Sosyal Medya

Ekonomi

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na sert sözler eşliğinde faiz-enflasyon ilişkisi inancını ve nass söylemini tekrarladı

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye İstatistik Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı’na alınmamasına ilişkin olarak, “Bay…

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na sert sözler eşliğinde faiz-enflasyon ilişkisi inancını ve nass söylemini tekrarladı

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye İstatistik Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı’na alınmamasına ilişkin olarak, “Bay Kemal, bundan sonra devletin kurumlarına böyle rastgele gidemeyeceksin, bitti artık. Devletin kurumlarına gidebilmek dürüstlük gerektirir, sende bu dürüstlük yok. Sana bugüne kadar yeri geldi Savunma Bakanlarımı, yeri geldi Dışişleri Bakanımı gönderdim, gidin brife edin dedim. Ama sen adam değilsin.” dedi.

Ekonomi konusunda Erdoğan KKM’ye davet ederken faiz enflasyonun sonucudur inancına ölene kadar bağlı kalacağını açıkladı. Kendi düşünce çerçevesi içinde yer aldığı şekliyle faizin zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapacağını söyledi.

Erdoğan, “Vatandaşlarımızdan açıkladığımız pakete uygun şekilde tasarruflarını kendi paramızda tutmalarını, tüm işlerini kendi paramızla yürütmelerini istiyorum ve tavsiye ediyorum.” ifadesini kullandı. KKM ürününe ilginin ciddi olduğunu ve yılbaşından sonra da bu ilginin artacağı beklentisini vurguladı. Yastık altında olduğu iddia edilen 5 bin ton altını da sisteme sokma isteğini söyledi.

“Faiz sebep enflasyon sonuçtur” diyen Cumhurbaşkanı ilişkinin yönünü kendi inanç sistemi silsilesine bağlarken, ekonomik konularda en önemli silahın da nass olduğunu iddia etti.

Erdoğan’ın açıklamalarından seçkiler aşağıda:

Biz kendi paramızı ölçü olarak almadığımız sürece her zaman batmaya mahkûmuz. Türk Lirası bizim paramız, onunla hareket edeceğiz. Biz yok dövizmiş, bu dövizmiş bunlarla değil…

Faiz aşağı, faiz yukarı. Arkadaşlar artık bu işi kitabımızdan çıkaralım. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Bunu bilecek buna inanacak, bununla yola devam edeceğiz. 

Bu paketi açıkladığımız günden itibaren mevduatlarda dövizden kendi paramıza ciddi bir dönüş başlamıştır. Yılbaşından itibaren hem firmalarımızın hem vatandaşlarımızın kendi paramıza dönüşü daha da hızlandıracaklarının işaretlerini görüyoruz. Ülkemiz ekonomisine serbest piyasa mantığına aykırı şekilde kur üzerinden yöneltilen yurt dışı kaynaklı saldırıları etkisiz hale getirecek mekanizmaları zaten kurmuştuk.

Döviz kurunda yurt içi talepten kaynaklanan ani, sert ve rasyonel temeli olmayan iniş çıkışlar yaşanmasını engelleyecek tedbirleri aldık. Bütün bunları serbest piyasa ekonomisinin kurallarından sapmadan, ülkemizin küresel ekonomik sistemle güçlü bağlarına zarar vermeden yapıyoruz. Aynı şekilde tasarruf yöntemi olarak altını tercih eden vatandaşlarımızı ellerindeki bu değeri finans sistemimize dahil etmeye çağırıyoruz.

Yastık altında tutulan 5 bin ton altının ne kadarını ekonomimize kazandırabilirsek ülke ve millet olarak gücümüz o derece artacaktır. Döviz kurunu yatay seyre geçirme, altını sisteme kazandırma sürecini ne kadar hızlı yürütürsek fahiş fiyat artışlarını kontrol altına alma mücadelemizde elimiz o derece güçlü olur. Enflasyon ve fahiş fiyat artışlarının en önemli bahanesi olan kurdaki dengesiz yükselişi ortadan kaldırdığımız için artık bu alanlarda da hızlı bir normalleşme bekliyoruz.

Eğer enflasyon ve fiyatlardaki artış kurdaki yükselişten değil de bütçe açığından kaynaklanmış olsaydı, işimiz çok daha zordu.

“Faiz sebep, enflasyon neticedir”

Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inandığımız gün başarılı olacağız. Birilerinin dediği gibi enflasyon sebep, faiz neticedir, böyle bir yanlış olamaz. Batı’nın bu kapitalist anlayışına maalesef kendini kaptıranlar hâlâ burada sürüp gidiyor. Arkadaşlar bizim de bir değerler silsilemiz var değil mi?

“Bizim silahımız nass”

Yaptığımız son düzenleme ile kendi paramızın getirisini dövizdeki muhtemel kazançla eşleştirerek sıcak para hareketleri üzerinden yürütülen manipülasyonların önüne geçmiş oluyoruz. Kararlılıkla ilerlemekten, siyasi sabotajlarla, terör örgütleriyle, ambargolarla vazgeçilemeyenler, döviz Kuru üzerinden bize silah göstermeye kalktılar. Ama başaramayacaklar. Bizim silahımız onlardan daha güçlü. Bizim silahımız nass. Dün vesayetle, terör örgütleriyle, darbecilerle yaptığımız mücadele mesele nasıl Tayyip Erdoğan şu parti bu parti meselesi değil, ülkenin bekası meselesiyse bugün de ekonomide aynı mücadeleyi veriyoruz.

Bugün de ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden bir haline getirme mücadelemizi başarıyla sonuçlandıracağımızdan hiç endişeniz olmasın. Bunun nimetlerinden hep birlikte yararlanacağız. Hiçbir ayrım yapmaksızın her vatandaşımıza diyoruz ki, kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için gelin büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin ekonomi ayağında yürüttüğümüz tarihi mücadeleye destek olun.

“CHP’nin başındaki zat siyasi eşkıyalık yapmayı iyice alışkanlık haline getirdi”

Biz ülkemiz için böylesine büyük ve tarihi devrimleri hayata geçirmenin gayretiyle gece- gündüz koştururken birileri de aklı ziyan iddialarla, çocukça davranışlarla kendi kalibrelerini sergiliyor.

CHP’nin başındaki zat son günlerde terör örgütünün güdümündeki partiyle kurduğu sıkı fıkı ilişkilerin de etkisiyle kamu görevlilerini tehdit etmeyi, kamu kurumlarını basmayı, bir çeşit siyasi eşkıyalık yapmayı iyice alışkanlık haline getirdi.

“Geldiler TÜİK önünde gösteri yaptılar”

Önce Merkez Bankası’ndan randevu istedi, randevu verildi. Kendisi brife edildi. Çıktı, yalan yanlış birçok şeyleri anlattı. Dürüst değil, kalibresi bozuk, cins, cibilliyet bozuk. TÜİK’ten randevu istedi, vermedi. Ne dedi? Siz imtihanı kaybettiniz. Niye? Merkez Bankası’na gittiniz, orada içeride başka dışarıda başka hareket ettiniz. TÜİK sır kurumdur, burada da aynı şekilde hareket edersiniz. Talebinizi iletin, biz size cevap veririz dediler. Geldiler TÜİK önünde gösteri yaptılar.

Helalleşme ve benzeri söylemlerle kendini ne kadar demokrat göstermeye çalışırsa çalışsın, başında bulunduğu partinin genlerindeki faşistlik bir noktada böyle hortluyor. Kamu kurumlarına emrivaki ile gittiği için tabii olarak kapıda kalıyor. Bunun son örneğini MEB’de yaşadık. Aynı şekilde Meclis açıldıktan sonra da eğitimi görüşmek üzere komisyon üyeleri davet edilmiştir. Sadece CHP’li milletvekilleri iştirak etmedi. Bakanımız sık sık Meclis’e gidiyor. CHP’nin amacının MEB’e gidip, bakanla, bakanlık bürokrasisiyle görüşmek olmadığını göstermeye sadece bu örnekler bile yeterlidir. Kendi evladının evine bile haber vermeden gidemeyen CHP’nin başındaki zatın bu eşkıyavari baskınlarla derdi bilgi almak değil, kaos ve karmaşa çıkarmaktır.

Bay Kemal, bundan sonra devletin kurumlarına böyle rastgele gidemeyeceksin, bitti artık.

Devletin kurumlarına gidebilmek dürüstlük gerektirir, sende bu dürüstlük yok. Sana bugüne kadar yeri geldi Savunma Bakanlarımı, yeri geldi Dışişleri Bakanımı gönderdim, gidin brife edin dedim. Ama sen adam değilsin. Merkez Bankası bağımsız değil diyor, Merkez Bankası seni kabul etti, demek ki bağımsız, sen bağımsız değilsin, senin ipinin kimlerin elinde olduğunu merak ediyorum.
Bakanlarımız ve diğer kamu görevlilerimiz de bu kifayetsiz muhterise böyle bir fırsatı vermeyerek doğrusunu yapıyor.

Halbuki genel başkanlık ve milletvekilliği sıfatını bir kenara bıraktım, herhangi bir vatandaş olarak istedikleri kuruma istedikleri zaman gidip diledikleri bilgiyi alma hakkına sahip olduklarını çok iyi biliyorlar. Ama dert başka olunca ortaya böyle can sıkıcı görüntüler çıkıyor.

Bunlar da Kandil’in kuklası yoldaşlarıyla otura kalka edebiyle siyaset yapmayı unutmuşa benziyorlar.

Kandil’i bombalayacakmış iktidara geldiğinde. Sen iktidara mı geleceksin? Kandil’dekilerle dirsek dirseğe, Ankara’dan İstanbul’a onlarla yürüyen sen değil misin? Onlar sana övgü yağdırdıkça zevkten 4 köşe oluyorsun. Kandil’dekiler sana övgü yağdırdıkça zevkten dört köşe oluyorsun. Bu kadar yavrularımız şehit edildi, hiç umurunda değil, zevkten dört köşe oluyorsun. Sana nasıl güvenecekler ya. Mümkün mü? Eh şimdi de ittifakınız kurdunuz, bakalım bu ittifakla nereye kadar gideceksiniz?

Milletimiz kendi değerlerine düşmanlığı, kamu görevlilerine ve kurumlarına saldırıyla bir adım öteye götüren bu zorbalara hak ettikleri dersi inşallah sandıkta verecektir.”

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler