Sosyal Medya

Ekonomi

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati: Faiz indirimine devam

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati “2013’ten beri düşük faiz politikamızı her uygulamaya yeltendiğimizde güçlü bir itirazla karşılaştık. Bu sefer…

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati: Faiz indirimine devam

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati “2013’ten beri düşük faiz politikamızı her uygulamaya yeltendiğimizde güçlü bir itirazla karşılaştık. Bu sefer bunu uygulamada kararlıyız” açıklamasıyla faiz indiriminde ısrarcı olduklarını yineledi.

Türk lirasının tarihte görülmemiş biçimde değer kaybetmesiyle ilgili iktidara gelen tüm soru ve eleştirileri yanıtsız bırakan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’ın sessizliğini korumayı sürdürdüğü şu günlerde, Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati’den gelen açıklama dikkat çekti. Geçtiğimiz günlerde yaptığı ekonomik kriz yorumuyla da epey konuşulan Bakan Yardımcısı, bu kez de Twitter hesabından “2013’ten beri düşük faiz politikamızı her uygulamaya yeltendiğimizde güçlü bir itirazla karşılaştık. Bu sefer bunu uygulamada kararlıyız” açıklamasında bulundu.

EKONOMİYİ SADECE DÖVİZ KURUNU BAZ ALAN DAR BAKIŞLA DEĞERLENDİRMEMELİYİZ

“Sadece döviz kurunu baz alan dar bakış açısı yerine büyük bir pencereden değerlendirmemiz gerekiyor”
Türkiye Ekonomi Politiğini tüm ezber ve önkabullerimizi bir yana bırakarak, bilimsel veriler ışığında netleştirelim ve bilgi karmaşasını ortadan kaldıralım. Türkiye ekonomisini sadece Döviz kurunu baz alan dar bakış açısı yerine büyük bir pencereden değerlendirmemiz gerekiyor. Sadece faiz ve döviz kuru ikilisini esas alan bir makroekonomik yaklaşım yerine düşük faiz yüksek üretim hacmine dayanan temel politika ekseninde yüksek istihdam, yüksek ihracat, düşük cari açık ve düşük dış borç hedeflenmektedir.

ENFLASYONUN ÜZERİNDEKİ KUR BASKISINI AZALTACAĞIZ

Düşük faiz avantajı ile birlikte ihracat artışından elde ettiğimiz geliri ithalatımızın en büyük kalemleri olan enerji, hammadde ve ara malı yatırımlarına yönlendireceğiz. Bu sayede hem enflasyon üzerindeki kur baskısını azaltacağız hem de istihdamın artmasını sağlayacağız.

EKONOMİMİZİN EN BÜYÜK SORUNU CARİ AÇIK

Yakın ekonomik sürece baktığımızda 2019 yılında Çin’de başlayan Kovid-19 salgınına rağmen, IMF’ye göre, 2020 yılında G20’de büyüyebilen iki ekonomiden birisiyiz. Fakat herkesin bildiği gibi ekonomimizin en büyük sorunu cari açıktır. Bu da bizi hep dış borca bağımlı tutmuştur. Küresel salgın sonucu tedarik zincirlerinin aksadığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu durum küresel çapta emtia, enerji ve navlun fiyatlarının fahiş oranlarda işlem görmesine neden olmuştur. Yani enflasyon sadece ülkemizde değil, küresel çapta ortaya çıkan dönemsel bir sorundur.

ARZ ENFLASYONUNU AZALTMAK İÇİN FAİZLER DÜŞÜRÜLMELİ

Mevcut piyasa koşullarında politika faizinin enflasyonun altında tutulmasında herhangi bir sorun yoktur. Talep enflasyonunu azaltmak için faizlerin arttırılması gerekirken, küresel salgının neden olduğu arz enflasyonunu azaltmak için faizlerin düşürülmesi gerekmektedir.

Düşük faiz politikamız sonucu TL’ye yapılan manipülatif ataklar ekonomimize ciddi zararlar veremez. Örneğin; bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı yasal ve hedef oranın oldukça üzerindedir. Bunun yanında bankacılık kredilerinin geri dönüşlerinde hiçbir sıkıntı yoktur.

DÜŞÜK FAİZE HEP İTİRAZ EDİLDİ AMA UYGULAYACAĞIZ

Son kur atağında reel sektörde türbülanslar yaşansa da ekonomimiz tüm gücünü korumaktadır. Nitekim yeni kurulan şirket sayısı geçen yıla göre artarken, kapanan ya da konkordato ilan eden şirket sayısı azalmaktadır. Karşılıksız çıkan çek oranları da tarihi dip seviyesindedir. 2013’ten beri düşük faiz politikamızı her uygulamaya yeltendiğimizde güçlü bir itirazla karşılaştık. Bu sefer bunu uygulamada kararlıyız. Milletimizin bağımsızlığı için verdiğimiz mücadelede olduğu gibi, bugün de Milletimiz ile elbirliği içinde ekonomimizin bu bağımsızlık mücadelesinden de Allah’ın izni ile zaferle ayrılacağız.

 

 

karar.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler