Sosyal Medya

Döviz

Güldem Atabay: Bu enflasyonla faiz iner mi?

TÜİK verisine göre Mayıs ayında TÜFE enflasyonu bir önceki aya göre %0,89 arttı böylece yıllık enflasyon Nisan’daki %17,1’den %16,59’a geriledi.…

Güldem Atabay: Bu enflasyonla faiz iner mi?

TÜİK verisine göre Mayıs ayında TÜFE enflasyonu bir önceki aya göre %0,89 arttı böylece yıllık enflasyon Nisan’daki %17,1’den %16,59’a geriledi. Çekirdek enflasyon (C-endeksi) de Nisan’daki %17,77  seviyesinden %16,99’a geriledi.

TÜİK Yİ-ÜFE Mayıs ayı enflasyonunda aylık artışın %3,92, ve yıllık seviyenin Nisan ayındaki %35,17 seviyesinden %38,33’e çıktığını açıkladı.

ENAGrup’a göreyse Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Mayıs ayında %3,94 arttı. Sadece Ocak-Mayıs 2021 dönemi enflasyon oranı ise %16,10 oldu.

Rakamlar arasındaki farklılıklar dikkat çekici seviyede yüksek. O zaman da akla ilk gelen Mayıs ayı yıllık TÜFE enflasyonundaki düşüşün kalıcı olup olamayacağı.  İlk bakışta görünen bunun mümkün olmadığı.  Zaten TCMB Başkanı Kavcıoğlu da dün ekonomistler/yatırımcılarla yaptığı toplantıda Mayıs ayında yıllık enflasyondaki düşüşün “tam kapanma” nedeniyle geleceğini, fakat Haziran ayı enflasyonunda bu düşüşün telafi edilerek yeniden yükseleceğini söylemişti. Haziran ayında “açılma” ile birlikte başta hizmet sektörü olmak üzere aylardır tüketici ile aç-kapa temposunda buluşan her birim batış aşamasından geriye dönebilmek için artan maliyetleri son fiyatlarına yansıtacak.

Buraya kadar TCMB ile kabaca hemfikir olmak mümkün.  Ayrışma buradan sonra başlıyor.  Çünkü Kavcıoğlu ve teknik ekibinin beklentisi Nisan ayı enflasyonun %17,2 ile zirve olduğu,  Temmuz-Ağustos aylarında iç talebinde kısmen zayıflaması ile yıllık enflasyonun genel olarak yatay ve dalgalı seyrettikten sonra yaz sonu itibarıyla baz yılı etkisiyle de düşmeye başlayacağı. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da işaret ettiği faiz indirimlerinin kapısının açılacağı. Politika faizinin ise gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde tutularak indirilmesinin mümkün olduğu.

Tartışmalı da olsa TÜİK enflasyon detaylarına bakmak gerekli o halde. Çünkü TCMB yılsonu TÜFE enflasyon beklentisi %12,2 iken (%9,4’ten Nisan Enflasyon Raporu ile yukarı güncellenmişti). Halbuki sene sonunda %15-16’nın altında gelecek bir enflasyon mümkün görünmüyor.

Kaba bir hesapla TL’nin dolar karşısında değer kaybı ilk beş ayda %18 civarında, euro karşısında %16’da. Brent petrol fiyat artışı aynı zamanda %40’a dayanmış durumda. FAO’nun bugün açıkladığı verilere göre küresel gıda fiyatları enflasyonu sadece Mayıs ayında %4,8 son bir senede ise %36 yükselmiş.

TÜİK detayında yılın aynı döneminde TÜFE enflasyonundaki artış %6,4. Gıda fiyatları %8,8, konut %6,2, ev eşyası %4,5, ulaştırma %6, eğlence -kültür %2,42, eğitim %6,4, lokanta-oteller %8 ve çeşitli mal-hizmetler %5 yükselmiş ilk beş ayda.

Y-ÜFE enflasyon artışı Ocak-Mayıs’ta %17,3. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimler; ara malında %47,76, dayanıklı tüketim malında %29,18, dayanıksız tüketim malında %25,22, enerjide %43,33, sermaye malında %29,49.

Burada TÜFE tarafına yansımamış önemli bir maliyet baskısı söz konusu.  Doğal şartlarda TÜFE enflasyonunun TÜİK serisine göre %25-28 aralığına yönelmesi gerekli fakat %16,6’da.  O zaman da baz etkisine bağlı yıllık enflasyon düşüşlerinin kalıcı olamayacağını anlıyoruz.  İç talep yavaşlıyor ancak daralma henüz söz konusu değil. TL değer kaybetmeye devam ediyor ve Fed para politikasına bağlı baskılar özellikle TL üzerinde yılın son aylarında daha etkili olacak.

TCMB’nin değil faiz indirmek, enflasyonu düşürmekte ciddi ise önden önlem alarak politika faizini artırmayı değerlendirmesi gerekir.  Dünkü TCMB toplantısından böyle bir izlenim edinmek mümkün değildi.  En iyi olasılıkla %19 politika faizine dokunulmayacak. Faiz artışı hem borçlu reel sektörü hem hane halkını ve toplamda büyümeyi vuracağından seçim öncesi bu tercih faiz artış kararı alana bumerang etkisi yaratacak güçte.  Ancak çok yüksek enflasyonun ülkeyi yönetenler açısından yarattığı etki de kuşkusuz aynı.

Mevcut enflasyon dinamikleri ile faiz indirmek TL’nin değerini hızla düşürmek, yeniden dövize-altına kaçışı başlatmak demek olacak.  Dileyelim, göreve faiz indirmek üzere getirilen Kavcıoğlu bu gerçeğin farkına varsın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da bu konuda ikna edebilsin.

GA.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler