmen, gerek siyasiler gerek ekonomi insanları ABD’nin resesyonda olmadığını, istihdamdaki güçlü seyir nedeniyle bu durumun istihdam sayılmadığını dile getirmişti. İkinci çeyrek verisi ile ilgili ikinci güncelleme Perşembe günü gelecek. Verinin çeyreksel bazda %0,9 daralmaya işaret etmesi bekleniyor. Bu da teknik resesyonun devamı olacağından piyasalarda endişeler artabilir. Fed’in faiz artırımlarının amacı enflasyonu düşürmek olsa da yapılan artırımlar ekonomilerde durağanlığa işaret ettirtiyor. Büyümeden ziyade fiyatlar genel düzeyindeki artışların normalleşmesi amaçlanıyor. Fed, son tutanaklarında ‘enflasyon gözle görülür şekilde düşene kadar faiz artırımına devam’ mesajı verdi. Geçtiğimiz haftalarda gelen ABD enflasyon verisinin geri çekilmeye işaret etmesi ile piyasalarda bir sonraki faiz artırımında 50 baz puan işaret edilmiş olsa da makroekonomik verilerin güçlü gelmesi ve son tutanaklar göz önüne alındığında 75 baz puan daha yüksek sesle konuşuluyor. İyi olan noktanın ise Fed’in temkinli sözlü yönlendirmesi olarak düşünüyoruz. Çünkü Nisan ayında da geri çekilen ABD enflasyonu ardından en kötünün geride kaldığına dair oluşan algı sonrasında, Mayıs ve Haziran’da gelen veriler, piyasalarda şok etkisi yaratmış, Fed şahin tutumuna tekrar dönerek ‘sözlü yönlendirmelere güvenilmesi’ gerektiğini söylemişti.

2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan coronavirüs pandemisi ile birlikte gıda fiyatlarındaki yükseliş, enerji sorunları, lojistik ve tedarik sıkıntıları ile geçmişte gelişmekte olan ülkelerin en büyük sorunu olan enflasyon, gelişmiş ülkelerde de gündemin en önemli maddesi oldu. 2021 yılı içerisinde normalleşme adımlarının hızlanması, aşılanmaların artması ile bağışıklıkların güçlenmesi, ülkeler arası uçuş kısıtlamalarının kalkması sonrasında normalleşme beklenirken 2022 yılına Rusya – Ukrayna savaşı damgasını vurdu. Jeopolitik gerginlikle birlikte artan arz riskleri neticesinde enflasyon dataları açıklandığında Mart’tan bu yana enflasyon için en çok kullandığımız cümle ‘son yılların en yükseği’ oldu.

Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş sonrasında Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlar söz konusu olsa da, Rusya bu krizin etrafında en büyük silahı olan enerjiyi tedarikçisi konumundan faydalandı diyebiliriz. Ocak ayında İngiltere’de tedarik sıkıntısı nedeniyle yavaş yavaş konuşulmaya başlanan enerji krizi, Rusya–Ukrayna ile tamamen küresel krize dönüştü. Sert yükselen fiyatlamalar ithalatçı ülkeleri sıkıntıya sokarken, Rusya’ya yapılabilecek olası yaptırımlarda enerji sorunu hep ön plana çıktı. Enerji ile ilgili başka tedarikçi ülkeler aranıp, OPEC’den planlamalara yönelik adımlar beklenirken, AB ülkeleri son olarak Rusya’ya bağımlı oldukları enerji kaynaklarının tasarrufunu sağlamak ve potansiyel enerji krizinin önüne geçebilmek için sokak lambalarını kapatma ve ışıklı reklam tabelalarının kullanımında sınırlamaya varan önlemler aldı. AB ülkelerinin ortalamalarına bakıldığında Rusya’dan tedarik ettikleri doğal gaz miktarının ~%36 olduğunu düşünürsek, Rusya dışından başka ülkelerden enerji tedariki ya da enerji üretimi için farklı alternatifler bulunamaz ise artan enerji maliyetleri ve enerjiye erişim kısıtlamalarına bağlı arz sıkıntıları oluşalar AB ekonomisinde yavaşlama riskleri piyasalarda fiyatlanmaya devam edebilir.

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler