Sosyal Medya

Ekonomi

İbrahim Can yazdı: MERKEZ BANKASI ENFLASYON RAPORUNA FARKLI BİR BAKIŞ

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu: 2021 sonu enflasyon tahminimiz %18,4; 2022 yılı için %11,8 ve 2023 yılı için %7 olarak belirlenmiştir.…

İbrahim Can yazdı: MERKEZ BANKASI ENFLASYON RAPORUNA FARKLI BİR BAKIŞ

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu: 2021 sonu enflasyon tahminimiz %18,4; 2022 yılı için %11,8 ve 2023 yılı için %7 olarak belirlenmiştir.

 

Kavcıoğlu ithalat fiyatlarının düşeceğini, enflasyonun artışı nedeniyle yaklaşık 3 puan yukarı yönlü tahminlerini güncellediklerini ve gıda fiyatlarının enflasyon etkilerini gözlemlediklerini söyledi.

 

Canlı yayındaki açıklamalarını masasındaki kağıttan okuyan Kavcıoğlu, finansal ekonomi bilimine aykırı açıklamalarının kendi içinde de çelişkiler içerdiğinin bilinçli farkındalığında olmasa gerek; yalnızca açıklaması istenilenleri kağıttan okudu…

 

Ancak enflasyonun bu yıl sonunda %18,4 gerçekleşeceği ve gelecek yıllarda ciddi oranda düşeceği beyanına güvenmek için somut bir dayanak sunamadı. Bununla birlikte öyle bir şey söyledi ki sanırım benden başka kimsenin dikkatini çekmemiş ya da gündeme getirilmeyecektir.

 

Kavcıoğlu, iklim krizine yönelik duruşunu ifade edeceğini söylediğinde dikkat kesildim. Önündeki kağıttan okuduğu ilk cümlesi şöyle oldu:

 

“Teknolojinin gelişimi ve hızlı sanayileşmenin yol açtığı küresel ısınma sorunu iklim değişikliklerini de beraberinde getiriyor.”

 

Hayır efendim, bilmiyorsunuz; bilmediğinizi de bilmiyorsunuz! Sadece önünüze koyulan kağıdı okuyor ve ekonomi bilimi ile birlikte diğer bilim dallarını da yerle bir ediyorsunuz!..

 

Küresel iklim değişikliği ilk kez 1941 yılında Sırp asıllı, ABD’de yaşayan matematikçi ve gökbilimci Milutin Milankovic tarafından yayımlanan “Canon of Insolation and the Ice-Age Problem” kitabında sunulmuştur. Milankovic’in teoremine göre, Güneş ve Ay yansıması ile gelen radyasyonun Dünya ekseninin değişimi ısınma ve soğumada etkili olarak hem dünyanın hem de ayın yörüngesinde değişime neden oluyor. Bunun sonucunda kuraklık veya yağmur, kasırga, yanardağ patlamaları, depremlerin şiddeti artmıştır. Buna ilaveten radyasyon açığa çıkmakta ve kanser vakalarında artışa neden olmaktadır. Bu gibi tehditlere ilişkin NASA’nın açıklaması, 2030 yılında Ay yörüngesi nedeniyle en büyük iklim krizleri görüleceğini açıklamıştır.

 

Sonuç olarak Türkiye’de bilime ve bilim insanına liyakat ile itibar edilmediği ve bunun yerine vesayet ve biat kültürü hakim olduğu sürece sürdürülebilir kalkınma bugün açıklanan “Merkez Bankası Enflasyon Raporu” içinde “sürdürülebilir temalı” şeklinde ifade edilen laflar olarak geçmeye devam eder. Raporları süslemek için kullanılan “temalar” tıpkı inşaat projelerindeki peyzaj çalışmaları gibidir. Denizin üzerine dolgu yaparak hem doğa katledilir hem de depremde en yüksek risk oluşturulur ama önemli olan göze hoş görünmesidir.

 

İbrahim Can, Ph.D. CPA

Kurucu, Finansal Yönetim Danışmanı

www.icanadvisory.com

 

 

FÖŞ höykürdü:  Gulu gulu ekonomisine geçtik

 

Financial Times: Kötüleşen Türkiye ekonomisi Erdoğan’ın sonunu mu getirecek?

 

Çetin Ünsalan: Asgari ücret, robot ve Asya

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler