Sosyal Medya

Kaya Özyürek

Para Politikasının Piyasa Faizlerine Geçişkenliği

Merkez bankaları kısa vadeli faizleri kontrol ederler. En etkili oldukları faiz, bankalar-arası piyasada oluşan gecelik/kısa vadeli borçlanma faiz oranlarıdır. Bankacılık…

Para Politikasının Piyasa Faizlerine Geçişkenliği

Merkez bankaları kısa vadeli faizleri kontrol ederler. En etkili oldukları faiz, bankalar-arası piyasada oluşan gecelik/kısa vadeli borçlanma faiz oranlarıdır. Bankacılık sisteminde likidite fazlası söz konusuysa bankalar-arası faiz oranı merkez bankasının gecelik borç alma ve/veya merkez bankasının bankaların rezerv hesaplarında tuttukları paraya ödediği faiz  oranı olmaktadır. Sistemde eğer likidite açığı söz konusuya oluşan faiz, merkez bankasının oluşan açığı kapamak için sisteme verdiği likiditenin hangi faiz oranından verildiğine bağlı olmaktadır. Bu faiz tek bir faiz de olabilir, birden çok da olabilmektedir. Bazı durumlarda merkez bankaları, sistemde oluşan açığı kapatmak için düzenledikleri ihalelerde faiz oranının belirlenmesini bankalara bırakır, bankalar da gün içerisinde fon borçlanabilecekleri faiz oranına göre bu ihalelerde teklif verir; bu faiz genellikle merkez bankasının çeşitli hazır imkânlarından borçlanma faizi olmaktadır.

Kısa vadeli faizler öngörülebilen kısa vade uyarınca kısa vadeli para piyasası verimlerinde de etkili olmaktadır. Örneğin, birkaç ay vadeli hazine ve şirket bonolarının verimleri büyük oranda merkez bankasının faiz hedefi ile örtüşmektedir. Bu olgu, para politikasının kısa vadeli borçlanma kanalı üzerinden ekonomik aktiviteye etki edebildiğini göstermektedir. Ancak, bir ekonomide çoğu borçlanma/yatırım kararları uzun vadelidir. Bunun için kısa vadeden ziyade uzun vadeli görünüm büyük bir önem taşımaktadır.

Özellikle gelişmiş ülkelerde, uzun vadeli risksiz devlet tahvil verimleri uzun vadeli borçlanmanın maliyetinin baz alınmasında önemli bir rol oynar. Uzun vadeli verimlerin yükselmesi borçlanmayı daha maliyetli hale getirebilirken, düşmesi ise özel sektör için uzun vadeli borçlanmayı daha az maliyetli kılabilir. Peki uzun vadeli devlet tahvil verimleri hangi koşullarda değişir? Bunun için ekonomik göstergelere bakmak gerekir.

Gelişmiş ülkelerde, merkez bankasının hedeflediği kısa vadeli faiz oranı, uzun vadeli faizlerde göreli zayıf bir etkiye sahiptir. Uzun vadeli faizlerin kısa vadeli faiz oranlarından etkilenişi, kısa vadeli faizlerin ekonomik aktiviteye olan etkisi ve piyasa aktörlerinin uzun vadeli borçlanma senetlerine olan yatırım kararını etkilediği kadar olmaktadır.

Uzun vadeli faizler çok büyük bir oranda enflasyon ve büyüme oranlarından, aynı zamanda piyasadaki risk algısından etkilenir. Uzun vadeli faizlerin hem finansal piyasalarda oluşan arz/talep doğrultusunda, hem de özel sektörün borçlanması kanalıyla ekonominin sağlıklı bir seyir izleyebilmesi için mevcut olması gereken risksiz faiz oranını ifade ettiğini söyleyebiliriz.

Yukarıda gelişmiş ülkeler kapsamında kısa vadeli faizlerin uzun vadeli faizler üzerinde göreli düşük bir etkisinin olduğunu belirtmiştik. Fakat, kısa vadeli faizler gelişmekte olan ülkelerde daha farklı etkilere yol açabilmektedir çünkü kısa vadeli faizler sermaye akımlarını ve dolayısıyla enflasyon dinamiklerini etkileyen döviz kurlarını etkileyebilmektedir.

Sıkılaşan global finansal koşullar altında, kısa vadeli faiz oranlarında bir düşüş, yabancıların gelişmekte olan ülkelerde kısa vadeli yatırım kararlarını doğrudan etkileyebileceği nedeniyle bir sermaye çıkışına neden olabilir ve bu olgu da döviz kurlarında oynaklık yaratabilir. Döviz kurundan enflasyon oranına geçişkenlik etkisi baz alındığında enflasyon beklentileri böyle bir durumda volatil olabilir ve uzun vadeli tahvil verimleri ise artabilir. Gelişmekte olan ülkelerin faiz arttırımına gittiğini düşünürsek, yukarıda bahsedilen ekonomik etkilerin tam tersinin olabileceğini, bu durumda da uzun vadeli tahvil verimlerinin gerilemesiyle, gerçekleşen kısa vadeli faiz artışının aslında bir faiz indirimi anlamına gelebileceğini de göz ardı etmemek gerekir.

Merkez bankalarının kısa vadeli para politikası hamleleri, bu hamlelerin ekonomik temellerle örtüştüğü müddetçe uzun vadeli faizleri etkiler. Merkez bankalarının gerçekleştirdiği politikalar, ekonomik gidişat üzerine bir sinyal vermesi yönünden büyük bir önem taşımaktadır. Para politikası, bu gidişatı yansıtabildiği ölçüde etkili olur.

Kaya Özyürek

Twitter: @financeplumber

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler