Sosyal Medya

Genel

KÜRESEL İKLİM KRİZİ VE FİNANSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Küresel iklim değişikliği ilk kez 1925 yılında Sırp asıllı, ABD’de yaşayan matematikçi bilim insanı Milutin Milankovic tarafından yayımlanan “Canon of…

KÜRESEL İKLİM KRİZİ VE FİNANSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Küresel iklim değişikliği ilk kez 1925 yılında Sırp asıllı, ABD’de yaşayan matematikçi bilim insanı Milutin Milankovic tarafından yayımlanan “Canon of Insolation and the Ice-Age Problem” kitabında sunulsa da 1972 yılında Stockholm Zirvesi’nde sürdürülebilirlik araştırmalarına kadar bekler. 1972 yılından 2000 yılına geldiğimizde Milenyum Hedefleri belirlense de revize edilerek 2015 yılına ve sonra da 2030 yılına ertelenir.

Bütün bu süreçte bir arpa boyu yol alınamaz. Bunun tek bir nedeni vardır. O da sosyal, çevresel, ekonomi ve kurumsal yönetim boyutları olan sürdürülebilirlik konusunun ABD ve 6 Avrupalı devlete sonradan eklenen Çin’in tekelinde olmasıdır. Sürdürülebilirlik konusu politik ve ekonomik bir meseledir. Örneğin Çin’in karbon salınımı ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri toplamından fazladır. 100 yıldır iktidarda olan Çin Komünist Partisi’nin konuyla ilgili açıklaması “Küresel iklim krizini değil, -ne pahasına olursa olsun- kalkınma hedeflerimize ulaşmayı önemsiyoruz.” şeklindedir.

 

 

Şekil 1: Milankovic Theory: “Canon of Insolation and the Ice-Age Problem”

Görselde paylaştığım eksen değişiminin açıklaması şöyledir. Eksen eğimi ısınma ve soğumada etkili olarak hem dünyanın hem de ayın yörüngesinde değişime neden oluyor. Bunun sonucunda kuraklık veya yağmur, kasırga, yanardağ patlamaları, depremlerin şiddeti artmıştır. Buna ilaveten radyasyon açığa çıkmakta ve kanser vakalarında artışa neden olmaktadır. Bu gibi tehditlere ilişkin NASA’nın açıklaması, 2030 yılında Ay yörüngesi nedeniyle en büyük iklim krizleri görüleceğini açıklamıştır.

Öz ve yalın açıkladığım bu bilimsel bilgiler ışığında şu sonuç çıkarılabilir. İnsanların küçük gruplar halinde reaktif faaliyetler göstermesi faydalı ve iyi niyetli görünse de küresel sorunun çözümüne yönelik katkısı yok denecek kadar azdır. Zira bu sorun Güneş ve Ay yansıması ile gelen radyasyonun Dünya eksenini değiştirmesinden kaynaklanır. Ancak bu süreci hızlandıran unsurlar ülkelerin kalkınma yarışında öne geçmek için aldığı politik ekonomi kararlarının küresel şirketler üzerinden uygulamasında yatmaktadır.

Hükümetlerin politik ekonomi kararları ile desteklenen ve dünyanın sonunu hızlandıran sürdürülebilirlik karşıtı uygulamaları yürütmesi için gereken insan kaynakları bu sürece koşa koşa gider. Çünkü aynı sistem sürdürülebilirliğin sosyal ve ekonomik boyutlarında insanları aciz ve muhtaç bırakarak her geçen gün daha da yoksullaştırır ve kendi sistemine çeker. İşte bu sayede insanlar hayatta kalmak ve sözüm ona çocuklarına daha iyi bir gelecek bırakmak için çalıştıkları sistemde başta kendi torunları olmak üzere tüm insanlığın ve doğadaki canlıların geleceğini yok eder.

Oysaki Marmara Üniversitesi’nden bilim uzmanlığı tezim olan “Finansal Sürdürülebilirlik Kuramı” sayesinde sürdürülebilirliğin sosyal ve çevresel boyutları da korunarak ve desteklenerek, şirketlerin finansal performansı (karlılık, nakit akışı ve piyasa değeri) yukarı çıkarılabilir ve aynı zamanda iflasa varabilen finansal sıkıntıları aşağı indirilebilir.

 

Şekil 2 Finansal Sürdürülebilirlik Kuramı: I Can 2019 – Marmara Üniversitesi

 

İbrahim Can, Ph.D. CPA

Kurucu, Finansal Yönetim Danışmanı

www.icanadvisory.com

 

 

FÖŞ Seminer: İklim Değişikliği—II: Resident Evil (İçimizdeki Şeytan)

 

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre iklim değişikliğiyle mücadele için temiz enerji kaynaklarına trilyonlarca dolar yatırım gerek

 

Dünya nüfusunun en az yüzde 85’i insan kaynaklı iklim değişikliğinden etkilendi

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler