Sosyal Medya

Ekonomi

Piyasa Bülteni | Gecenin adı: FED

Türk mali piyasalarında sıkıntılı hava korunmaya dün de devam etti. TCMB dün sahneye çıkmasa da, tahminlere göre 2,5 milyar dolar büyüklüğünde…

Piyasa Bülteni | Gecenin adı: FED

Türk mali piyasalarında sıkıntılı hava korunmaya dün de devam etti. TCMB dün sahneye çıkmasa da, tahminlere göre 2,5 milyar dolar büyüklüğünde doğrudan satım yönünde piyasaya yapmış olduğu müdahale sonrasında USDTRY kurunun yeniden müdahale öncesi seviyelere geri döndüğünü görüyoruz.

Tarih bu tip başarısız müdahalelerle dolu. Çok da uzağa gitmeye gerek yok. 2014 yılında, kabaca 7 aylık bir zaman diliminde, enerji fiyatlarında yaşanan çöküş (7 ayda Brent petrol %60 değer kaybetti) ile sarsılan Rusya’nın para birimi Ruble, dolar karşısında sendelemeye başlayınca, ciddi boyutta dolar rezervi olan Rus Merkez Bankası piyasalara doğrudan satım yönünde müdahalede bulunarak Ruble’nin dolar karşısında erimesini durdurmaya çalışsa da, (USDRUB paritesi Ekim-Kasım 2014 aylarıda tam da 50 günde %100 yükseldi) bunda başarılı olamayarak faiz oranın %9,5 seviyesinden %17 seviyesine çekmek suretiyle para birimindeki erimeyi anacak durdurabilmişti.

Ne kadar da tanıdık geliyor değil mi? Piyasa dinamikleri ve iktisat teorisi ülkeden ülkeye değişmiyor! Ekonomi bir bilim ise, temel kural ve varsayımlarına inanmak ve riayet etmek gerekiyor! Sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide hem faiz hem de kurun kontrol edilemeyeceği bir kez daha altını çizerek, aksi yönde ilerleyen ülkelerin büyük krizlerin fitilini ateşlediğini görüyoruz.

Bu bağlamda, TCMB’nin müdahalelerinin rezerv kaybı dışında bir anlamı olmadığına inanmaya devam ediyoruz. Asıl konu günlerdir işlediğimiz üzere, reel negatif getiri ve adım adım yaklaşan enflasyon dalgası. Paranın dolaşım hızı şu aralar oldukça yüksek. Fiyatlar daha da yükselmeden herkes erkene çektiği talebi realize etmeye çalışırken, bir noktada fiyatlar o kadar çok artacak ki (yakında TÜFE %30 seviyesini de aşacak) alım gücü eriyeceği için ekonomik durgunluk kendisini stagflasyon kisvesi altında gösterecek.

Uzun lafın kısası, çok sıkıntılı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yeni ekonomi politikası diye adlandırılan bize göre çılgın deneyin, yan etkileri de olacağı mutlaka politika yapıcılar tarafından düşünülmüştür. Hatta, bir adım daha ileri giderse, bunun da kendini kendini besleyen bir döngü ile ülke ekonomisini enflasyon-devalüasyon sarmalına sokacağı göz ardı edilmiş olamayacağını düşünüyoruz.

Bunun da en güzel örneğin, dün TÜİK tarafından açıklanan Kasım ayı konut satış rakamlarında gördük. Yurtiçi yerleşiklerin enflasyona karşı korunma arayışı adeta konut satışlarını patlatmış. Kasım ayı özelinde 179bin adet ile rekor kırarken, döviz bazında ucuzlayan TL varlıklara yabancı ilgisi (yabancıya satış) 7,363 adet satış ile rekor kırdı! Bu rakamların zirve olmadığını ve konut yatırımının enflasyona karşı önemli bir korunma aracı olduğu düşünülürse, canlılığın önümüzdeki aylarda da korunacağını tahmin ediyoruz.

USDTRY kuru dün daha sakin ama gün boyu yükselerek 13,85 seviyelerinden 14,40 civarına kadar yeniden yükseldi. Hisse senedi piyasası ise TL’deki değer kaybına göğüs gererek, dolar bazında ucuzlamayı törpülemeye çalışıyor. Eylül ayında faiz indirim sinyali gelmesinden bu yana, BIST100 ana endeksi son 48 iş gününde neredeyse %60 yükseliş kaydetti. CDS risk primi 525 baz puan civarında son 1 yılın zirvesine kalmaya dün de devam etti.

Aslında, TL cephesinde değişen pek de bir şey yok. Çevirelim yüzümüzü yurtdışına. Dün ABD’de açıklanan yüksek üretici enflasyonu (yıllık manşet ÜFE  %9,6, çekirdek ÜFE ise %7,7) bugün sonuçlanacak FED toplantısı öncesinde piyasalarda risk-off modunu biraz daha tırmandırdı. Enflasyon odağında FED endişesi ile DXY’nin bu hafta bir miktar da olsa yükseliş eğiliminde olduğunu görüyoruz. Doların sepet kuru olan DXY’yi bu hafta oldukça yakından takip etmek gerekiyor. Teknik bir bakış açısıyla 96,4 seviyesinin üzeri yükseliş isteğinin devamı anlamında okunabilir.

Manşet enflasyonun 40 yılın zirvesine yükseldiği bir ortamda, dün başlayan ve bu akşam KKTC saat ile 21:00’de sonuçlanacak FED’in kritik toplantısı küresel çapta büyük bir merakla bekleniyor. Akabinde, 21:30’da Başkan Powell mikrofon karşısında geçerek basın toplantısı düzenleyecek.

Genel kanı, FED’in pençelerini göstermeye başlayarak daha şahin bir patika geçeceği yönünde. Özellikle, enflasyonda “geçidir” söylemini “emekli” etmesi ardından Powell’ın tahvil alımı ile pandemi döneminde her ay ekonomiye verdiği 120 milyar dolar tahvil alım desteğinin azaltma hızını artırarak 2022 ise  2 kez faiz artırım öngörüsünde bulunması bekleniyor. Bu bağlamda, karar ardından yayımlanacak kısa politika metninin satır araları, Başkanı’nın basın toplantısının tonu ve elbette üyelerin ekonomiye dair tahminlerinin yansıtan meşhur dot plot (nokta grafik) dikkatle izlenecektir.

ABD borsaları, enflasyonun gölgesinde FED öncesinde dün geceyi de düşüşle tamamladı. Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında da ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de kararsız hatta yatay bir seyir görülüyor. FED toplantısına kadar gergin ve yatay bir bekleyişin hakim olacağını düşünüyoruz. Powell’in anlatacakları ardından piyasalar da 2022 için yön tayininde bulunacaklardır. Bu toplantı ve yarın gerçekleşecek ECB ve BoE toplantıları ile, zor geçen yıl ardından Batı alemi, Noel ve yılbaşı heyecanına geçip işlem defterlerini de kapatacaktır.

 

 

 

iktisatbank.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler