Sosyal Medya

Döviz

Yalçın Karatepe:  Ne olacak doların hali?

Fed parasal sıkılaştırma süreci hakkında her gün değişen uzman görüşleri, Ukrayna Krizi ve Çin’de emlak-inşaat sektörünün bitmeyen sıkıntıları Türkiye’nin de…

Yalçın Karatepe:  Ne olacak doların hali?

Fed parasal sıkılaştırma süreci hakkında her gün değişen uzman görüşleri, Ukrayna Krizi ve Çin’de emlak-inşaat sektörünün bitmeyen sıkıntıları Türkiye’nin de dahil olduğu Gelişmekte Olan Piyasalarda (GOP, Ülkeler =  GOÜ) büyük oynaklık yarattı.  GOÜ para birimleri her gün saat sarkacı gibi bir o yana, bir bu yana sallanıyor. Bu eşsiz hareketliliğin ortasında  granit kaya gibi yerinden kıpırdamayan tek bir para birimi var. Dolar/TL, 3.45-3:60 arasında çakıldı ve oynatmak adeta imkansız. BirGün yazarı Yalçın Karatepe’ye göre, dolar/TL’deki sessizlik 2019 Berat Albayrak dönemine benzer yöntemlerle sağlanıyor:

“Benzer bir durumu içinde bulunduğumuz dönemde yaşıyoruz. 2019’da dolar satarak kontrol etmeye çalıştıkları kurları şimdi Kur Korumalı Mevduat (siz buna Türk doları da diyebilirsiniz) hesapları üzerinden yapmaya çalışıyor”.

 

Erdoğan’ın direktifiyle, TCMB ve kamu bankalarının eşgüdümlü olarak döviz kurunu baskılama çabası belki dünyada kabul gören teamüllere uymuyor, ama enflasyonun eriştiği ivme ve Cumhur İttifakı’nın anketlerdeki perişan hali göz önüne alındığında, siyasi açıdan anlaşılabilir.

Fakat sorun şu:  Döviz kurunu ne kadar süre baskı altında tutabiliriz? Yalçın Karatepe:  “2019’da kurların yatay seyretmesinin asıl sebebinin Merkez Bankasının kamu bankaları üzerinden döviz satışı olduğu kısa süre sonra anlaşılmıştı. Şu 128 milyar dolar meselesinin önemli bir bölümü bu dönemde satılmıştı. Tabi satışlar ile rezervler eriyince, dâhiyane olduğunu düşündükleri “çözümün” aslında bir çözüm olmadığını fark ettiler ve güçlü seyreden döviz talebini karşılama imkânları da kalmadığı için kurlar bir anda patladı ve hızla yukarı doğru hareket etti. O dönem yaptıklarının bir faydası oldu mu? Hayır, olmadı. Sonunda kurlar gitmesi gereken yerlere kısa sürede gitti” cevabını veriyor.

Hükümet aynı hatayı mı tekrarlıyor, yoksa başka bir planı mı var?

“Şirketlere sunulan minimum vadenin altı ay olması pek cazip görünmüyor. Bunun üç aya indirilmesi talep ediliyor. Tahminim odur ki bu talep karşılanacak. Zaten iktidar büyük olasılıkla şöyle düşünür: 3 ay sonra turizm gelirleri girmeye başlar, kurlardaki baskı azalır.

 

Önümüzdeki günlerde KKM’ye ilişkin yeni düzenlemeler yapacaklarını tahmin ediyorum. Başlangıçta “KKM’den ancak bir kez yararlanılabilir” denilmişti. Mesela bireylere sunulan 3 aylık süre Mart’ta dolacak. Eğer yeniden yararlanma imkânı sunulmaz ise bu hesapların dövize dönmesi ihtimali var. Bu da spot piyasada döviz talebi demektir. Enflasyonun bu kadar yüksek seyrettiği, mevduat faizlerinin reel olarak yaklaşık yüzde otuz ekside olduğu bir dönemde dövize dönüş belki KKM’den yeniden yararlanma imkânı ile sınırlandırılabilir. Kısaca şunu söyleyebiliriz: iktidar KKM konusunda gelen bütün talepleri karşılamak zorundadır, ne istenirse verecekler. Yeter ki kurlar yukarı gitmesin”.

Turizm gelirlerine yapılan vurgu önemli. Biraz önce, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati BloombergHT canlı yayınında “ Turizm gelirlerinde ciddi bir patlama bekliyoruz. Gelen turist sayısı ve gelirde 2019 rakamlarını yakalayacağız. Yazla birlikte gerçekten yaz gelmiş olacak” ifadesiyle hükümetin temel beklentisinin altını çizdi.

 

Yaza kadar dolar/TL — yine Bakan Nebati’nin deyimiyle– “sabit değil, ama stabil” tutuldu, döviz talebi sona erer mi?

 

Cevabı yine Yalçın Karatepe’den alıyoruz:

 

“Geçen hafta Londra’da yabancı fon yöneticileri ile buluşan Bakan Nebati onlara ne demişti? Kuru sabit tutacağız. Peki, nasıl tutacaklar? Millet yeter ki döviz almasın, bunun için her ne istiyorlarsa veririz yaklaşımında.

 

Fakat bunun sürdürülebilir bir yol olmadığı da açık. Tıpkı 2019’daki rezerv satarak kurları kontrol etme sürecinde olduğu gibi. O dönemin sonunda da kurlarda bir patlama yaşanmıştı. Benzer bir durumu bu dönemde de göreceğiz. Çünkü döviz talebi olduğu gibi önümüzde duruyor. Şimdi bu talebi “dövize benzeyen” şeylerle karşılıyorlar. Ama sonuçta ister doğrudan döviz üzerinden isterse döviz benzetilen ürünler üzerinden olsun mevcut durum TL’den kaçışın devam ettiğini gösteriyor. Bu kaçış durdurulamadığı sürece bekledikleri sonuçları almaları mümkün değil.

 

Yüksek enflasyon ortamında TL’de bulunmanın reel olarak ciddi kayıplara yol açtığının herkes tarafından bilindiği bir dönemde TL’den kaçışı durduramazsınız. Şimdi yapılan şey dövize endeksli bir ürün üzerinden bu kaçış yokmuş gibi göstermek, bir süre üstünü örtmek. Diğer bir ifade ile aslında iktidar sorunları öteliyor”.

 

2021 cari açık 14,9 milyar dolar: Sermaye kaçışı dikkat çekici

 

Goldman Sachs Fed faiz artırımı beklentisini revize etti

 

FÖŞ yazdı:  Global tahvil piyasası her an arıza yapabilir

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler